SON DAKİKA



Haber > Gündem > Kabul edilişinin 96. yılında İstiklâl Marşı

Kabul edilişinin 96. yılında İstiklâl Marşı

12 Mart 2017 Pazar - 09:00








Sizi bilmem ama ben İstiklal Marşı’nı dinlerken tüylerim diken diken olur. O zor zamanlar, İstiklal Harbi’nin o ölüm kalım sahneleri bir film şeridi gibi geçer gözlerimin önünden...

Birçok insanın geleceğe dair umutlarının dumura uğradığı, İstiklal Savaşı’nın o en şiddetli günleri...

Düşman Polatlı’ya kadar gelmiş, Ankara’ya çok yaklaşmıştır. Başkentin düşme ihtimaline karşı hâl çareleri aranmakta, yönetim merkezinin Kayseri’ye taşınması düşünülmektedir. İnsanların yüzünde bir korku ve endişe ifadesi hüküm sürmektedir.

Böyle zor bir durumda, millete heyecan ve inanç aşılamak için bir Milli Marş oluşturma fikri baş gösterir. Ortada bağımsız bir vatan olmasa da bağımsızlığın timsali olabilecek, bu duyguyu yüreklere nakşedebilecek bir millî marş yazılmak istenmektedir.

Bunun bir yazıyla bütün şairlere duyurulmasına karar verilmiştir. Bu şairler arasında o dönemin inançlı isimlerinden Mehmet Akif de vardır. Fakat vatanını canından çok seven ve bunu somut gayretleriyle gösteren Mehmet Akif, yarışmanın ödüllü olması nedeniyle bu işe sıcak bakmaz. Zira varlık sebebimiz olan bu vatana parayla marş yazmak ona göre iş değildir. Mehmet Akif aslında maddeden fakir bir durumdadır; sırtına giyecek bir paltosu bile yoktur.


Arkadaşının paltosunu ödünç alarak Ankara sokaklarında dolaşmaktadır. Mevcut durumu böyle acıklı olsa da, duygularını para karşılığı satmak ona şık gelmemektedir. Marş dediğin para aşkıyla değil, hiçbir maddî çıkar gözetmeden vatan aşkıyla yazılır.

O yüzden ilk yarışmaya iştirak etmez. Yarışmaya gönderilen 724 şiirden hiçbiri İstiklal Marşı olabilecek yeterlilikte görülmez. Bu işin organize edilmesinde görevli olan, o zamanın Millî Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Tanrıöver kara kara düşünmektedir. Yeni hâl çareleri aramaktadır.

Üstat Mehmet Akif’in bu yarışmaya katılmayışı Hamdullah Suphi’yi derin derin düşündürür. Akif’e gider ve yarışmaya iştirak etmeyişinin sebebini sorar. Yarışmada verilecek mükâfatın tek engel olduğu öğrenilince bunun için yeni çözüm yolları bulunur. Bu sefer Mehmet Akif marş yazmaya ikna olur. İstiklal Marşı’nı yazmak için Taceddin Dergâhı’nda adeta inzivaya çekilir.

Her anında bu marşı düşünür ve zihnine mısra mısra yerleştirir. Gece gün demeden tarifi imkânsız bir duygu yoğunluğu içerisinde İstiklal Marşı’nı yazar. Aslında o, kurtuluş konusunda şüpheleri olmayan, zafere inancı tam olan bir insandır.

Bu yüzden millî marşı yazmak onun için hiç de zor olmaz. Duygularını aruzun kalıplarına yerleştirmek için sadece disipline eder, belli bir şablona oturtur. İçindeki zafer inancını kelimelerle resmeder.


Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap