SON DAKİKA



Haber > Gündem > Hatasız "cool" da olmaz

Hatasız "cool" da olmaz

11 Mart 2017 Cumartesi - 09:15








"Çok hata yapıyorum, kendime güvenim kalmadı" diye söze başlamıştı. Türkiye'nin çeşitli yerlerindeki birçok bölümdeki genç meslektaş adaylarımdan bolca mesaj alıyor ve meslek disiplinimin gelişimi adına mümkün olduğunca yanıtlamaya çalışıyordum ama bu başkaydı. Memleketine gitmek için uçağının indiği Trabzon'da kalış süresini uzatmış ve bölüme ziyaretime gelmişti. Ben, zamanımızı hatalarımızdan ders çıkartmak yerine onlardan utanmaya harcadığımızı düşünen ve bunu anlamsız bulan biri olarak, her hatanın önemli bir deneyim olduğunu anlatmaya çalıştıkça karşımda ciddi bir direniş buluyordum.

Genç meslektaş adayım, başından sık sık kendisini komik duruma düşürecek şeyler geçen biri olarak hayatının çok zor olduğunu söylüyordu. Onun bu kendini komik duruma düşürme kaygısı bana yıllar önce yaşadığım ve aklıma geldikçe hala gülmeme neden olan bir olayı hatırlatmıştı... "Bak genç kardeşim" diye söze başladım...

"Üniversiteyi bitirdikten hemen sonra Japonya'da bir başka üniversiteye gittim. İlk yurtdışı deneyimimdi ve o zamanlar dünya bu kadar küçük değildi. Elbette çok korkuyordum! Yapabileceğim en iyi şeyin gitmeden önce Japonca öğrenmek olduğunu düşünerek inanılmaz bir hırsla çalışmaya başlamış ve çok kısa sürede ciddi bir mesafe kat etmiştim. Japonya'ya gittiğimde, okulun yabancılar için açtığı Japonca sınıfının en iyilerinden biriydim. 

Aylar öncesinden alfabelerini ve birçok temel cümleyi ezberlemiştim. İlginç bir dildi. Mesela, sürekli bağdaş kurarak oturdukları için "karıncalanma" kelimesi bizde olduğundan çok daha popülerdi. Biriyle ilk kez selamlaşma ile tanıdık biriyle selamlaşma çok farklıydı. Ve muhtemelen geri dönmek isteyip istemeyeceğimle ilgili birçok soruya maruz kalacağımdan, geri dönmek fiilini aklıma yazmıştım; Kaeru !" Japonca sınıfının ilk haftasında bizi evlerinde misafir etmek isteyen aileler olduğunu söylediler. Büyük bir grup olarak programa dahil olduk.

Ben tüm yabancılar içinde Japoncası en iyilerden biri olarak oldukça aktiftim. Tüm sorular bana soruluyordu, herkes Japoncamın iyiliğinden bahsediyordu ve elbette bu durum yer çekimine meydan okuyarak havalarda gezmeme sebep oluyordu. 21 yaşında bir çocuktum, evinden binlerce kilometre uzaktaydım ve bu kadar hava benim de hakkımdı! 


Toplu yemek için geleneksel bir restorana getirildiğimizde herkes kendini tanıttı. Sonra ağzının içinde ve çok hızlı konuşan bir Japon, içinde "kaeru" geçen bir soru sordu. Hiçbirimiz bir şey anlamamıştık. Herkes bana bakıyordu. 20-25 kişilik yabancı grubunun kahramanıydım. Geri dönüşü olmayan bir yoldaydım. "Kaeru" demişti. Yabancıların olduğu bir toplulukta "kaeru " olsa olsa "Ülkenize geri dönmeyi düşünüyor musunuz?" ile alakalı bir soru olmalıydı. Herkesin neredeyse kendi kalp atışını duyabileceği sessizlik, benim "Evet, elbette!" deyişimle son buldu. Yabancı öğrenciler içindeki kahramanlık koltuğum daha da sağlamlaşmıştı.

Japon amca beni içeri çağırdığında mağrur bir komutan edasıyla yürüyordum. İçeride yemek dolu bir kazandan küçücük bir parça tavuk uzattı. İşte, iyi Japoncam sayesinde herkesten önce yemeğin tadına bakıyordum! O sırada saçma sapan 1-2 soru daha cevaplamam gerekti...

Sıkılmıştım. Tam arkadaşlarımın yanına dönmek üzereydim ki, adam "Kaeru iyi mi?" diye bir soru sordu. "Ne kaerusu be adam, daha dönmeme çok var!" diye geçirdim içimden. "Henüz değil" dedim. Adam şaşırdı. "Kaeruyu sevmedin mi sen?" gibi bir şey söyledi. İşkillenmiştim. "Neydi be bu kaeru!" diye düşünmeye başladım...

Geri döndüğümde yabancı arkadaşlarım arasında hala halkını selamlayan kral gibiydim. Hızla ama çaktırmadan çantamdan çıkardığım Japonca sözlükten "Kaeru" kelimesine baktım. Gördüğüm ilk sözcük beni rahatlattı. "Geri dönmek" yazıyordu, haklıydım işte! Hafifçe gülümsedim. Japon'un Japoncası benimki kadar iyi değildi demek ki! Tam rahatlamak üzereyken hemen yanında yazan ikinci sözcükle sarsıldım; Kurbağa!  Olamazdı... Bir kelime nasıl hem geri dönmek, hem de kurbağa demek olabilirdi ki? Ama olmuştu maalesef...

İnsanlardan aldığım gazla kalkmış, "Kurbağa denemek isteyen var mı?" sorusunu "Ülkenize geri dönecek misiniz?" olarak yorumlayarak yerime oturmuştum. Hikayeyi anlattıktan sonra, "Sen Japonca biliyorum diye tavuk sanıp kurbağa yememişsindir en azından" dedim misafirime. Güldü. "Anladım hocam" dedi. "Ne kadar bilirsek bilelim, dünya hep bizim bildiğimizden çok daha fazla şeye sahip ve biz hep az biliyoruz" diye devam ettim.


Hepimizin zaman zaman saçma sapan hatalar yapabileceğine ve hata yapmadan bir şey yapmanın mümkün olamayacağına ikna olarak yanımdan ayrıldı. Sanırım artık o da ne zaman bir kurbağa görse en az benim kadar karmaşık duygular yaşıyordur.

Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap