İKTİDAR VE TERÖR BASKISINDA SEÇİM!

Türkiye önceki gün büyük bir operasyona tanık oldu. Fethullah Gülen Cemaati’ne yakınlığı ile bilinen Koza-İpek Grubu’na yönelik baskın ve gözaltılar gerçekleştirildi. Bu holdingin aynı zamanda bir medya grubu olduğunu da anımsatalım. Operasyonun zamanlaması çok manidar. Erdoğan’ın seçim kararı aldığı, 2 ay sonra erken seçim yapılacağı, seçim döneminde hükümetin kontrolü dışındaki yayın organlarına yönelik yaygın operasyon ve gözaltıların olacağı iddialarının ortalıkta dolandığı bir dönem. Öyle ki; ülkenin en önemli iktidar muhalifi gazetelerinden biri olan Sözcü, bir baskın ve operasyona karşı okuyucusunu göreve çağıran kampanyalar düzenliyor, önemli yazarları köşelerini boş bırakarak olası iktidar baskısına karşı eylem yapıyor. Ülkenin en önemli yayın grubu olan ve merkezde durmaya özen gösteren Doğan Holding’e yönelik baskı ve saldırılar sistematik olarak arttırılıyor. Bu gruba yönelik baskınlar gerçekleştirileceği iddia ediliyor. Ülkenin en eski ve en tanınan muhalif gazetesi Cumhuriyet’in yönetim kademesine yönelik gözaltılar olacağı iddiaları açık açık konuşuluyor. Ve cemaate yakın medyaya yönelik baskılar...

BU FİLMİ İZLEDİK

Yani Erdoğan düzenini eleştiren, ülkenin ulusal çıkarlarına aykırı hükümet kaynaklı olduğu öne sürülen karanlık işleri ortaya çıkaran-yazan gazeteciler tutuklanma tehdidi ile karşı karşıya. Türkiye bu filmi AKP-Cemaat koalisyonunda 2007’den sonra çok görmüştü. O dönemde genelde cumhuriyetçi, ulusalcı, solcu, yurtsever, hatta zaman zaman liberal yayın organları hedefteydi. Baskın, tutuklama, gözaltı, kovuşturmaya uğrama, parasal kaynakların sorgulanması, vergi denetimi, açık tehdit, Başbakan ve hükümet tarafından gazetelerin okunmaması için kampanya açılması, ayrımcılık, akreditasyon gibi pek çok hukuk dışı uygulama görmüştük. Ancak ortaklık bozulup, cemaate yönelik operasyonlar başlayınca; cemaate yakın yayın organları da iktidar baskısı ve devlet terörünün hedefi oldu.

HERŞEY SEÇİM İÇİN

Türkiye, ‘Erdoğan’ın siyasal özlem ve beklentileri, yeni senaryoları gerçekleşsin’ diye bir seçime gidiyor. Terörün yeniden hortladığı ve hortlatıldığı, ayrılıkçı terörün yanında dinci terörün giderek kendini hissettirdiği, Türkiye’nin küresel güçlerin operasyonlarının bir parçası haline getirildiği bir ortam bu. Devleti elinde tutan, anayasal yetkiler dışında çalışan korsan-paralel bir yapı, tek parti iktidarını sağlamak için çok yönlü bir atak, korkutma-sindirme çabası içine girmiş görünüyor. Bir yanda azan ve azdırılan, siyasal rant amacıyla kullanılmak için yol verilen terör, öte yanda muhalif kesimlere yönelik yeni baskı dalgası. Ülkenin bir bölümünde terör ve şiddet, bütününde ise iktidar ve devlet baskısıyla bir seçime zorlanıyoruz. Ve ne yazık ki pek çok karanlık olayın-senaryonun beklenebileceği bir dönem! Yazık değil mi bu ülkeye? Ne zaman normalleşeceğiz? Umarız ki, bugünleri dahi aramayız!