Türkiye, 15 Temmuz’da dışarıdan da desteklenen ağır bir cemaatçi darbe girişimi yaşadı. Adeta uçurumun kıyısından döndü memleket. Bu saldırı, siyasetin ve toplumun değişik kesimlerini bir araya getirdi. Uzun süredir ilk kez umutlandık ülkenin bugünü ve geleceği için. Yazık ki, fazla gitmedi bu durum. "Bir melanet bin nasihattan iyidir’’ özdeyişinde olduğu gibi Fethullahçı darbe girişiminin, ‘’uzlaşma’’, ‘’demokrasi’’, ‘’hukuk devleti’’ adına yarattığı fırsatlar, ne yazık ki iktidarın her şeyi kendine yontma fırsatçılığına dönüştü. Türkiye’nin içeride ve dışarıda çok ağır koşullardan geçtiği bugünlerde, başkanlık sistemi tartışmalarının yeniden hortlatılması, ülkenin 15 Temmuz öncesi psikolojiye dönmesine neden oldu. Yeniden kavgaların, gerilimlerin, baskıların, karanlık senaryoların, paranoyaların içine düştük. Aman ha! Bu gidiş, gidiş değil!

CHP LİDERİNİN SÖZLERİ

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, son gelişmeleri yorumlarken, ‘’Ülke freni patlamış kamyon gibi’’ yorumunu yaptı. Parti Meclisi’ni topladı. Tam 7 saat süren bir uzun oturum oldu. Cumhuriyet gazetesi operasyonu başta olmak üzere medyaya baskılar, HDP’li genel başkan ile vekillerin tutuklanması ve diğer gelişmeler masaya yatırıldı. Dışarıya sızan bilgilere göre, cumhuriyetin kazanımlarının korunması ve demokrasinin savunulması için ‘’vatandaşın direniş hakkı’’ kavramı üzerinde bir tartışma yapılmış. Tıpkı 15 Temmuz’da darbecilere karşı halkın direniş hakkını kullandığı gibi, demokratik kazanımların korunması için meşru bir direnme hakkı kullanımı önerilmiş. Elbette bu hak meşrudur ve gerektiğinde kullanılmalı da. Ancak bu hak kullanımının, kışkırtmacılara da bazı fırsatlar tanıyacağı, yeni baskılar için gerekçe oluşturacağı asla unutulmamalı. Bin kere ölçüp bir kere yapılması gereken; sınırları, hedefleri, araç ve yöntemi doğru saptanması ve doğru örgütlenmesi, önü arkası iyi düşünülmesi gereken bir eylem.

CUMHURİYET’E SUÇLAMA

'FETÖ/PDY ve PKK/KCK terör örgütlerine üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek' Hiçbir demokratik ülkede böyle bir suçlama olmaz, olamaz. Herkes bu kategoriye sokulabilir. Herkesin konuşma ve eylemleri terör ya da suçla ilişkilendirilebilir. Hele de mesleğiniz gazetecilikse! Bu koşullarda ne haber yapmak ne de yazı yazmak olanaksız hale gelecektir ki, hızla oraya gidiyoruz.