Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, Habertürk TV’de yayınlanan Gün Ortası programına konuk olarak ekonomiye ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Hüseyin Baş, “Türkiye'de pahalılık yok, hiçbir şey pahalı değil. Bizim paramız yok. Bu ülke Bulgar'a ucuz, bu ülke Suriye'den gelen mülteciye ucuz, bu ülke turiste ucuz, bu ülke gurbetçiye ucuz. Bu ülke, sadece bu ülkede yaşayan insanlara pahalı. Bu ülke, bu ülkenin içindeki belli imtiyazlı sınıfa da ucuz.” dedi.

TÜRKİYE'DE PAHALILIK YOK, BİZİM PARAMIZ YOK

Hüseyin Baş, “Türkiye'de pahalılık yok, hiçbir şey pahalı değil. Bizim paramız yok. Bu ülke Bulgar'a ucuz, bu ülke Suriye'den gelen mülteciye ucuz, bu ülke turiste ucuz, bu ülke gurbetçiye ucuz. Bu ülke, sadece bu ülkede yaşayan insanlara pahalı. Bu ülke, bu ülkenin içindeki belli imtiyazlı sınıfa da ucuz. Benzin 20-25 lira olmuş, patates 12 lira olmuş ama bu belli imtiyazlı sınıfı hiç zorlamıyor; bu herkesin hakkı. Sonuç olarak bu ülkede bir fakirlik var, bir parasızlık var. Bunun çözümü parayla olur.” diye konuştu.

BİZ NEYİ ÖZELLEŞTİRDİYSEK TÜRKİYE'DE ONDAN YOKSUN KALDIK

Bugün yaşanan hayat pahalılığın nedenlerinden birinin hükümetin özelleştirme politikası olduğunu savunan Baş, şunları söyledi:

“Çorum'un tam girişinde bir şeker fabrikası var. Bu fabrika 2018 yılında özelleştirildi. Size sordular mı bunu özelleştirirken? Devletin, yani milletin malı. Bugün Avrupa'ya gidin, devlete, yani halka ait bir şirketin kafalarına göre özelleştirilmesi söz konusu değil. Bunları kalkacaklar, monopol piyasanın eline bırakacaklar; bu mümkün bir şey değil, herkes ayağa kalkar. Ama biz, 'başımızdakiler bunu yapıyorsa bir bildikleri vardır' modundayız. Halbuki hiç kimsenin bir şey bildiği yok, vatandaşa bunu anlatmaya çalışıyorum. Bakın, biz kitap basmak için kâğıt bulamıyoruz. Mesela Habertürk gazetesi; internet üzerinden yayına geçti, bugün gazete bassaydı gazete basacak kağıt bulamayacaktı. Niye? Bizim bir SEKA'mız vardı; gittik özelleştirdik, sattık ve bugün artık işlevsiz bir halde ve biz kâğıt bulamaz hale geldik. Şeker fabrikalarını özelleştirdik, biz bugün marketlerde şeker bulamaz hale geldik. Biz neyi özelleştirdiysek, başkalarının eline verdiysek Türkiye'de biz ondan yoksun kaldık.

DEVLET BU MİLLET İÇİN VAR, MİLLET DEVLETİ İÇİN VAR

Dolayısıyla Türkiye'nin bütün kazanımlarını, Cumhuriyet'in kazanımlarını, fabrikalarını geri alacağız, tekrar açacağız, tekrar aktif edeceğiz ve milletin yararına kullanacağız. Bakın, THY, bizim ülkemizin çok büyük bir değeri. Bugün belki de bunun özelleştirilmesi konuşulacak ve öyle yönetim zafiyetimiz var ki THY reklamlarında oynasın diye milyonlarca dolar teklif edildiği söylenen Mehmet Öz, Fethullah Gülen seviciliği yapılıyor. Türkiye'de bir zafiyet var. Milletin faydasına olması gereken şeyler belli grupların faydasına işletilip yürütülüyor. Dolayısıyla bizim öncelikle şunu anlamamız lazım; bu devlet bu millet için var, millet devleti için var. Dolayısıyla bunlar birbirini destekleyecekler. Şeyh Edebali’nin, 'İnsanı yaşat ki devlet yaşasın' sözü var ya insanı yaşatan bir modele, siyasete ihtiyacımız var.”