SON DAKİKA



Haber > Gündem > 'Hiç kimse yargı mensuplarına emir ve talimat veremez!'

'Hiç kimse yargı mensuplarına emir ve talimat veremez!'

02 Haziran 2022 Perşembe - 12:11




Yozgat'ta Cemil Çiçek Personel Eğitim Merkezi'nin açılışı sonrası düzenlenen basın toplantısında soruları yanıtlayan Bakan Bozdağ, "Hiç kimse yargı mensuplarına emir ve talimat veremez!" dedi.





Bakan Bozdağ, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun iktidara geldikleri takdirde cezaevinde bulunan bazı kişilerin serbest bırakılacağı vaadiyle ilgili olarak, yargının bağımsız olduğunu, hiç kimsenin yargı mensuplarına emir ve talimat veremeyeceğini söyledi.

Yozgat'ta Cemil Çiçek Personel Eğitim Merkezi'nin açılışı sonrası düzenlenen basın toplantısında soruları yanıtlayan Bakan Bozdağ, gündeme ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu.

Kılıçdaroğlu'nun yargı mensuplarına yönelik tehdit diline tepki gösteren Bozdağ, "Sayın Kılıçdaroğlu'nu anlamakta zorlanıyorum. Yozgat'a gelince "Kandil'i başlarına yıkacağız" dedi. Van'a gidince "Katılın bana herkesi serbest bırakacağım" noktasında bir açıklamaya evirildi. Şimdi yani bir yerde söylediğiniz lafı muhataplarınıza göre başka yerde değiştirmemek lazım. Şimdi söylediniz, bu konuda Yozgat'ta başka konuştu, Van'da da başka konuştu. Bu bir. İkincisi, yargı bağımsızdır Türkiye'de, tarafsızdır. Hiç kimse yargı yetkisinin kullanılmasıyla ilgili yargı mensuplarına emir ve talimat veremez. Tavsiye ve telkinde bulunamaz. Böyle bir şey olamaz." dedi.

BİR YANDAN KENDİNİ YARGIÇ YERİNE KOYUYOR ÖTE YANDAN DA BİR TEHDİT DİLİ KULLANIYOR

Kılıçdaroğlu'nun yargıda herhangi bir görevi olmamasına rağmen kendini yargıç yerine koyduğunu hatırlatan Bakan Bozdağ, sözlerine şu şekilde devam etti:


"Şimdi diyor ki bir yandan, "Yargı bağımsızdır, bağımsız olmalıdır. Kimse yargıya karışmamalıdır." Sonra da "Ben serbest bırakacağım" diyor. Ben şimdi merak ediyorum, ağır ceza reisi mi Sayın Kılıçdaroğlu? Yoksa istinaf daire başkanı mı? Bu davaların görüldüğü mahkemede görevi mi var? Nasıl serbest bırakacak? Onu mahkeme yapacak. Başka bir cümle kursa daha kendisine iyi olur. O zaman acaba Kılıçdaroğlu'nun aklında başka bir formül mü var? Yani onu sormak lazım. "Bize katılın, ben şunu serbest bırakacağım." Hukuk devletine inanan kişi "Ben şunu serbest bırakacağım, bunu tutuklayacağım der mi?" Şimdi de başka yerlere gidiyor, memurları tehdit ediyor. Başka yerleri tehdit ediyor. "Siz hesap vereceksiniz, şunu yapacaksınız, şunlar olacak, bunlar olacak" diye büyük bir de bir tehdit dili kullanıyor. Bir yandan kendini yargıç yerine koyuyor öte yandan da bir tehdit dili kullanıyor. Şu anda iktidar değil. Ama bu tehdit dilinin sahibi acaba iktidar eline geçse, Türkiye'de bugün demokratik ortam, hukuk devleti, ifade hürriyeti nasıl olur? İşin doğrusu açıklamalara bakınca endişe etmemek elde değil. Onun için hukuk devletine inanan bir üslubu Sayın Kılıçdaroğlu'nun benimsemesinde fayda var."

