SON DAKİKA



Haber > Gündem > Cinselliğe kafalarını takmışlar

Cinselliğe kafalarını takmışlar

24 Kasım 2013 Pazar - 09:42




Köşe yazarları Ahmet Şefik Mollamehmetoğlu ve Sultan Göktaş 'dershaneler' konusunu yorumladı.





Mollamehmetoğlu: Cinselliğe kafalarını takmışlar AKP iktidarı boyunca hep şöyle bir yöntem geçerli oldu. Bir konu bir biçimde kamuoyunun gündemine getirildi. Eğer çok tepki çektiyse hemen soğutuldu ve beklemeye alındı. Ama beklenenin üzerinde bir tepki gelmediyse, bu kez olay ısıtılıp işlenip bir yasa ya da uygulama haline dönüştürüldü. Başbakan'ın ifadesiyle "kindar ve dindar nesiller yetiştirilmesi" amacına hizmet etmek için 4+4+4 eğitim sistemi devreye sokuldu. Bir meslek okulu olan ve ihtiyaç kadar kurulması gereken imam hatipler yaygınlaştırılırken, tüm okulların imam hatipleştirilmesi yolunda adımlar atıldı. Şimdi eğitimde temel hedef şu: İlk, orta, liseyi türbana açmak; ardında önce kız ve erkek öğrencileri birbirinden ayırmak ve sonra zaman içinde karma eğitime son vermek. MUZIR MERDİVENDEN PARAVANA Trabzon Milli Eğitim Müdürü'nün Sosyal Bilimler Lisesi yatılı kız ve erkek öğrencilerinin aynı merdiveni kullanmalarından bir tür cinsel rahatsızlık çıkararak "iki yıldır rahat uyuyamadığı" sözlerinden, Antalya’da etek giyen kız öğrencilerin merdivenleri kullanmasından rahatsız olan müdüre kadar bir dizi şok olay yaşadık. Kamuoyuna, sanki kızlar ve erkekler aynı odada kalıyor gibi gösterilerek, yurt binalarının ayrılmasıyla bu uygulamaya meşru zemin oluşturulmaya çalışıldı. Durum öyle bir hal aldı ki, kız ve erkek yurtlarının bitişik olması bile muzır bir şeymiş gibi sunuldu. Gülmece dergilerine bile kapak olan bu uygulamalar giderek yaygınlaşıyor. İlk ve orta dereceli okullarda kızların pantolon giymesinden kantinlere aynı anda girilmesi yasağına, yemekhanelere ayrı saatte gidilmesi ya da kız ve erkek öğrencilerin paravanla ayrılmasına kadar inanılmaz yöntemler! ÖĞENCİ EVLERİ VE SAPIK GENÇLİK! Bütün bu olan bitene bir de Başbakan'ın, üniversiteli kız ve erkek öğrencilerin aynı evde kaldıkları açıklamaları, bunun için polise operasyon yapılması talimatı verilmesi de eklenince fotoğraf daha da netleşti. Sanki gençler suç işliyormuş gibi toplumun namus anlayışı üzerinden devlet ve mahalle baskısı kurma sürecine sokuldu Türkiye. Bu açıdan bakılınca, TBMM’nin AKP'li başkanvekilinin "Karma eğitim gelecek yıl kaldırılacak" açıklaması, hükümet sözcülerinin "kişisel görüş" savunmalarından çok, bir ortak görüşü yansıtıyor. HEDEF KADIN! Okullarda kız ve erkek öğrencilerin birlikte eğitim yapmasından rahatsız olanlar, toplumda kadınla erkeğin birlikte yaşamasından, çalışmasından da rahatsızdır. Bugün sıraları, sınıfları, kantin ve yemekhaneleri, okula giriş çıkışları, yurt ve okul binalarını ayıranlar, yarın kadın ve erkeğin birlikte çalışmasını, aynı sokakları, aynı merdivenleri, aynı mekanları kullanmasını da önleyecektir. Kadın ve erkeğin birbirinden yalıtılması, aslında kadının toplumsal yaşamdan uzaklaştırılarak giderek tecrit edilmesini, iş yaşamından çıkarılmasını, eve hapsedilmesini getirecektir. Yani bu süreç, kadının köleleştirilmesi, insanların yaşam biçimlerinin doğrudan hedef alınmasını, özgür irade ve seçim hakkının gaspedilmesini getirecektir. AYIPLI, İÇLER ACISI GÖRÜNTÜ Kadın-erkek ilişkileri ve cinsellikle kafayı bozmuş bir anlayış, yaşamı kendisine göre dizayn etmek istemektedir. Karşı cinslerin bir arada olmasından anladıkları tek şey sekstir! Kız ve erkek öğrencilerin birlikte okumasından insan neden rahatsızlık duyar ki? Bunu söyleyenlerin, savunanların aklına ne geliyor? Birbirinin üzerine mi atlıyorlar? Kadınlar ve erkekler birbirlerini görünce, içlerindeki cinsel şehvet, seks sapkınlığı mı uyanıyor? Milletin orasına burasına kilit vurun, ahlak bekçiliği yapın diye mi insanlar oy verdi size? Memleketin onca sorunu dururken, kadın ve erkeklerin, gençlerin, çocukların cinselliği ile, bel altıyla uğraşmak yakışıyor mu? İKTİDARIN YAPMASI GEREKEN Daha düne kadar başörtüsü konusunda giyim özgürlüğünü savunanlar, bugün milletin uçkuruyla, eteğiyle, yatağıyla uğraşıyor. Oysa onlardan beklenen, herkes için fırsat eşitliğini sağlamaları, eğitimin kalitesini arttırmaları. Üniversitelerde çağdaş, bilim ve teknolojide aşama yapmış özgür bir akademik ortamı egemen kılmaları, okul sonrasında istihdam olanaklarının geliştirilmesine kafa yormaları… Karma eğitimi ahlaksızlık olarak görmek; çocukları, gençleri, bu ülke insanlarını sapık yerine koymak, tek kelimeyle hastalıklı bir kişilik yapısıdır. TÜRKİYE HALKI DAHA İLERİDE Dünyada Suudi Arabistan ve İran dışında bütün ciddi ülkelerde karma eğitim var. Şunu da vurgulayalım ki, AKP seçmeni de dahil Türkiye halkı, siyasi iktidarın bu tür marjinal istemlerinin çok daha ilerisinde. Görünen o ki, Türkiye'nin, 'normalleşme' adı altında dönüştürülmesi, iktidar sahiplerinin gizli gündemleri gerçekleşene kadar sürecektir; hedef her şeyiyle dini referans alan, otoriter, kapalı bir toplum yapısıdır. Öte yandan, Ortadoğu’da Türkiye yeni bataklıkların içine sokulurken, hükümet Kürdistan’ı tanır, resmi organlarında Türkiye’yi bölünmüş olarak gösterenlerle her tür muhabbetin içine girerken, bu şok tartışmalarla bir gündem saptırması yapıldığı da ortadadır. DERSHANELER VE İKTİDAR KAVGASI Dershaneler bir sonuçtur. Yaygınlaşmasının nedeni; yetersiz, niteliksiz ve fırsat eşitliğine dayanmayan eğitim sistemidir. Çözüm, gerekçeleri ortadan kaldırmak; öğretmeni, okulları, araçları, bir bütün olarak eğitimi nitelikli hale getirmek. Eğitimin temel sorunlarını çözmeden dershaneleri kaldırmak çok ağır sorunlara yol açacaktır. Dershaneler bir anlamda açığı kapatıyor. Gerçek anlamda fırsat eşitliği sağlandığında zaten dershanelere gereksinme kalmayacak. Hükümetin beklentilerinden biri dershanelerin özel okula dönüşmesi. Bu çok daha berbat ve eşitsiz bir durum. Özel okullara ekonomik durumu iyi ailelerin çocukları gidecek, yoksul ve dar gelirli aile çocukları dershaneler de olmadığı için üniversite şansını neredeyse tamamen kaybedecek. Temel amaç, özel okulları özendirmek, eğitimi paralı hale dönüştürmek. Erdoğan ve Gülen cemaati arasında yaşanan dershane kavgası aslında AKP ve hükümet içindeki iktidar mücadelesidir. İktidar nimetlerinden kim nasıl yararlanacak? Sorun budur. Hükümet, cemaatin en iddialı olduğu alanı kapatarak burnunu sürtmeye çalışmaktadır. Burada öğrenciler kurbandır. Göktaş: Hükümet ne yapsa nafile Herkesin bildiği üzere 11 yıldır iktidar olan AK Parti Türkiye'nin muhafazakar kesiminin büyük oranda oylarını alan bir siyasal parti ve ilk günden bu yana muhafazakar duruşundan hiç taviz vermedi. TALEPLER YERİNE GETİRİLDİ 28 Şubat sürecinde kapatılan imam hatip okullarının yeniden açılması ve akabinde katsayı adaletsizliğinin sona erdirilmesi, ülkemizin kanayan yaralarından başörtüsü yasağının fiilen üniversitlerden kaldırılması, geçtiğimiz günlerde ise kamusal alanda kılık kıyafet özgürlüğü getirilmesi, okullarda seçmeli ders olarak isteyen öğrencilere Kuran'ı Kerim ve siyer derslerine yer verilmesi, ayrıca Kürtçe dersinin de getirilmesi gibi pek çok konuda toplumun büyük ekseriyetinin taleplerini yerine getirdi. HERKESİN HARCI DEĞİL 28 Şubat döneminde muhafazakar kesimin binbir zorlukla karşı karşıya geldiğine herkes yakınen şahit oldu. Hepimizin bildiği cemaatin lideri Fethullah Gülen Hoca Efendi, hatta Avustralya'da şehit olan Esad Coşan Hoca Efendi de bu zorlu süreçte doğup büyüdükleri ve hizmete sevdalı oldukları vatanlarından kopartıldı. Seneler boyu hizmet neferlerinin ülkemize katkılarını inkar etmek imkansız. Dünyanın en ücra yerlerine kadar ne denli hizmet ettiklerini bilmeyen yok ve böyle bir gönüllülük de herkesin harcı bir durum değil. ÇATIŞMA Ancak son zamanlarda bilhassa 'Gezi Olayları' gibi Türkiye'yi büyük strese sokan bir operasyondan beridir cemaat - iktidar çatışması lanse edilmeye çalışılıyor. Geçtiğimiz hafta boyunca tartışılan dersaneler konusu gittikçe siyasi bir sorun olaral lanse edilmeye çalışılıyor. Dersaneler mevzuundan önce gündemde olan MİT konusu ve dershaneler üzerinden iktidara vurmaya yelteniyor gibi bir intiba söz konusu. Hükümet her ne kadar bu tartışmaya girmemek için uğraşsa da, birileri bu tartışmayı gündemde tutmak için çaba sarf ederek bu mevzu üzerinden Milli Eğitim'e baskı kurmaya çalışıyor adeta. OKUMAYAN NESİLLER Zaten bazıları var ki, iktidar ağzıyla kuş tutsa yine de onlara yaranamıyor. Gelişen ekonomi, İstanbul trafiğine çözüm olarak sunulan üçüncü köprü, havaalanı, parklar, gittikçe artan üniversite sayısı... Bazı STK'lar, bazı kuruluşlar yemin etniş gibi bu konuda iş birliği halindeler sanki. İşte dershane konusu da gittikçe böyle bir hal alıyor. Üstelik Başbakanın ve sözcülerininin de ifade ettiği üzere dershanelerin kapatılması gibi bir durum söz konusu değil. İfade edilen ve yapılmak istenilen; dershanelerin dönüştürülmesi... Dönüştürülmesinden kasıt, daha faal, daha etkin ve daha yararlı bir yeni modele doğru yol alması... Ancak günlerdir içeriğiyle ilgilenmeksizin dershaneler kapatılıyor, iktidar ve cemaatin arası açılıyor diye sevinenlerin ve buna çanak tutan bazı basın organlarının nasıl sevindiği aşikar. Türkiye'nin eğitim siteminde köklü değişikliklere ihtiyacı var. Ezberci bir mantık içerisinde mantıkla başarıya fokuslanmış bir biçimde bu sorun çözülemez. Zira parası olan çocuğunu paralı okullara gönderiyor. Parası olmayan ise mecburen devlet okuluna ya da açık liseye... Artık her geçen gün sayıları artan özel okullarda çare değil. Parası olan veliler hangisi daha iyi diye araştırma yapıyor. Yani yine beklenti karşılanamıyor. Mevcut eğitim sistemi öğrencilere yetemiyor ve dershanelere ihtiyaç duyuluyor. Haftaiçi okul haftasonu dershane, hatta okuldan çıkıp akşamları dershaneye koşan çocukların stresi haliyle daha da artıyor. Okul ve dershane arasında mekik dokuyan çocukların kitapla ilşkileri kopuyor. Okumayan nesiller ortaya çıkıyor. Sürekli formül ezberlemek zorunda kalıyorlar. Dolayısıyla bu gidişat çocuklarımıza yapılan bir haksızlık. Ruhsal gelişimlerine ket vuran zorlu bir durum. Adeta başarmak için ezberlemek zorunda olan bir yarış atı gibi koşturuyorlar. ÜNİVERSİTE ŞARTLARI Dolayısıyla eğitim sisteminin tepeden tırnağa değişmesi şart. Değişen inşa içinde dershaneler bu haliyle en büyük ketlerden birini oluşturuyor. Dönüştürüldüğü vakit, üniversite giriş şartları da değişecek. Dershanelere ayrılan olanak ve kadrolarla çok daha yapıcı, kapsayıcı yeni çözüm modelleri oluşturulabilir. Onun için yanlış da ısrar etmenin kimseye faydası yok. Böylelikle hem Türkiye kazanır hem dershaneler. RADİKAL DEĞİŞİM ŞART Eğitim sisteminde köklü değişiklik yapılmasının zamanı geldi de geçiyor. Bunun üzerinden tartışma çıkarmak kimseye fayda sağlamayacaktır. Her şey öğrencilerimizin daha verimli ve kaliteli eğitim kazanması için...
Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap