Geçen yılın 1 Ekim’de aramızdan ayrılan Ali Osman Ulusoy’dan sonra işinde zor görevi üstlenen kızı Hülya Ulusoy, babası kadar olmasa da, sorumluluk üstlenmesi gereken sivil toplum hareketinde de yerini almaktan imtina etmiyor. Ve de üstlendiği TTSO’nun Trabzon Kadın Girişimciler Kurulu Başkanlığında da grevinin gereğini fazlasıyla yerine getirmeye çalışıyor. Hafta sonu kadın girişimcilerin Karadeniz Bölge Toplantısı’na ev sahipliği yaptı. TOBB’un öncülük ettiği ve her gün gelişen, sayıları artan(Karadeniz’de beklendiği kadar değil) kadın girişimcilerin iş aleminde hatırı sayılır çoğunluk sağladıklarında getirecekleri ivmeyi ve güzelliği, “Kadın elinin değdiği yer boşuna denmemiş” diyerek bir cümle ile vurgulayıp, oda ve borsaların meclislerinde bayanların erkeklerle birbirine yakın sayıda olması gerektiğini söylemesi hedefi ne kadar büyüttüğünü gösteriyor.

KADINLAR PAZARINDAKİLERE...

Trabzon’da onlarca yıldır haftanın yedi günü Moloz semtinde (Pazarkapı) kurulan ve yöresel ürünlerin satıldığı (ya da öyle bildiğimiz) Kadınlar Pazarı’ndakileri uyarmak, dahası onlara “Pazarınızın özelliğine sahip çıkın” demek şart oldu. Neden mi? Hanım “Kadınlar pazarından yerli lahana ile mısır yarması al gel” derde, o pazardakiler Murat Taşkın’a yerli diye Çarşamba lahanası, Terme mısır kırması verip de evde fırça yemesine neden olurlar ise, oradakilere “Pazarınıza ve yerli ürünlerinize sahip çıkın” demekten başka çaremiz kalmadı. Sadece lahana mı? Nevşehir patatesini, Bafra domatesini, Antalya hıyarını da yerli diye daha önce de yutturmadılar mı? Böyle giderse, ya da böyle yaparlar ise gazetelerin “Kadınlar Pazarında sahtekârlık” diye başlık atabileceklerini, bunun da iş kaybına neden olabileceğini hesap etsinler. Sahtekârlık yapanları da oradan ayıklasınlar.

KONUŞMAK YETMİYOR

Bülent Arınç; “Birilerine olan sevgimi kaybettim” diyor, kimi kast ettiğini söylemiyor! Birileri de; “Tek devlet” diyor ama hangi devleti kast ettiklerini söylemiyorlar! Bilginin biri de “Türkiye’siz Ortadoğu şekillenemez” diyor ama, Ortadoğu hangi şekillendirmenin neresinde dikkate alındığımıza cevap veremiyor! Eeee, boşuna “ağzı olan konuşuyor” denmiyor demek ki!

KALE ARKASI ZABITLARI

Meslektaşımız Kamil Anahar’ın genelde spor aleminden yaşayarak derlediği ilginç olayları “Kale Arkası Zabıtları”nda kitaplaştırdı. Fıkra tadında, güldürürken düşündüren kıssadan hisse alınabilecek 150 minik öyküden oluşan Trabzon ve geçmişine meraklıların okuması gereken bir eser. Metin Türel’in bıçak, Turgut Özdemir’in köpek korkusundan, Sunderman’ın para aşkına, Özkan Sümer-Lemi Çelik diyaloglarından, çelik yelekli ördeklere kadar olanları okumanızı tavsiye ederim.