HAKİM VE SAVCIYA PARMAK SALLAMAYA KİMSENİN HAKKI YOKTUR

Bakan Bozdağ birkaç dava üzerinden savcı ve hakimlere yönelik hakaret ve tehdit boyutuna varan eleştirilerin kabul edilemez olduğunun altını çizerek sözlerini şöyle sürdürdü:

"İstediği karar çıktı 'Hakim var', istemediği karar çıktı, hakime demediği lafı bırakmıyorlar. Karara göre hakimlerin niteliği hakkında hüküm veremezsin. Dosyayı bilmiyorsun, delili bilmiyorsun, kanunu bilmiyorsun, hiçbir şey bilmiyorsun. Sadece yakınlık, uzaklığa göre mahkeme kararlarını değerlendirmek fevkalade yanlıştır. Türkiye, maalesef bu yanlıştan bugüne kadar kurtulamadı. Yani yargı kararları sürekli siyasetin ana gündem maddelerinden biri haline geldi. Yargı işlediği zaman istinafı var, Yargıtay'ı var, Anayasa Mahkeme, bireysel başvuru var, AİHM var. Kendi içinde eksiği varsa tamamlayacak, yanlışı varsa düzelt pek çok mekanizması var. Bu mekanizmaların önemli olan sağlıklı işlemesidir. Siz eğer mekanizma sağlıklı işlemiyorsa bunu eleştirin. Hakkınız var. Doğru da yaparsınız ama mekanizmanın ortaya çıkardığı sonuç üzerinden o kararı veren hakim veya savcıya hakaret etmeye, onları tehdit etmeye, onlara parmak sallamaya 'Biz gelirsek size haddinizi bildiririz' demeye kimsenin hakkı yoktur. Bunu tasvip etmemiz mümkün değildir."

Hakim ve savcıların gece gündüz demeden, büyük bir özveri ile çalıştığını hatırlatan Bozdağ birkaç dava üzerinden Türk yargısının değerlendirilemeyeceğini vurguladı.


Adalet Bakanı Bozdağ, "Gerçekten Türkiye'de hakimler ve savcılar milyonlarca işe bakıyorlar. Şöyle bakarsanız iki elin parmağını geçmeyecek dava üzerinden koca Türkiye'yi mahkum eden sonuçlar ortaya konuyor. Bu doğru değil. Türkiye'de milyonlarca hukuk ihtilafı var, milyonlarca ceza davası var. Bunların üzerinden baktığınızda 2-3 tane şey üzerinden, siyasallaştırılmaya çalışan dava üzerinden Türk yargısı hakkında kimse karne notu veremez. Vermeye de hakkı yoktur. Fedakarca karar veriyorlar, yargılama yapıyorlar, evlerde dosya okuyorlar, gece-gündüz çalışıyorlar hakikaten. Çok zor şartlarda çalışıyorlar. Herkesi de temiz bir dille hakim ve savcılarımız hakkında konuşmaya davet ediyorum. Kararlarını eleştirsinler. Çünkü kararlar eleştirilebilir. Ama kararı verenlere saygı içinde bir dil kullanmaları herkesin hayrınadır." diye konuştu.

TÜRKİYE HAKKINDA OBJEKTİF RAPORLAR DÜZENLENMİYOR

Bakan Bozdağ Avrupa Birliği'nin ve Avrupa Konseyi'nin Türkiye'deki cezaevleriyle ilgili hazırladıkları raporların gerçekleri yansıtmadığına değinerek, bu kapsamda yapılan görüşmelerin raporlara meşruiyet kazandırma amacıyla hazırlandığını kaydetti.

