Dünya’nın en güzel ülkesi Türkiye’de hızlı bir hafta geçirdik. 21 Mart Pazartesi Mardin ve Diyarbakır’da çatışmalar sürüyordu. 22 Mart Salı Konya Ensar Vakfı’nda çocuklara taciz haberini aldık ancak Aile Bakanı açıklama yaptı: Münferit vakadır, vakfı suçlamak doğru değil. Aynı gün Taksim’de Patlayan bombaların acısı unutulmadan terör Belçika’yı vurdu. Tüm bu olaylar ülke gündemine oturmuşken bomba bir haber daha geldi. 17 Aralık yolsuzluk operasyonu şüphelisi Rezza Sarraf Amerika’da tutuklanıyor! 23 Mart Çarşamba gecesi sürpriz bir yasa teklifi geliyor.

Ebru Gündeş’in kocası Sarraf ve uzantıları koruma altına alınıyor. Bu kanunun adı “Kişisel Verilerin Korunması” adıyla anılsa da Amerika’da tutuklu iş adamı Sarraf’ın korunması içindi. Tıpkı 2011’de Aziz Yıldırım’ın kurtarılması için çıkarılan özel yasa gibi. “Sporda Şiddet Yasası” ile şikecileri sümen altı eden TBMM yıllarsa sonra Sarraf için de özel yasa çıkardı. Aziz Yıldırım’ı korumak için meclise sunulan kanuna Trabzon vekillerinden yalnızca Koray Aydın ret oyu vermiş, Faruk Özak ve arkadaşları çekimser kalmıştı. Halkın gözünde Yıldırım da Sarraf da hak gasp eden insanlardır.

Amerikalı Savcı Bhrara iddianamesini hazırladı. Sarraf 75 yıl ile yargılanıyor, muhtemelen satacağı isimler karşılığında devlet kendisiyle şu an pazarlık yapıyor. Taksim ve Brüksel’deki bombalar insanları hedef alırken televizyonlarda herkes şu yorumu yaptı: 3. Dünya Savaşı başladı. Siber saldırılar, nerede patlayacağı belli olmayan bombalar ile çatışmalar sürüyor. İslam dünyası fırkalara, mezheplere bölünmüş. Avrupa milyonlarca göçmene ev bulmaya çalışıyor. Tüm bu karmaşa içinde Trabzonspor’dan bahsetmek saçma olurdu diye düşündüm.

Önce insanlar huzur içinde yaşamalı ki spora ve kardeşliğe yorum yapmak için ayıracak zamanımız kalsın. Unutmayalım ki yeryüzünde fesat çıkaran insanlar Aziz Yıldırım ve Rezza Sarraf gibi açgözlü, bencil insanlardır. Sevgi ve saygılarımla...