SİZLERE dün anlatmaya başladığımız “Kiralama hikayesi”ne kaldığımız yerden devam ediyoruz... Hatırlayacağınız gibi dün sizlere Ziraat Bankası’nın, Trabzon’un Değirmendere semtinde, Tek-Art A.Ş.’ye ait binada iki ayrı bölümü kiraladığını... Bu bölümlerle ilgili kira sözleşmeleri yapıldığını... Hemen arkasından bankanın bu bölümlerde ciddi bir tadilata başladığını... Ve mal sahibi Tek-Art A.Ş.’nin tadilatın bitirilmesi planlanan 2 aylık süre içerisinde bankadan kira istemediğini anlatmıştık... Ve dünkü bölümün sonunu da; “Böylesine ‘El bebek – gül bebek’ başlayan ‘Mal sahibi-kiracı ilişkisi’ günün birinde ‘Akıllara zarar bir ihtarname’ ile çıkmaza girecek... Sonrasında da ‘İhtarname yağmuruna’ rağmen çözülmezliğini sürdürecekti...” diye bitirmiştik... Tıpkı dün anlattığımız gibi, her şey kelimenin tam anlamıyla “Yolunda” gidiyordu... Ta ki; bir sabah Tek-Art’ın kapısından giren postacının o “İhtarname”yi teslim edişine kadar!.. O sabah şirkete gelen zarfın içinden çıkan yazı, gerçekten “Akla zarar” görünüyordu!.. İhtarname, Ziraat Bankası Genel Müdürlüğü, İnşaat ve Gayrimenkul Yönetimi Daire Başkanlığı’ndan geliyordu... Ankara 14. Noterliği’nden gönderilen 29 Ocak 2014 tarih 00739 sayılı ihtar yazısında özetle “Bankamızca GÖRÜLEN LÜZUM ÜZERİNE Değirmendere’deki Tek-Art Plaza’da kiracısı olduğumuz taşınmazlar için imzalanan kira sözleşmelerinin feshi uygun görülmüştür” denilmişti!.. Neden?.. “GÖRÜLEN LÜZUM ÜZERİNE”!.. Tek-Art yetkilileri, bu ani gelişme üzerine Ziraat Bankası adına konuyla ilgili kim varsa bilgisine müracaat etti. Banka yetkililerine, “Kira sözleşmesinin neden feshedildiği” sorusu defalarca soruldu... Trabzon’dakiler de bizden farklı değildi... Kira sözleşmesini feshetmek, Ankara’dan yapılan bir hamleydi... Genel Müdürlük’ten yani... Trabzon’da, bu yerin kiralanması için çabalayan, tadilatı çabuk bitsin diye sağa sola koşturan Ziraat Bankası çalışanları da anlamamıştı ne olduğunu... Sonuçta; Ziraat Bankası, kiraladığı yerden HARCADIĞI ONCA DEVLET PARASINI DA GÖZ ARDI EDEREK çıkmak istiyordu!.. Kira sözleşmesinin feshiyle ilgili ihtarnamenin ellerine ulaşmasından itibaren gelişmelere bir anlam veremeyen, aklına gelenleri de bir devlet kurumuna kondurmak istemeyen Tek-Art yetkililerinin aslında çok da umurunda değildi bu durum... Tek üzüntüleri, ASIRLIK BİR DEVLET KURUMUNUN BU HALE GETİRİLMİŞ OLMASI idi. Tek-Art A.Ş., ilk şaşkınlığın ardından Ziraat Bankası’ndan gelen o ihtarnameye cevaben bir ihtar çekmeyi uygun buldu... Aslında istediği de, bu ihtarname ile konuyu kapatmak... Devlet kurumu Ziraat Bankası’nın daha fazla yaralanmasına ve zarar görmesine seyirci kalmamaktı... Tek-Art’ın Ziraat Bankası’na Bakırköy 30. Noterliği kanalıyla gönderdiği 4 Şubat 2014 tarih ve 02767 sayılı cevap yazısında şu ifadelere yer verildi: “..... Sözleşmeler imzalandıktan sonra 1 Aralık 2013 tarihine kadar tarafınızdan tadilat için müsaade talep edilmiş ve sözleşme tarihinden yürürlük tarihine kadar geçen 2 aylık süre için bankanızdan kira bedeli talep edilmemiştir. Hem tadilat için müsaade edilen 2 ay için kira mahrumiyetimiz doğmuş hem henüz taşınmazlara yerleşip, amacına uygun şekilde faaliyete başlanılmadan hem de kiralanan taşınmazlarda kendi ihtiyacınız doğrultusunda yapmış olduğunuz tadilat ve eklentiler eski hale getirilmeden sözleşmeleri feshettiğinizden yeni kiracı bulmak bakımından mağduriyetimiz söz konusu olmuştur... Türk Hukuk Tarihi’nde ve bankanızın (Ya da başka herhangi bir kiracının) uygulamalarında örneğinin ve benzerinin bulunmadığını düşündüğümüz böyle sıra dışı bir fesh-i ihbarın, haklı ve mantıklı bir gerekçesi ortaya konulmadığı takdirde düşündüğümüz ve kuvvetle muhtemel gördüğümüz gizli fesih gerekçeniz, kuruluşu Cumhuriyet tarihinden daha eski olan koca kurumunuza yakışmamıştır... Zaman; bu tutumunuzu mutlak yargılayacaktır. Keşke böyle büyük bir devlet kurumumuza siyaset bulaşmasaydı... Büyük teessüf ve hayret içinde cevaben tebliğ ederiz...” *** Bütün bu gelişmelerden sonra; Ziraat Bankası’nın kiraladığı yerde “başlattığı ama bitiremediği” tadilat ve değişikliklere gelip dayandı konu... Banka; kiraladığı zemin kat ile asma kat üzerinde ciddi değişiklikler için bir çalışma başlatmış, daha önce de yazdığım gibi içeriye ciddi bir harcama ile tam anlamıyla pahalı bir tadilat projesi uygulamaya çalışıyordu... Gerçi, bu çalışma iki aylık süre içerisinde tam anlamıyla bitirilemedi... Kiralanan katlar, “Şantiye” görüntüsü içerisinde yıkık dökük duruyordu... Zaten bankanın da hem kontrat hem yasalar hem de ticari ahlâk gereği, o kiralamaktan caydığı bölümleri “Aldığı gibi” teslim etmesi kaçınılmazdı... Bununla ilgili olarak Tek-Art bir ihtarname daha gönderdi Ziraat Bankası’na... Bakırköy 30. Noterliği’nden 21 Şubat 2014 tarihinde gönderilen 03957 sayılı ihtarnamede özetle şöyle denildi: “03 Mart 2014 tarihine kadar o taşınmazların eski haline getirilerek tahliyesi gerekmektedir.... Tarafımıza tebliğ edilen fesih bildirimi her ne kadar iyi niyet kuralları ile bağdaşmasa da, içinde bulunduğunuz zorlayıcı koşullar tarafımızca bilindiğinden yapılan mezkur muameleyi yeterince anlayışla karşıladığımızı düşünüyoruz. Bu sebeple karşılıklı anlayış içerisinde taşınmazların eski haline getirilmesi suretiyle tahliye işleminin yapılmasını temenni ediyoruz. Aksi takdirde tarafımızdan yaptırılacak bilirkişi incelemesi ile eski hale getirme bedeli tespit ettirilerek, tahsil edilmek üzere gerekli yasal yollara başvurulacağını ihtar ederiz....” Ve... İnanılır gibi değil ama... O katları eski haline getirme süreci henüz bitmedi!.. Şu gün itibarıyla “Hâlâ sürüyor”!.. Devletin Ziraat Bankası, “GÖRÜLEN LÜZUM ÜZERİNE” sokağa attığı onca paranın üstüne, “Gereksiz harcamalara” hâlâ devam