Gül, hükümsüz tutuklulukta üst sınırı 5 yıla indiren yasal düzenlemenin ardından gerçekleşen tahliyelerle ilgili, "Burada tabii esas sorun mahkemelerin kararlarını vermesinde bu kadar uzun zamanın geçmesi. 5 yıl içerisinde eğer suçüstü yapılan olaylarla ilgili bile, failleri yakalanmış olaylarla ilgili bile karar verilemiyorsa hepimizin ciddi düşünmesi ve bu noktaya bakması gerekir" dedi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Nijer Cumhurbaşkanı Issoufou Mahamadou, Çankaya Köşkü’nde ortak basın toplantısı düzenledi. Türkiye ile Nijer arasında 15. yüzyılda başlayan ilişkilerin 1912 yılına kadar devam ettiğini belirterek, değişen dünya şartları içerisinde 1966 yılında Nijer ile diplomatik ilişkilerin yeniden kurulduğunu ifade etti. Bu ziyaretin Cumhurbaşkanlığı seviyesinde ilk ziyaret olduğunu anlatan Gül, görüşmelerde ikili ilişkilerin ele alındığını ve birçok alanda işbirliğini önümüzdeki dönemde gerçekleştireceklerini dile getirdi. Gül, "Heyetlererası yaptığımız toplantıyla, özellikle Nijer madenler konusunda, uranyum başta olmak üzere çok zengin bir ülkedir. Türkiye’nin daha faal olmasını istiyoruz, Nijer’in madenlerinin değerlendirilmesi konusunda çok güçlü işbirliğimiz olacaktır. Türk yatırımının Nijer’e gitmesini sağlayacak. Buralarda Türk şirketlerinin görev almasını ve katkı sağlamasını istiyoruz" şeklinde konuştu. Mahamadou, Nijer ile Türkiye arasındaki ilişkilerin büyükelçiliklerin açılmasıyla büyük bir ivme kazandığını anlatarak, iki ülke arasındaki ilişkinin her alanda güçlü işbirliğine dönüştüğüne dikkati çekti. Türk yatırımcıların Nijer’e gelmesini arzu ettiklerini belirten Mahamadou, iki ülke arasındaki ilişkilerin artarak devam edeceğine işaret etti. Cumhurbaşkanı Gül ile Nijer Cumhurbaşkanı Mahamadou, açıklamaları sonrası gazetecilerin sorularını cevapladı. Afrika’ya yapılan yardımlara ilişkin bir soru üzerine Gül, "Birinci neden Afrika’nın sorunlarını duyarsız kalmamak. Afrika’nın büyük sorunları vardır. Bu sorunları sadece o halklar kaldıracak durumda değildir. Bütün dünyaya yıllık insani yardımlarımız 2 milyar dolar civarında. Bizim 35 Afrika ülkesinde büyükelçilik sayımız 39’a çıkacak. İlişkilerimizi geliştirmek istiyoruz. Afrika’daki çok sayıda okulla, STK’ların faaliyetleri, bütün bunları Afrika halkının Türk halkına katkıları olarak görmek gerekir. Türkiye, Afrika ile stratejik ortaklık kuran bir ülke önümüzdeki yıl bunun ikinci zirve toplantısı yapılacak" diye konuştu. Mahamadou, Türkiye’ye gerçekleştirdiği ziyarete ilişkin, "Bu ziyaretten beklentim, Türkiye’nin bizi desteklemesi. Öncelikli sektörlerde bu desteğin sağlanması. Su son derece önemli, içilebilir suya erişim. Türkiye bu alanda Nijer halkına içilebilir suya erişimi sağlamaktadır" dedi. Bir gazetecinin, ’Eski Bakan Zafer Çağlayan’ın bir açıklaması oldu. 17 Aralık eleştirirken, ’Bir Yahudi, bir Zerdüşt, bir ateist olsa anlarım ama bunları bize yapanlar Müslümanlar’ dedi. Buna Yahudi cemaatinden bir açıklama geldi, bunu nasıl değerlendiriyorsunuz" sorusuna Cumhurbaşkanı Gül, "Bu tip söylemleri tasvir etmek mümkün değildir. Onlar tasvir edilemez. Herşeyden önce ben ne kadar çok kendi inancıma, düşünceme, inancıma başkasını saygı göstermesini istersem başkasının da dinine, inancına, görüşüne saygı göstermek durumundayız. Buna hepimizin dikkat etmesi gerekir" cevabını verdi. BERKİN ELVAN’IN HAYATINI KAYBETMESİ Gezi Parkı olaylarında yaralanarak bir süredir komada yadan Berkin Elvan’ın hayatını kaybetmesine ilişkin bir soru üzerine Gül, "Bugün sabah televizyonlarda görünce üzüldüm gerçekten üzüldüm. Bugün hayatını kaybettiğini öğrendim, ailesine başsağlığı diliyorum, acılarını paylaşıyorum. Bugün herhangi bir olay yaşanmaması için herkesin çok dikkatli olması gerektiğini, yeni acıların yaşanmasına fırsat verilmemesi gerektiğinin altını çizmek istedim. Dün de ailesiyle de konuştum, gerekli dikkat gösterilecektir. Bir kez daha üzüntülerimi paylaşmak isterim" diye konuştu. TAHLİYELER ’Tutuklulukta üst sınırı 5 yıla indiren yasal düzenlemenin ardından tahliyelerin başlamasına’ ilişkin bir soru üzerine Cumhurbaşkanı Gül, "Burada tabii esas sorun mahkemelerin kararlarını vermesinde bu kadar uzun zamanın geçmesi. 5 yıl içerisinde eğer suçüstü yapılan olaylarla ilgili bile, failleri yakalanmış olaylarla ilgili bile karar verilemiyorsa hepimizin ciddi düşünmesi ve bu noktaya bakması gerekir. Hatırlarsanız, bir süre önce Hizbullah davasından 10 yıl içerisinde mahkemeler neticelenmediği için tahliyeler gerçekleşmişti. Esas bakılması nokta bu. Bir taraftan uzun tutukluluk süreleri bir nevi cezaya dönüşüyor. Bunu gidermek gerekiyor ama diğer taraftan bu kadar uzun süre içinde karar verememek kabul edilebilir birşey değil. Onun için dediğiniz doğru, çünkü tartışmalı bir suç üstü yapılmış, failler belli, Danıştay Davası’nda da aynı durumda değil mi? Failler bulunmamış olsa hadi diyeceksiniz ki bu kadar uzun sürebilir. Aynı gün failler yakalanmış bu kadar süre geçmiş. Dolayısıyla bunların çok ciddi bir şekilde konuşulması ve gerekli tedbirlerin, yargı sürecimiz içerisinde hızlandırılması gerektiğine inanıyorum. Bununla ilgili düzenlemeler aslında yapıldı. Yargıtayın, Danıtay’ın üye sayıları artırıldı, gereken dosyaların azaltılmasıyla ilgili ama hala bu sorununun bu şekilde devam ediyor olması bizim ciddi meselelerinden birisidir. Sadece siyasi konular olunca kamuoyu tartışıyor ama bir de siyasi olmayan konu ve davalar var. Onların da derdi, acısı, sıkıntısı hiçbirimize ulaşmıyor o açıdan ülke olarak buna ciddi bir şekilde bakmamız ve bunların tartışıp çözümlerini kısa sürede bulmamız gerekir" ifadelerini kullandı.