Bazı raporlarda FETÖ, PKK ve DHKP-C'nin görüşlerinin bulunduğuna dikkat çeken Bozdağ, "Avrupa Birliği'nden ve Avrupa Konseyi'nden Türkiye'yle ilgili rapor hazırlayanlar var. Ziyaretimize gelenler var. Geçen en son ziyarette ben söyledim, 'Cezaevlerimizde şu kadar insan var. Ama siz sadece bir kişi hakkında benden bilgi istiyorsunuz. Onun dışında 315 bin civarında insan var. Bunlarla ilgili hiç bir bilgi veyahut da bir 'Ne oluyor?' diye sorduğunuz yok. Neden?' diye sordum. Cevap veremedi. 'Bize gelen bu' dedi. Şimdi Türkiye'de baktığınız zaman hukuk devleti, yargı bağımsızlığı ve benzeri konular üzerindeki tartışmaların esasında Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği üzerinden de bir taraftarlığı olduğunu çok net görüyoruz. Ben onları bu noktada herkesin hak ve hukuku konusunda aynı hassasiyet içinde olmalarını, objektif olmalarını her konuda Türkiye'ye ilişkin bir değerlendirme yapılıyorsa diğer bütün tutuklu ve hükümlülerle ilgili de aynı davranmalarını, adil ve objektif olmalarını hep beklediğimi söyledim. Yüzlerine de söyledim. Her defasında da söylüyorum. Ama maalesef mesela bazı raporlarda şunu yapıyorlar. Terör örgütlerinin görüşlerini, raporlarına koyuyorlar. Sonra da "Adalet Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı'yla başka hangi kurumlar varsa onlarla da görüştük" rapora yazıyor. Ama rapora bir bakıyorsun, yani ya FETÖ'nün ya PKK'nın ya DHKP-C'nin görüşleri Avrupa'dan gelen rapora aynen yansımış. Adalet Bakanı'nın görüşleri hiç yok. 'Görüştük.' Bizi sadece raporun meşruiyetini artırmak için kullanıyorlar. Ama adil, objektif bir şekilde maalesef Türkiye hakkında raporlar vermiyor." dedi.

OBJEKTİF RAPORLARIN GEREĞİ YAPILIYOR


Bakan Bozdağ, objektif bir bakış açısıyla hazırlanan raporların yol gösterici olduğunu dile getirerek, adil ve hakkaniyetli şekilde hazırlanmayan, içerisinde terör örgütü görüşlerinin yer aldığı raporlara itibar edilmeyeceğini vurguladı.

Bakan Bozdağ, sözleri şu şekilde devam etti:

"Biz hep diyoruz ki, 'Bize karşı objektif davranın.' Yani terör örgütlerinin görüşlerinin altına birtakım uluslararası örgütlerin mührünü koyunca Türkiye onu kimden geldiğini bilemeyecek bir ülke değildir. Biz bunu görüyoruz ve muhataplarımıza da bunu söylüyoruz. Ceza Kanunumuz 'İşkence suçlarında zaman aşımı yoktur' der. Türkiye bu konuda şeffaftır ve çok nettir. Ama ne zaman olursa olsun hayattaysa böyle bir fiil işleyen kişi eninde sonunda hukuk önünde hesap verecektir. Görev yapan herkes bunu biliyor. O yüzden de bizim bu noktadaki hassasiyetimiz tam. Ama bu raportörler baktığınızda gerçekten Türkiye'ye karşı adil, objektif davranmıyorlar. Buradan bunun bir kez daha altını çizmek isterim. Objektif davrandıklarında biz gereği zaten yapıyoruz. Eğer bir rapor geliyor, hakikaten dedikleri doğruysa bize yol gösteriyorsa, bize yardım ediyorsa, biz niye onun gereğini yapmayalım! Yaptık bugüne kadar. Ama terör örgütlerinin, görüşlerinin altına imza koyan bir rapor olduğunda da kimse kusura bakmasın. Bizim ona kıymet vermemiz söz konusu olamaz."

İSVEÇ VE FİNLANDİYA, TÜRKİYE'YE KARŞI TAKINDIĞI OLUMSUZ TAVRI DEĞİŞTİRMELİ

Adalet Bakanı Bozdağ, NATO'ya başvuru sürecinde bulunan İsveç ve Finlandiya'dan PKK'lı ve FETÖ'cü 33 teröristin iadesinin istendiği ancak bu taleplere bugüne kadar olumlu bir yanıt alınmadığını ifade etti.


Türkiye'nin, iki ülkeden de teröristlere verdiği desteği kesmesini açık bir şekilde talep ettiğini hatırlatan Bakan Bozdağ, NATO'da aynı çatıda bulunmanın ancak bu şekilde mümkün olabileceğini açıklayarak şunları söyledi:

"Türkiye'nin şu anda Finlandiya'dan 6 PKK'lı, 6 FETÖ'cü teröristin iadesi talebi oldu. İsveç'ten de 10 FETÖ'cü 11 PKK'lı olmak üzere 21 teröristin iade talebi oldu. Toplam iki ülkeden 33 teröristin iadesini talep etti. Ama bugüne kadar her iki ülke de bu iade taleplerine olumlu cevap vermediler. Üstüne üstlük, İsveç'te polisin kontrolünde biliyorsunuz kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim'e hakaret yapıldığı gibi, polisin kontrolünde de PKK'lılar, FETÖ'cüler, diğer terör örgütleri, her türlü terör eylemini orada yapıyorlar. İsveç resmi makamları bu terör örgütlerinin kimi üyeleri ile resmi dairelerinde görüşmeler yapabiliyorlar. Terör örgütlerini koruyan, kollayan adeta bir kuluçka yuvası durumundalar. Sadece eğitim, finans, dil, her türlü desteği sınırsız veriyorlar. O yüzden Türkiye, bu NATO üyelik süreci nedeniyle bu iki ülke de Türkiye'ye karşı takındıkları bu olumsuz tavrı değiştirmelerini, madem NATO çatısı altına girecekler Türkiye'yle beraber olacaklar, o zaman Türkiye'ye de ihanet eden, Türkiye düşmanlık eden bu terör örgütlerine karşı desteklerini kesmelerini ve bunu da resmiyete dökmelerini açık bir şekilde istedi. Sayın Cumhurbaşkanımız, Sayın Dışişleri Bakanımız bunları ifade etti. Hukuki anlamda da maalesef ne Finlandiya'yla, ne İsveç'le bugüne kadar herhangi bir yardımlaşmamız, dayanışmamız olmadı. Hiçbir talebimize olumlu cevap vermediler. Vereceklerini de şu an görünür gerçeklik göstermiyor."

STOKÇULUK SUÇUNDA TESPİT NASIL SAĞLANACAK?

Bakan Bozdağ, stokçuluk suçunun tespitinde mahkemenin 'kast' eylemine bakacağını belirterek, stokçulukla ilgili yeni düzenleme kapsamındaki detaylara ilişkin şunları söyledi:

"Türk Ceza Kanunu'nda stokçuluk ile ilgili 240. Maddede, "Yani bile isteyen elinde olan bir mal ve hizmeti sunmaktan kaçınması." olarak tanımlanıyor. Dolu, satmıyor. Yani adamın diyelim büyük bir mağazası var, deposu var. O depoda tutan mallar değil. Tezgahlara, raflara koymak için tuttuğu mallar değil tabii. Bu, rafa koymuyor, tezgaha koymuyor ve dolayısıyla saklıyor, fiyatları yükseltmeye çalışıyor. Fiyatlar yükselince de oradan getirip satıyor. Bir defa böyle bir mal ve hizmet sunmayarak, mal ve hizmet açığı çıkmasına yol açıyor. O da otomatikman fiyatları tetikliyor. Bu, kötü niyetli olan kişilere karşı bir düzenleme. Öbürü ise bir mal, hizmet ya da işçi ücretlerinin fahiş bir şekilde artmasını sağlamak için manipülasyon yapıyor. Yani çok gerçekle ilgisi olmayan bir takım şeyler yayıyor, işte 'Bitti, mesela ayçiçek yağı, bitecek' diyor. Elindeki ayçiçek yağlarını yüksek fiyattan satıyor. Sonra bir hafta sonra da ayçiçek yağları iniyor aşağıya. Şimdi bu hesap yapıyor, başka bir şey yapıyor. Yani amacı sadece fiyatları artırmak için yapıyor bunu. Onu kim tayin edecek? Mahkeme tayin edecek, kasta bakacak. Yani bunu yapan herkes suçlu olmayacak. Yani şartları varsa onu mahkeme tayin edecek. Bu konuda kimin karar vereceği konusunda bir sorun yok. Çünkü ceza işi olduğu için soruşturmayı gerektiren bir konu. Savcı, usul hukukuna göre işlem yapacak. Mahkeme de dava açıldığı takdirde kanunlara göre yargılama yapacak."


Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap