SON DAKİKA



Haber > Gündem > HSYK neden hükümetin hedefinde?

HSYK neden hükümetin hedefinde?

12 Ocak 2014 Pazar - 09:25




Köşe yazarları Ahmet Şefik Mollamehmetoğlu ve Sultan Göktaş, "HSYK" gündemini kaleme aldılar.





Ahmet Şefik Mollamehmetoğlu: Yarım yamalak demokrasiye ve hukuka Fatiha! Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) neden bu kadar önemli? Anayasa'ya göre HSYK’nın görevleri özetle şöyle: Hakim ve savcıların mesleğe kabulü, meslekten çıkarılması, atanması ve nakli, geçici yetki verme, işlerin yasalara uygun yapılmasını sağlama, disiplin karar ve cezaları başta olmak üzere birçok mesleki işi yapmak. İLERİ DEMOKRASİYE GEÇİŞ! Daha 3 yıl önce 12 Eylül 2010’da yapılan anayasa değişikliği, halk oylamasının en tartışmalı değişikliklerinden biriydi HSYK. Eski düzenlemeden farklı olarak, kurulların ve üyelerin oluşumunda yeni ölçüler getirildi. Kurulun üyesi sayısı arttırıldı. Kurul üyelerinin belirlenmesinde siyasetin daha etkin rol oynaması sağlandı. AKP tarafından halk oylamasında neden anayasa değişikliğinin yapılması gerektiğine ilişkin yazılan 40 gerekçenin 7 tanesi, HSYK’daki değişikliğe ilişkindi. Öyle ki, Başbakan Erdoğan ve AKP sözcüleri, Türkiye’nin sözde "ileri demokrasi"ye geçişinde bu maddelerin çok önemli bir yer tuttuğunu savunuyordu. O dönemde muhalefet, HSYK değişikliği ile, "yargının kuşatılacağını, fethedileceğini, siyasi iktidarın hizmetine sokulacağını, güçler ayrılığı ilkesinin ortadan kaldırılmış olacağını" savundu. Aslında muhalefetin dediği oldu ama, önemli bir ayrıntıyı atlamayalım. ÖRNEĞİ OLMAYAN KIYIM Ülkeyi birçok sıkıntıya, zarara sokan ve tarumar eden AKP içindeki iktidar kavgasının kırılma noktasını, 17 Aralık’ta başlatılan rüşvet ve yolsuzluk soruşturması oluşturdu. Yüzlerce milyar liraları bulan kara para aklama, yolsuzluk ve rüşvet soruşturmaları arka arkaya geldi. Böylece, iktidar partisi içinde ve çevresinde oluşan çıkar gruplarının çok büyük ölçekli yasadışı karanlık işleri ile karşı karşıya kaldık. Başbakan ve hükümet bu olup biteni ne kadar da kendilerini düşürmeye yönelik bir "darbe" ve "komplo" olarak değerlendirse de (ki cemaat hükümeti sarsmayı amaçlıyor), sistemin korkunç bir çürüme içinde olduğunu, hırsızlık ve yolsuzlukların her yanı sardığını sarsıcı biçimde fark ettik. Hükümet, polis ve yargıda bırakın Türkiye’yi, dünyada eşi benzeri görülmemiş bir kıyıma girişti. Polis ve yargı mensupları "çete" ya da "paralel devlet" olarak nitelendirildi. Oysa bu kadroların hepsi bu hükümetin bir parçası ya da sonucuydu. HEDEF HÜKÜMETE BAĞLI HSYK İşte bu tasfiye sürecinde hükümetin önüne çıkan en önemli engel, daha 3 yıl önce büyük tantanalarla yapısı değiştirilen HSYK idi. Çünkü savcıların soruşturulması ve görevden alınmasında o sorumluydu HSYK ayrıca soruşturmaların engellenmesi, savcıların gözaltı kararlarının uygulanmaması yolunda hükümetin yaklaşımını "anayasaya aykırı" olarak nitelendirdi. Peki hükümet ve Başbakan, kendilerine yönelen rüşvet ve yolsuzluk soruşturmalarını önlemek, önünde engel olan HSYK’yı ve savcıları dize getirmek için ne yapıyor? Yeni bir HSYK yasa tasarısı görüşülmeye başlandı. Yasa değişikliği, anayasanın HSYK’ya verdiği "mahkemelerin bağımsızlığı" ve "hakim teminatını sağlama" yetkisini elinden alacak, hemen her türlü görev ve yetki konusunda Adalet Bakanı’nı (tabi ki Başbakanı) yetkili kılacak yen bir sistemi öngörüyor. GÜÇLER AYRILIĞI Bir panik havası içinde getirilen bu tasarı yasallaşırsa, çağdaş demokrasilerin temel niteliği olan "güçler ayrılığı" ilkesini ortadan kaldıracak. Yani yargıyı yürütmenin emrine veren demokrasi ve hukuk dışı bir düzen gelecek. Bir yanlışı ortadan kaldıralım derken, yargıyı tamamen siyasal iktidarın denetimine verecek bu değişiklik, zaten büyük tahribata uğramış hukuk devletinin sonu demek! Anayasa Mahkemesi’nin "aykırılık" nedeniyle, iptaline kesin gözüyle bakılan bu değişikliği, AKP Hükümeti neden istiyor? Yargı bağımsızlığı için mi? HÜKÜMETİN AMACI İktidarın bu önerisi gösteriyor ki, Erdoğan’ın ve AKP iktidarının "hukuk devleti", "yargı bağımsızlığı" gibi bir derdi yok. Tam tersine her şeyi kendi denetiminde tutma çabası var. Rüşvet, hırsızlık, yolsuzluk devletin her alanına yayılmış. Her yerde kokuşma, yozlaşma kol geziyor. İktidarın içinde ve çevresinde büyük menfaat örgütlenmeleri oluşturulmuş. Değişiklikteki amaç, hukuk devleti değil, iktidar ve çevresinin yargılanmasını engellemek, yargıçları memur yapmak. Darbe ve komplo umacaları