Eğer ülke seçmeninin yüzde 25’ini temsil eden ana muhalefet partisi genel başkanının bulunduğu bir konvoy terörist bir saldırıya maruz kalmışsa, bu olay PKK ya da şu-bu örgütün ötesinde çok daha derin, çok daha büyük anlamlar içeriyor demektir. Öncü askeri araç içindeki güvenlik görevlilerinin dikkati, şehit olan asker ve yaralanan 2 astsubay sayesinde belki de çok daha büyük, sonuçları itibarıyla çok vahim bir olay engellendi.

TERÖR TİMLERİ

PKK ya da PKK ile hareket eden bazı terör gruplarının Doğu Karadeniz’e birkaç tim gönderdiği biliniyor. Şu ana kadar 4 terör timi görülebildi. Her biri 4-5 kişiden oluştuğu düşünülen Ordu, Giresun, Gümüşhane-Trabzon ve Artvin timleri. Bu timler çeşitli eylemler düzenledi. Oldukça profesyonel ya da çok eğitimli oldukları görülüyor. Maçka’da 3 polisin, Mesudiye’de 3 askerin şehit edildiği saldırılar en büyük eylemleri. Maçka’nın içinde yapılan bu eylem için yetkililerin ‘’bugün yarın yakaladık’’ açıklamalarına karşın, teröristler sanki buharlaştı. Bu terör timlerinin etkisiz hale getirilmesi konusunda ne yazık ki başarılı olunamadı. AKP   Artvin Milletvekili İsrail Kışla’nın verdiği bilgilere göre, bölgede 4-5 kişilik bir PKK timi var. Güvenlik güçleri ne zamandır bunları arıyor.

HEDEF KİM, BEKLENTİ NE?

Kılıçdaroğlu’nun Artvin programı ve CHP konvoyunun buradan geçeceği, günler öncesinden biliniyor. Anlaşıldığı kadarıyla saldırganlar olayın olduğu yere pusu kurmuş. Hedefleri güvenlik güçleri mi, konvoy ya da Kılıçdaroğlu mu? Güvenlik güçlerinin tespitlerine göre teröristlerin atmaya fırsat bulamadıkları füze, asker ya da polis aracına mı, Kılıçdaroğlu’nun makam arabasına mı, yoksa CHP otobüsüne mi yollanacaktı? Kuşkusuz ki yanıtlanması gereken çok soru var.

SUİKAST VE AZMETTİRİCİ

Ana muhalefet partisi genel başkanının öldürülmesi ya da konvoyuna saldırı, ülkedeki çok kritik koşullar hesaba katıldığında, çok vahim sonuçlara yol açabilir. Böyle bir saldırı, İçişleri Bakanı’nın kendisinden çok emin biçimde açıkladığı gibi PKK’nın kararı mı? Olabilir. Ama failler yakalanmadan bunu tam olarak bilemeyeceğiz. Ki, İçişleri Bakanı’nın asıl görevi, böyle tespitler yapmaktan çok, faillerin bulunmasını sağlamaya çalışmak.

Başbakan, “Suikastı azmettiren geri plandaki alçaklar, Türkiye’nin birliğine zarar veremez” dedi. Somut bir bilgisi mi var, yoksa bir yorum mu bu sözler? Başbakan somut olay, olgu ve belgelerle konuşmalı. Yani suikast bilgisi nereden geldi ve azmettirici kim? Eğer bu olayın bir suikast girişimi olduğu doğruysa ve azmettiricileri varsa, durum çok çok ciddi.

PKK VE DİĞERLERİ

Cemaatçi darbe girişimi ve sonrasında yaşanan uzlaşma havası, ülkenin karşı kaşıya kaldığı tehditler, Türkiye üzerine yapılan senaryolar, ayrılıkçı terör ve Kürt sorunu, dinci terör, Türkiye’nin giderek değişen bölge ve Ortadoğu politikası, Suriye operasyonu hesaba katıldığında, ülkenin istikrarsızlığa girmesinden kazanç sağlayacak çok güç var.

NEDEN BULUNAMIYORLAR?

PKK ve müttefikleri, hiçbir tabanlarının olmadığı Karadeniz’de propaganda ve meydan okuma eylemleri yapıyor. Gelin görün ki, bu küçük hücre gruplar, bunca eyleme karşın hala bulunamıyor. Burada başta İçişleri Bakanı olmak üzere güvenlik ve istihbarat birimlerinin kendini sorgulaması gerekmiyor mu?