Türkiye'ye damgasını vuracak efsane adam olacağını kim bilirdi ki

Bir fotoğrafın anatomisi

Bakın şu fotoğrafa. İstanbul Kadıköy’de karpuz satan genç bir delikanlı…



Tanıdınız mı? 1948 yılında Mehmet ve Fatma Yılmaz’ın oğlu  olarak Trabzon Of’ta dünyaya geldi…Ardından İstanbul’a uzanan bir hayat yolculuğu ... Sonrasında  iş dünyasından medya sektörüne,  spordan siyasete kadar  bir efsane adam..

Bu ülkeye gerek spor gerek iş gerekse de siyasetçi olarak damgasını vuran çok özel insanlar var...
Nesilleri tükenmiş...
Adam gibi dünyaya geldiler...



Allah uzun ömürler versin...
Adam gibi yaşıyorlar...
50 yıl, 70 yıl geçse de hiç düzenin adamı olmadılar...
Eğilmeden, bükülmeden yaşadılar...
Ve yaşları kaç olursa olsun yine delikanlıca yaşıyorlar...



Öylesine güzel ve örnek insanlar var ki arkalarında en küçük şaibe olmadan, tırnakları ile kazıyarak bu yerlere gelmiş, adlarından gururla bahsettirmişler...
Alın terlerini öylesine güzel akıtmışlar ki...

Bakın şu fotoğrafa




İstanbul Kadıköy’de karpuz satan genç bir delikanlı...
Tanıdınız mı?
1948 yılında Mehmet ve Fatma Yılmaz’ın oğlu  olarak Trabzon Of’ta dünyaya geldi...
Ardından İstanbul’a uzanan bir hayat yolculuğu başlad...
İstanbul Kadıköy Kemal Atatürk/Haydarpaşa Lisesini birincilikle bitirdi.



Sonra İstanbul Üniversitesi Mimarlık ve Mühendislik Akademisi İnşaat Fakültesini bitirerek yüksel tahsilini tamamladı...
Ve muhteşem bir başarı öyküsü yazıyordu aslında...
Tribünlere, duvarlara, gazetelere boy boy resimleri asılıp yazılmaya başlandı...

İşte o karpuz satan delikanlı

İnşaat sektöründe 1 numara oldu...
Medya sektöründe günde 1 milyon satan efsane Güneş Gazetesini yarattı...
Yılmaz Yayınlarını inşa etti...
Türkiye’de 3 kez ‘Vergi Rekortmeni’ olmanın gururunu yaşadı...
Sonra uzun yıllar hiçbir geliri olmayan  Trabzonspor Kulübünü kendi cebinden sırtladı...
Şampiyonluk yaşadı, Türk futbolunda bir kulübe tesis kazandıran ilk başkan oldu...
Türk futbolunda ‘Onursal Başkanlık’ unvanı verilen ilk isim de o oldu...
Onur ve şeref kavramları, hep kartviziti oldu..
Hani derler ya...
Sermayeniz adamlıksa, her ticarette başarılı olursunuz...
İşte karpuz satan delikanlı bu...

Bitmedi

Siyasete el attı...
Trabzon Milletvekili olarak Spordan Sorumlu Devlet Bakanlığı yaptı...
Bakan olarak da tarih yazdı…
Türk Futbol Federasyonu’na özerklik getirdi...
Havuz sistemini düzenleyerek kulüplere ekonomik bağımsızlığının yolunu açtı...
Baba...
Ağa...
Başkan...
Bakan...
Ne derseniz deyin...
TV ekranlarına çıktığında elindeki tespih düşmedi...
Adam olmayana hiç düşman bile olmadı...
Cebine değil, kişiliğine saygı gösterilen adam olmanın tarifi oldu…
Dili ve yüreği başka şekilde hiç yaşamadı... Onun için yaşamında  ya siyah vardır ya da beyaz, gri rengi hiç olmamıştır...
Bakanlık yaparken, mafya diye adlandırılan isimlerle sohbetini resimleyen gazetecilere “Onlar benim yeğenim” diyecek kadar mert oldu…
Doğru bildiğini karşısında kim olursa olsun söylemekten çekinmeyen bir cesur yürek olarak yaşadı…
O isim Mehmet Ali Yılmaz...
İşte karpuz satan delikanlı o...ALLAH varlığını eksik etmesin, uzun ömürler versin...