SON DAKİKA



Haber > Gündem > İşte bu da halkın kırmızı çizgisi

İşte bu da halkın kırmızı çizgisi

04 Kasım 2015 Çarşamba - 08:05








1 Kasım 2015 Genel Seçimleri öncelikle vatana millete hayırlı uğurlu olsun.

*Ama... İşte bugün artık istisnasız tüm partilerin oturup düşünme ve vaatlerini yerine getirmenin yollarını arama günüdür. Ve elbette kangren oldukları yerden kesilme ve yenilenme günü... Peki, iktidar olmayan bir parti vaatlerini nasıl yerine getirebilir? Şöyle ki; evsiz olmak nasıl yaşamaya engel değilse, siyasi liderler de sokaklardan başlayarak halkın (öncelikle seçmeninin) düşüncelerine mazhar olmalıdır. Bu seçim sonucu belki de ‘okuma ve yazmanın’ yeniden öğrenildiği bir nihayete erişmiştir. Yani halk altı ay düşünmüş ve bir partiye yeniden iktidar olmayı, diğer bir partiye yerinde saymayı, meclisin üçüncü ve dördüncü partilerine ise ‘sen orda bir dur’ demenin –oysal- şeklini öğretmiştir.

Fakat 1 Kasım seçiminin sonuçları iktidar partisinin aslında dolaylı yönden aleyhinedir. Çünkü, bu millet iktidar partisinin yapmaya alışık olduğu şekilde icraattan çok ‘ülkede huzur ve barış’ ortamının –derhal- sağlanmasının oyunu vermiştir. İlerleyen süreç balkon konuşmasını haklı kılmalıdır ki; o zaman bu halk gerçekten kazananın söylendiği gibi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ olduğuna inansın.

*Bugün, bazı manşetler % 85’e yanaşan seçime katılım oranının az olduğunu ve halkın tatile çıkartıldığını iddia etmişler. Bakınız bu algı yönetimi şekli artık bu ülkede prim yapmamaktadır. Bunda mutabık olalım öncelikle. Doğruyu halkın sayısal verileriyle değil kişisel idealarımızla aktardığımız sürece –yerimizde- saymaya devam ederiz. Hele hele koskocaman bir ülkeye sen ‘oy kullanmaya giderken, beynini yanına al’ dersen, bunun altından birgün sonra kalkamazsın. Sen bir seçmeni ‘sizin Allah belanızı versin’ ‘sizin Allahınız buysa ben Allah’a inanmıyorum’ gibi sükseli köşe yazılarıyla aşağılarsan, sonucu gördüğünde ‘tecavüzcüsüne aşıksa bir millet ben ne yapayım’ diyemezsin. Ki sen bunları dedikten sonra kalkıp bir de bu ülkenin diktatörlükler ülkesi olduğunu iddia edersen,’bu ülkede basın özgürlüğü kalmadı’ dersen, halkı tecavüzden zevk alan bir nabız olarak yoklarsan, halk sana ikram ettiği şerbete müshil atar, bilesin!

*İnsanları bölmek için ‘ırka, dine vb. unsurlara gelene kadar çok daha önemli bir şerit vardır. O da kullanılan dildir. İktidar partisini ‘yine iktidar eden ne tek başına seçmenidir ne de ‘hayırcıların’ oyları... Sen yaptın bunu! Sen konuştun. Sen ‘diğerleri’ dedin. Sen ‘koyun’ dedin. Oysa altı ayın vardı. Ankara katliamından sonra, saygı için kenara çeklip seçmenini ve kararsızları bir köşede bırakacağına, müziğin sesini kısar sadece konuşabilirdin de. “Yurttaşlarım, bakın bana göre vatan elden gidiyor. Hadi tutun elimden başka bir yoldan yine aydınlık bir geleceğe doğru yürüyelim” neden demedin?


O yüzden bugün susmak yaraşır. Bugün sus ve düşün... ‘Bu zamana kadar bu ailenin amcasıydım, dayısıydım ben nasıl olur da baba olabilirim’ diye düşün. Bırak şimdi, ‘Onlar oy çaldılar, onlar hırsız, onlar o, onlar bu’ demeyi. Ama sözüm sadece muhalefete değil elbette. Büyük bir oy dağılımına mensup olan iktidar partisi seçmenleri, bu sonucu liderlerinin söylediği gibi algılamalıdır. ‘Kimse kaybetmedi sadece Türkiye kazandı’ diyebilmelidir. Bunun dışında herhangi bir büyüklük taslayan tavır, hataya hata katmak, bazı çiğ ekmeklere yağ sürmekten başka hiçbir işe yaramaz. Ve bu, İNSAN OLANA asla yakışmaz. Çünkü, hakaret kişinin öfkesini, eğitimiyle ve kalitesiyle taban tabana zıt bir şekilde ortaya çıkaran ‘tek dişi kalmış bir canavardır.’

Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap