Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'ndan (HSYK) yapılan açıklamada, Sayın Kemal Kılıçdaroğlunu, HSYK'yı ve birbirinden değerli hâkim ve savcılarımızı
HSYK tarafından yapılan yazılı açıklamada, dün bir gazetede yayınlanan haberden yola çıkarak CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlunun gerek HSYKya, gerek hakim ve savcılara yönelik beyanları dolayısıyla açıklama yapılmasına ihtiyaç duyulduğu bildirildi.
YAZAR KONUYU MAKSATLI BİR ŞEKİLDE GÜNDEME GETİRDİ
Açıklamada, söz konusu yazarın manşetten verdiği haberle ilgili daha önce değişik vesilelerle açıklama yapıldığı kaydedilerek, Aynı yazarın 10 Ekim 2011 tarihli köşe yazısında bu açıklamalardan birine dayanarak -HSYKnın yaptığı bazı görev yeri değişiklikleri de, kamuoyunun bildiğinin tam tersi yönde de olabiliyor. Görevden alındı denilen bazı hakimlerin, görev yeri değişikliğini kendilerinin istediği de ortaya çıkıyor. O yüzden, HSYKnın alabildiğine şeffaf olması gerekiyor- dedikten sonra tek tek adı geçenlerin atama sebeplerini yazmıştır. Sayın yazarın kendi yazdığı yazıyı dahi görmezden gelerek konuyu iki yıl sonra yeniden maksatlı bir şekilde gündeme getirmesini kamuoyunun takdirine bırakıyoruz denildi.
HAKİM TEHDİT EDİLMİŞ İSE KAMUOYU İLE PAYLAŞSIN
Habere konu edilen hakimin 2009 yılında meydana geldiği söylenen tehdit olayını kendisine destek veren eski Kurul döneminde neden açıklamadığı sorulan açıklamada, şunlar kaydedildi:
Tehdit edenlerle ilgili neden yasal yollara başvurmadığı hususları mutlaka izah edilmelidir. Sayın hakimin, iddia olunduğu gibi tehdit edilmiş ise mutlaka bu hususları kamuoyu ile paylaşması ve yasal gereğine tevessül etmesi beklenmektedir. Söz konusu hakimin Mart 2010 tarihinde verdiği dilekçenin neden yaz kararnamesinde işleme konulmadığı eski Kurul tarafından cevaplanması gereken bir konu olup, Kurulumuz Atama ve Nakil Yönetmeliğinin 23 üncü maddesindeki atama taleplerinin bir yıl süreyle geçerli olduğu hükmü gereğince dilekçe tarihinden sekiz ay sonra çıkardığı kararnamede ilgilinin talebini yerine getirmiştir.
Sayın Kılıçdaroğlunun kendileri de, hukukçu milletvekilleri ve danışmanları da çok iyi bilmektedirler ki; Anayasamızın 138 ve 139'uncu maddelerine göre bağımsız bir şekilde görev yapan hakim ve savcılarımızın bu görevlerini yerine getirirken hiç kimseden emir ve talimat almaları söz konusu değildir.
İHLALLER YAPILMIŞSA GEREĞİ YERİNE GETİRİLECEKTİR
Somut olayla ilgili, yürütülmekte olan bir soruşturma ve mahkeme tarafından verilmiş kararlar bulunduğu belirtilen açıklamada, savcılık ve mahkeme kararlarının uygulanması sırasında kolluk tarafından ihlaller yapılmış ise, bunun gereğinin Cumhuriyet savcılarınca, hakim ve savcılar tarafından ihlaller yapılmışsa bunun gereğinin de Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca yerine getirileceğinin açık olduğu ifade edildi.
AVUKATLARIN TUTUKLANMIŞ OLMASI ÜZÜNTÜ VERİCİ
Yargının vazgeçilmez üç ayağından biri olan avukatların tutuklanmış olmasının "üzüntü verici" olduğu belirtilen açıklamada, Neyle suçlandıklarını ve dosya içeriğini bilmeden bu konuda yorum yapılmasının da doğru olmadığı açıktır. Hiçbir kimlik ve görev kanunlar önünde eşit olan insanlara suç işleme imtiyazı vermemelidir. Bu tablo karşısında, Anayasanın 138'inci maddesinin açık hükmüne rağmen, Sayın Kılıçdaroğlunun açıklamaları üzüntü ile karşılanmıştır denildi.
KILIÇDAROĞLU'NUN, SİYASETİ SİYASETÇİLERLE YAPMASINI BEKLİYORUZ
"Cumhuriyet Halk Partisinin Sayın Genel Başkanından, siyaseti siyasetçilerle yapmasını ve yargı organlarını bu ortamlara katacak açıklamalardan kaçınmasını beklemekteyiz" diye devam eden açıklamada, şunlar kaydedildi: Son olarak belirtmek gerekir ki; gerekçeleri kendileri tarafından da çok iyi bilinen ve kendilerine değişik vesilelerle yanıtlar verilen bazı köşe yazarlarının dayanaktan ve gerçeklikten yoksun iddialarını, hiç sorgulamaksızın sahiplenen ve açıklamalarda bulunan Sayın Kemal Kılıçdaroğlunu, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunu ve birbirinden değerli hâkim ve savcılarımızı hedef alan sözlerinden dolayı kınadığımızı belirtir, konuyu kamuoyunun bilgi ve takdirlerine sunarız.