SON DAKİKA



Haber > Gündem > Hani; 2015'ten stok yoktu... Hani; 2016 Rekoltesi

Hani; 2015'ten stok yoktu... Hani; 2016 Rekoltesi

03 Mart 2017 Cuma - 09:15








İster istemez sormak zorundayım! Çünkü Ziya Paşa’nın; “Hafıza-i beşer nisyan ile maluldür” sözündeki gerçekleşme oranının giderek arttığı bir toplum haline geldik! Onun için hatırlatmaktan başka çarem yok... 2016 ürünü fındık rekoltesi için adının başına “ziraat” ibaresini koyan çok bilmişler ne diyorlardı: “Rekolte çok düşük. Fındık talebe yetmeyecek ve fiyatlar artacak.” Sonrasında ne oldu? Ne olduğunu yine onlardan, yani geçtiğimiz günlerde “Medet ya Numan” yalvarışıyla, Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş’un ayağına “Biz ettik sen eyleme.

Dediklerimizin hiçbiri çıkmadı. Üreticiye zarar ettirdik. Cümle aleme rezil olduk” diyerek sarılanlar bakın neyi ikrar eylediler: -”Şu anda tahminimize göre üreticinin elinde ciddi miktarda fındık bulunmaktadır. 2015 mahsulü fındık vardır.” Bunlara ne demeli?  Basına boy boy verdikleri; “2015’den stok fındık yok” dedikleri manşetlerin yer aldığı gazeteler gözlerinin içine mi sokulmalı? Ya da, “2016 rekoltesi çok az.

İhracata yetmeyecek. Fiyat artacak” diye yalan yanlış beyanları mı yutturulmalı? Onu bunu bilmem ama, ben Sayın Numan Kurtulmuş’un yerinde olsam, bunlara, “Gardaşım sizin ne dediğiniz belli değil. Dün söylediklerinizi bugünküler tekzip ediyor. Siz gidin önce kendinize bir çeki düzen verin. Ne olursa olsun üreticiyi aldatmayın. Hele hele kendinizi hiç kandırmayın” der ve yanımdan kovalardım. Ama ne yapsın Sayın Bakan? Önümüzde Fatsa Ticaret Borsası başkanını bile beklentiye iten 16 Nisan’da var!

YALAN RÜZGARI...

Bu memleketin her yerinde, her alanında ve her konusunda, “Dün söylediğini unutmak”, ya da “Öncekinin tam tersini söylemek” normal hale geldi. Dün başının üzerinde taşıdığını, bugün ayaklarının altına almak, ya da tamamen tersini uygulamak... Aslında; “Yalan söylemek normal kabul edilmeye başlandı” demem lazım ama, hem söylemeye, yakıştırmaya inanın ben utanıyorum. Anlayacağınız, bir tarafta söylediği yalanlara kendi de inanmaya başlayanlar, diğer yanda ise, işine geldiği için yalana inanan dinleyen kesimi... Türkiye’nin siyasetten spora, kültürden ekonomiye, üreticiden tüketiciye, çocuktan dedeye, kısacası yediden yetmişe kadar yalanla iştigali bu haldedir. 30-40 yıl önceki Güney Amerika dizisi olan “Yalan Rüzgarı” rolünde samimi ve sadakatli oyuncu aramış olsaydı, bugünün Türkiye’sinde bol miktarda bulurdu! Hem de rolünü süper star kadar başarıyla icra edecek kadar!


DİNİME KÜFREDEN BARİ...

Şu sıralar, “evet-hayır” hanesine ben diyeyim “puan”, siz söyleyin “oy” kazandırmak için, hatırı sayılır ölçüde ahali, geçmişine hiç bakmadan öyle şeyler söylüyor ki, Makyavelli’nin “Amaca ulaşmak için her yol mubahtır” ifadesine bile nal toplatıyorlar! Yazılacak o kadar çok gerçek, hatırlatılacak o kadar çok yalan var ki; hangi birinden dem vurayım! Oldu olacak, Türk Dil Kurumu’nun kitabından; “Başkalarını eleştirirken kendisi de aynı yanlışı yapmış kimse” için kullanılan söz demek olan; “Dinime küfreden (veya söven veya dahleden) barı Müslüman olsa”yı hatırlatayım, olsun bitsin!

Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap