CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Bekaroğlu çay kampanyasında yaşanan krizle ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. “Haklı çıktığımın anlaşılmasından dolayı üzgünüm” diyen Bekaroğlu, “Bir süredir ısrarla AKP’nin çaycıyı gözden çıkardığı, ismi “özelleştirme” olmasa bile, uygulamaları ile çay üreticilerini, gözlerini kar hırsı bürümüş, sayıları 10’u geçmeyen özel firmanın, zamanla da dünya çay tekellerinin insafına terk edeceğini söyleyip duruyorum” dedi.

“Görüldüğü gibi, daha çay sezonu açılır açılmaz ÇAYKUR, çay üreticilerini zor durumda bırakmıştır” diyen Bekaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “AKP’li politikacılar ve ÇAYKUR, ısrarla kapasite arttırdıklarından söz etmelerine rağmen, kampanyanın birinci haftasında kota ve kontenjan uygulamaları başlamıştır. Üstelik de geçen yıl 540 kg olan dekar başına kota, bu yıl 400 kg’a düşürülmüştür. ÇAYKUR, yaş çay işleme kapasitesini 8650 ton/güne çıkardığını açıklamıştı; şimdi ise günde 6000 ton çay almadan kontenjan uygulamasına başlıyor; bu ne perhiz ne lahana turşusu. ÇAYKUR, halkla dalga mı geçiyor? ÇAYKUR’un bu tutumu çay üreticilerini özel sektörün kucağına atmak anlamına geliyor. Nitekim fırsatçı firmalar, düşük ücretle ve ödeme tarihi belli olmayacak şekilde yaş çay almaya başlamışlardır.

Öte yandan çay sezonu başlamış olmasına rağmen henüz çay taban fiyatı açıklanmamıştır. Geçen yıl, 158+12= 170 kuruş olan yaş çay taban fiyatının bu yıl ne olacağını kimse bilmiyor. Şimdi; yaşanan krizin çözülmesi için acilen şu tedbirlerin alınmasını talep ediyoruz: 1.Çay’daki kota ve kontenjan uygulamaları derhal kaldırılsın. ÇAYKUR tam kapasite ile çalışsın. 2.Çay taban fiyatı derhal açıklansın. Taban fiyatı açıklanırken ölçü sadece enflasyon olmasın; çayın maliyeti ve bölge insanının geçim koşulları dikkate alınsın. 3.Bu yıl yaş çay alım fiyatı 2,20 TL olsun. Hiç kimse bu fiyatın altında çay alamasın. 4.ÇAYKUR, yaş çayın tamamını satın alsın. ÇAYKUR çay işleme kapasitesinin tamamını kullansın. Bölge insanının ekmeği olan Çay her türlü kişisel mülahaza ve gündelik siyasetin üstündedir. Eğer bu, haksız ve insafsız uygulamalara derhal son vermezlerse tüm çay üreticilerini her türlü demokratik hak arama yollarına başvurmaya davet ediyorum.”