Depremin vurduğu Hatay'da, canını zor kurtaran ev sahibi hırsızlık olayıyla yıkıldı.

Defne ilçesinde yaşayan sınıf öğretmeni Mesut Ağlamış, depreme 2'nci katındaki dairesinde tek başına yakalandı.

Evdeki duvarın üzerine yıkılmasıyla uyanan Ağlamış, ağır hasar alan binadan son anda çıkabildi.

Ardından eski eşi Neriman Kalkan ile oğlu Deniz Ağlamış'ın yanına koştu.

Kalkan ile oğlunu otomobille Adana'ya götüren Ağlamış, kente geri dönüp gönüllü olarak yardım faaliyetlerine katıldı.

Döndüğünde hırsızlık olayıyla karşılaştı

Oğlunun okul kaydı için Adana'ya giden Ağlamış, 9 Nisan'da yeniden dönüp, evinin bulunduğu sokağa gitti.

Buzdolabının apartman girişinde olduğunu gören depremzede, durumdan şüphelenip kendi dairesine çıktı.

Buzdolabını bağışladı

Çelik kapısının yerinden söküldüğünü gören Ağlamış, çamaşır makinesi, kombi, ankastre fırın ve ocak, koltuklar ve fotokopi makinesinin çalındığını fark etti.

Polis merkezine gidip şikayetçi olan Ağlamış, buzdolabını da yardım faaliyeti yürüten bir merkeze bağışladı.

"Yaralarımızı sarmaya çalışırken bunların olması çok üzücü"

Ağır hasarlı binalara girişin tehlikeli ve yasak olmasından dolayı evine girmediğini anlatan Ağlamış, şöyle konuştu:

Çelik kapımın komple söküldüğünü gördüm. Eve girdiğimde ise kullanılabilecek tüm eşyalar çalınmış ve yağmalanmıştı. Eşyaların maddi değerinden ziyade anılarımla dolu bir evim vardı. Öğrencilerimin bana hediye ettiği eşyalar, oğlumla birlikte yaptığım resimler vardı. Onların hepsini, geçmişimle olan bağımı kaybettim. Çalınan eşyalarım için polise giderek şikayetçi oldum. Bir sonuç çıksa bile buradaki tahribat daha çok manevi, benim için. Biz burada insanlara yardım edip, yaralarımızı sarmaya çalışırken bunların olması çok üzücü. Çirkin insanlarla karşılaşmak, umutlarımızı söndürüyor.

"Gelen eşyalarımı da bağışlayacağım"

Evindeki eşyaları çalan hırsızlara seslenen Ağlamış, şunları dedi:

Madem böyle bir enkazın içinden eşya çalmayı başarabiliyorsunuz, keşke enkazda kalan canlarımızı da kurtarmak için çabalasaydınız. Lütfen eşyalarımı getirin. Gelen eşyalarımı da bağışlayacağım. Bu kötü günleri, birbirimizin yaralarını sararak atlatabiliriz. Bu durumda ölenler mi kurtuldu, kurtulanlar mı öldü?