MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, İzmir’de düzenlediği basın toplantısında Şanlıurfa'nın Akçakale Sınır Kapısı'nda 1 polisin şehit olması sonucu yaşanan saldırıyı ve Türkiye’ye konser vermek üzere gelen pop yıldızı Justin Bieber’ın pasaport kontrolüne girmemesini ‘sınırlarımız buharlaşmıştır” sözleriyle değerlendirdi. Vural; Suriye sınırında meydana gelen olaylara değinerek şöyle konuştu: "Sınır güvenliği yoktur. PKK ve PYD şantajlarına devam etmektir. Suriye’den gelenler bu konuda Türkiye Cumhuriyeti’ni mecbur kılmaktadır. ‘Justin Bieber’ diye bir çocuk geliyor, pasaport polisini takmadan geçiyor benim polisimde arkasından koşuyor. Bir şarkıcı geliyor kontrol yok ortalık kevgire dönüyor. Gelen geliyor isteyen istediğini yapıyor. Türk milletinin güvenliğini sağlayan polisimiz, arabasının arkasından koşuyor. Kosova’da da aynısını yapmak istedi ama başına neler geldi. Bu irademizin ve otoritemizin nasıl zedelendiğinin örneğidir. Ama Cumhuriyeti korumak isteyenlere barikat kuruluyor. ‘Taksim geçilmez’ diyorlar. Bizim mitingimize katılanlar terörist olarak gösteriliyor. Justin Bieber çıkarken nasıl gidecek? Görmek istiyorum. Hakkını hukukunu arayan emekçilere öğrencilere, şehit ve gazi ailelerine biber gazı sıkıyorsun da bu Justin Biber de bir biber gazı sık da görelim. Bunların söz hakkı mı var? Justin Biber’ın de ağzına soyadı ile münasip bir biber sürülmesini istiyorum.” İNADINA AY YILDIZLI BAYRAK DİYECEĞİZ" Vural, partisinin Buca İlçe Başkanlığı’nda gerçekleştirdiği basın toplantısında ayrıca 3 Mayıs Türkçülük Günü’ne ilişkin açıklamalarda bulundu. Vural, 3 Mayıs 1944 ve 12 Eylül 1980 olaylarının dikta rejiminin ürünü olduğunu, milliyetçiliği ve MHP’yi suçlu ve şüpheli konuma düşürmek için yapıldığını anlattı. Milliyetçilik fikrinin dimdik ayakta olduğunu aktaran Vural, şöyle konuştu: “Fikir ve siyaset namusumuzu koruduk. Milliyetçilik fikri dimdik ayaktadır. Dün haklara özgürlük dileyenler bugün Erdoğan’ın dilinde milletimizi 36’ya bölmek isteyenler olarak hortlamıştır. Bugün ‘milletçiliği ayaklar altına aldık’ diyenlerdir. Dönenler farklı olmasına rağmen, zihniyetler aynıdır. Milliyetçilik milletimizin ruhudur. Milletin direncidir, inancıdır kardeşliğidir, tarihidir, geleceğidir, umududur. Türkiye Cumhuriyeti’ni korumaktır. Milli devleti üniter devlet yapımızı korumaktır. Aynı oyunlar sürülmekte aynı tezgahlar yapılmaktadır. Dün bizi işkencelerle, mahkeme salonlarında idam sehpalarında susturamayanlar bugün Recep Tayyip Erdoğan’ın fezlekeleri ile susturmaya çalışmaktadır. Bu zihniyet Cumhuriyet'ten korkmaktadır. İnadına ay yıldızlı bayrak inadına Türkiye Cumhuriyeti demeye devam edeceğiz. Milletin ruhundan koparılmak istenmesine asla müsaade etmeyeceğiz.”