ile pisliğin üzerini örtmek. Sultan Göktaş: Ülkeyi kurtarmak istiyorsanız adam yetiştirin! Türkiye'de iktidardaki AK Parti'nin hazırladığı ve içinde HSYK ile ilgili düzenlemenin de yer aldığı yasa teklifi, TBMM Başkanlığı'na sunuldu. AK Parti milletvekilleri, içinde HSYK ile ilgili düzenlemenin de yer aldığı yasa teklifi hazırladı. AK Parti Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç ile çok sayıda AK Partili milletvekilinin imza koyduğu teklif, Hakim ve Savcılar Kanunu, Adalet Akademisi Kanunu, Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun, HSYK Kanunu, Yargıtay Kanunu, Anayasa Mahkemesi Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'da değişiklik yapıyor. TBMM Başkanlığı'na sunulan teklifin gerekçesinde, geçen 3 yıllık süre içinde uygulama dikkate alınarak kurulun daha etkin ve verimli çalışması amacıyla; kurul üyeliğine seçim usulü, dairelerin oluşumu, çalışma usulü ve görevleri ve kararlarına itiraz, Genel Kurulun ve Kurul Başkanı'nın görevleri, daire başkanı, genel sekreter, genel sekreter yardımcıları, teftiş kurulu başkan ve yardımcıları, kurul müfettişleri, kurul tetkik hakimleri ve idare personelin atama ve görevlendirilmeleri konularında değişiklik yapılması zorunluluğunun doğduğu ve bir genel sekreter yardımcısı kadrosunun ihdas edildiği belirtildi. YENİ DÜZENLEME Teklifle, geçen 10 yıllık sürede uygulama dikkate alınarak Adalet Akademisi'nin daha etkin ve verimli çalışması amacıyla başkan ve başkan yardımcılarının görevlendirme ve atanma usulü, genel kurul ve yönetim kurulunun oluşumu ve görevleri, hizmet birimlerinin daire başkanlığı şeklinde yapılandırılması, idari personelin atanma usulü, yeni kadroların ihdas edilmesi ve diğer konularda değişiklik yapılması gereğinin ortaya çıktığı kaydedildi. Teklifle, düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihte HSYK'da görev yapan genel sekreter, genel sekreter yardımcıları, teftiş kurulu başkanı, teftiş kurulu başkan yardımcıları, kurul müfettişleri, tetkik hakimleri ve idari personelin kuruldaki görevleri bitecek. Ayrıca kurul başkanvekili ve daire başkanlarının bu görevleri ile kurul üyelerinin dairelerdeki görevleri sona erecek. Düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 10 gün içinde kurulun başkanı olan Adalet Bakanı; kurul üyelerinin, asıl ve tamamlayıcı üye olarak görev yapacakları daireleri belirleyecek, teftiş kurulu başkanı, teftiş kurulu başkan yardımcıları ve genel sekreter yardımcılarını atayacak. GERGİNLİK SÖYLENTİSİ Kanun teklifine göre, hakim ve savcıların yurt dışı görevlendirmesini Adalet Bakanlığı yapacak, meslek içi eğitim HSYK yerine Türkiye Adalet Akademisi tarafından gerçekleştirilecek. HSYK'nın, yurtdışına gitmek için şahsi olarak özel burs sağlayan hakim ve savcılara aylıksız izin verme yetkisi olmayacak. Hakim ve savcıların, dış temsilciliklerde, uluslararası mahkeme veya kuruluşlarda muvafakatleri alınarak görevlendirilmesi Adalet Bakanlığı tarafından yapılacak. Hakim ve savcıların hak ve ödevi olan meslek içi eğitimleri de bundan böyle HSYK yerine Türkiye Adalet Akademisi'nce yaptırılacak. Bu eğitimin usul ve esasları, HSYK'nın görüşü alınarak Türkiye Adalet Akademisi'nce hazırlanan yönetmelikte belirlenecek. Uzmanlar AK Parti'nin HSYK'yi kontrol altına almak amacıyla böyle bir kanun teklifini meclise sunduğunu düşünüyor. Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan son sıralarda yaptığı açıklamada, savcılığın yürüttüğü rüşvet operasyonunu, yargı darbesi olarak niteledi. HSYK'nın yapısında değişikliği öngören kanun teklifiyle birlikte, yargı ile yürütme arasında zaman zaman gerginlik yaşanacağı söylenmektedir. BEDEL ÖDEMELİLER 17 Aralık operasyonları yolsuzluk operasyonları ise de esas amacı hükümeti ve Başbakan Erdoğan'ı yola koyma operasyonlarıdır. Yolsuzluğa bulaşanlar hukuk ve siyaset alanında mutlaka bedel ödemelidir. Cepinizden çıkarıp balya balya dağıtılan paranın resmi iknası olmalıdır. 11 Kasım 1920'de Meclis'te yapılan görüşmelerde Canik Milletvekili Nafiz Bey: "Bir şube reisinin İstanbul'da 200 bin liraya apartman aldığını ve halen orada otomobillerle gezdiğini gördüm. Maalesef 1920'de olanlar bugün de olmaktadır. AK Parti'nin bu yolsuzluklara karşı gereğini yapacak iradesi mevcuttur." Yine 1920 Meclisinde Burdur Milletvekili İsmail Suphi Bey'in "Memleketi her şeyden kurtarmak istiyorsanız evvela adam yetiştirin" sözü çok anlamlı olması gerekir.
Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap