Malum, dünyada sorumluluk yüklenme bilincine sahip olan tek varlık insandır. Zira insanın yaratılışı elbette sorumluluk esası üzerine kurulmuştur. İnsanın sorumluluğu önce kendisini yaratan Rab’binedir. İnsanın Rab’bine karşı sorumluluğu, O’nun yarattıklarına karşı sorumluluğunu da ihtiva etmektedir.

İnsan yaratıcısına karşı sorumluluğunun bilincinde olursa, yaratılanlara karşı olan sorumluluğunu da bilir. Evet, bilir ama gerçekten insan ise! Terörü lanetleyenlerin, kınayanların bir kısmının bu davranışları gerçek mi, yoksa yalancıktan mı? Kanlı terör olayları olduğunda bir kısım zevatın profesyonelce ve gayet demokrat görünümlü söylemlerine bakarsanız; ne kadar yalancıktan oldukları nasıl da belli oluyor, adeta sırıtıyorlar. Adı üstünde; terörist kendi işini yani terör eylemi yapıyor, yakıp yıkıyor, devlete isyan ediyor, insanları öldürüyor, kanla besleniyor... Bir kısım kendini toplumun tepesinde gören aydın geçinenler, bir kısım akademisyenler, bir kısım sanatçılar, bir kısım yazar-çizerler, bir kısım siyasetçiler vs... Her katliam sonrası, hemen anında hükümeti/devleti suçlayarak; buradan ister ‘siyasi’ deyin, ister ‘başka bir şey’ deyin, avantaj sağlamaya çalışıyorlar. Bu durum bir hastalık halinde nüksediyor bu kesimlerde...

Maşallah; kendilerine hedef olarak seçtikleri hükümet edenleri yani Anadolu’nun büyük çoğunluğunun tercihlerini hiçe sayıyor, aşağılıyorlar. Maşallah; her katliam sonrası bizim anlı-şanlı bir kısım kendilerini her şeyin en iyisini bildiğini sanan ve her halükarda kendilerini toplumun tepesinde görenler, PKK’nın vermek istediği mesajları ne de güzel veriyorlar. Teröristlerin, Kandil baronlarının ağzıyla konuşup, Kandil’in ekmeğine yağ sürecek ne de güzel yazılar düzüyorlar, vallahi bravo...

İşte memleket severlik, işte vatanın bölünmez bütünlüğünde yana olmak bu mudur? Çok garip, çok yazık! Ülkemizin belli bir bölgesinde ayrı bir yönetim, ayrı bir devlet kurmaya çalışan eli silahlı, her yeri yakıp yıkan terör örgütü var. Peki biz millet olarak, iktidar ve muhalefet olarak buna müsaade mi edeceğiz, yoksa mücadele mi edeceğiz? Hani vatanın bölünmez bütünlüğü üzerine yemin edenler, niye sesiniz çıkmıyor? Ya da kerhen zayıf çıkıyor. Hala terörü mazur gösterecek cesareti nereden alıyor bu adamlar? Bunun yorumunu toplumumuza havale edelim...