1923 yılında bir Osmanlı Subayı olan Mustafa Kemal tarafından kurulan Türkiye Cumhuriyeti Avrupa’nın gözünde daimi düşman ve potansiyel tehlike olmaya devam ediyor. Avrupa Parlamentosu’nda nüfusa göre koltuk sahibi olunduğu için Tayyip Erdoğan her fırsatta en az üç çocuk dedi. Dış politikada kıskaca alınan Türkiye tam da vize serbestisi gelecek derken önüne temcit pilavı kondu. Ermeni soykırımı! Peki, soykırım nedir? Adolf Hitler’in yaptığı gibi sistematik bir şekilde belli bir soyu, nesebi kırmaktır. Peki, 1915’de ne oldu? Türkler cephede savaşırken, Osmanlı Devleti arkadan hançer vuran bazı grupların yerlerini değiştirmek istedi. Bu doğrultuda trenlerle ve yol yardımı da yapılarak, asker koruması eşliğinde bir kısım Ermeni cemaati Suriye ve benzeri bölgelere dağıtıldı. Bu sırada 1915’in savaş koşulları ve salgınlar Ermenilerin kayıp vermesine neden oldu. Ancak Osmanlı soykırım yapmak istese neden yol harcırahı versin? Neden tren tahsis etsin? Osmanlı, bir imparatorluktur. Her halk vardır içinde istese de ırkçılık yapamaz. Türk-Ermeni rekabetinin sebebi emperyalist İngiliz politikasıdır. Bugün Türkler, Kuzey’e, Güney’e ya da Batı ve Doğu’ya ilerlemek istediğinde karşısına çıkacak engeller bellidir. Kıbrıs sorunu, Ermeni meselesi, bölücülük ve benzeri uydurmalar yüzümüze vurulacaktır. Türkler, tarihi en temiz millettir. 1497 yılında 2. Beyazid, İspanya’ya gemi göndererek oradaki Yahudileri, Katolik katliamından kurtarıp İstanbul’a getirmiştir. Bugün İstanbul Yahudileri işte bu sefarad Yahudilerinin torunlarıdır. Çanakkale’de yaraladığı İngiliz’i sırtında taşıyan bu asil millet, soy kırmak nedir bilmez...

1970’li yıllarda bu ülkenin en güzide insanlarını, büyükelçilerimizi katleden ASALA, 1990’lı yıllarda PKK adıyla yine sahneye girmiştir. Bugün Güneydoğu’da yakalanan teröristlerin çoğu Ermeni kimliğine sahip. Mesele kimin kimi kırdığından ziyade tarihi o günün koşullarına göre değerlendirmektir. Almanya, sözde Ermeni soykırımını kabul ederek Türkleri kendine dert ortağı etmek istedi. Bu işi tek biz yapmadık, barbarlık hep vardı derken Avrupa Birliği yolunda Türk devletinin önünü kapadı. Peygamber efendimizin dediği gibi; “bir milleti yerinden yurdundan etmek mubah değildir”. Ancak devletin bekası için de önlem almak her milletin hakkıdır. Ermeni soykırımı tanındıktan sonra Ermeniler toprak ve tazminat talepleri ile karşımıza çıkacak. Rusya ve Avrupa’nın koruması altındaki Ermeniler, devlet arşivlerini açmaktan kaçıyor. Çünkü Ermeni çetelerin katliamları hem bizim hem onların arşivlerinde hala saklanıyor. Yeni Başbakan Binali Yıldırım, dış politikada yalnız kaldığımızı gördü. Ve dedi ki; “Düşmanlarımızı azaltıp, dostlarımızı çoğaltacağız.” Bu söylem Atatürk’ün “Yurtta barış cihanda barış” ilkesinin yenilenmiş hali. Ne var ki; Türkiye’nin işi zor, dünyada artık siyaset değişti. Aşağıda savaş alanı Suriye, yukarıda Türkiye’yi ezen ama onsuz yapamayan Ruslar ve müttefik görünümlü emperyalist Amerika. Hiçbir ülke tek başına ayakta kalamaz. Türkiye bu ekonomik ve siyasal çıkmazdan kurtulmak istiyorsa kendine yeni dostlar bulacak. Mevcut müttefik Amerika ve Hristiyan kulübü Avrupa Birliği her fırsatta Anadolu’nun büyümesine engel olacaktır. Eski Genelkurmay Başkanlarından biri Rusya ve İran ile yeni bir ittifak kuralım dediğinde yer yerinden oynamıştı. Hâlbuki yeni fikirlere ve dostluklara açık olmak devlet menfaatinedir. Sevgi ve saygılarımla...i