ediyor!.. Tek-Art, yine dayanamıyor... Yine Bakırköy 30. Noterliği kanalıyla bankaya 10 Nisan 2014 tarih, 06705 sayılı bir ihtar daha gönderiyor... Orada da özetle şu ifadeler yer alıyor: “Her ne kadar muhatap şirket, kiralamış olduğu müvekkil şirkete ait taşınmazın halen mer’i olan kira sözleşmelerinin feshini içerir ihtarname göndermiş ise de, belirtilen tarihte ve halen mecur tarafımıza teslim edilmediği gibi mecurda rızamız dışında ve muhatabın salt kendi kiralama maksat ve ihtiyacı için yapılan eklenti ve tadilatlar eski haline getirilmemiştir. Dolayısıyla mecur teslim ve tahliyeye elverişli halde de değildir. Bunun doğal sonucu olarak da mer’i kira kontratı gereğince aylık kiraların ödenmesi gerekmektedir. Bu nedenle fesih ihbarında belirtilen tarihte mecur tahliye ve teslim edilmediğinden, FESİH HÜKÜMSÜZ HALE GELMİŞTİR. Dolayısıyla mezkür kira kontratından kaynaklanan yükümlülüklerin kira kontratlarındaki şartlar dairesinde yerine getirilmesi gerekmektedir... İhtar ederiz.....” *** Görünen o ki; Ziraat Bankası’nın sorumluları, o bankanın kasasını biraz sorumsuz kullanıyor!.. Eminiz; o kurumun içerisinde gerçek anlamda sorumluluk duygusuna sahip pek çok isim bu durumdan rahatsızlık duyuyordur ama... Ne çare?.. Trabzon’daki çalışanlarının bulduğu kiralık şubeden sebepsiz, gerekçesiz çıkan... Yaptığı iki ayrı kira sözleşmesini fesheden... O kira sözleşmelerine istinaden onca masrafın altına giren... Sonra o harcamaların tümünü bir kalemde sokağa atan... Bankanın Genel Müdürlüğü’dür... Ama... Bir devlet kurumunun Genel Müdürlük makamı bile, bunca masrafın heba edilmesinin altına imza atamaz... Öyleyse... Ortada “Yanıtı belli” sorular vardır!.. Bir devlet kurumunun yüzbinlerce lirayı heba etmesi, hangi siyasi iradenin talimatı ile olur?.. Bu bir!.. O siyasi irade, sıradan bir “Banka şubesi kiralama işlemi” için neden böylesine müdahil olur?.. Bu iki!.. O devlet kurumunun boşu boşuna harcadığı bunca parayı devlet hazinesi mi karşılayacaktır?.. Bu da üç!.. Sorular bunlar... *** Tek-Art yetkilileri gerçekten üzgün... “Biz, herkesi seviyoruz....” diyorlar... “Biz, kimseyi üzmek ya da kırmak istemiyoruz...” diyorlar... “Biz sadece çok sevdiğimiz ülkenin, saygı duyduğumuz devletin bu hal-i ahvaline üzülüyoruz!.. İşte o yüzdendir ki... Şu yukarıdaki üç sorunun yanıtını da yazıp kimseleri üzmek istemiyoruz!..” diye ekliyorlar!.. O soruların yanıtlarını vermek size kaldı artık sevgili okurlar... Benden “ŞİMDİLİK” bu kadar!.. Gözüm; Tek-Art ile Ziraat Bankası arasındaki “İhtarname bazlı ilişki”de!.. Bakalım Ziraat Bankası bu aşamada ne yapacak?.. Yükümlülükler yerine gelecek mi, gelmeyecek mi?.. Bu iş; bitmesi gerektiği gibi bitecek mi?.. Yoksa uzayıp gidecek mi?.. Şu yazıyı kaleme alırken “NEZAKETEN YAZMADIĞIM” ayrıntıları da günün birinde yazmak gerekecek mi, gerekmeyecek mi?.. Bekleyip göreceğiz!.. Fatih Türker