SON DAKİKA



Haber > Gündem > Bu dert hepimizin, bu mesele hepimizin!

Bu dert hepimizin, bu mesele hepimizin!

10 Nisan 2015 Cuma - 11:05








"Mutlak manada Millî, Manevî ve İslamî değerlere bağlı gençliği ülkü ve fikirler etrafında toplayacak aksiyoner bir hareketi oluşturmak zorundayız.

“Dine dönüş” diye, sünnet adına Kadızadeler ortaya çıktı. “Çakşır haram, kavuk haram, kaftan haram. Bunlardan soyunursak her iş yoluna girer” dediler. “Batıcılık” diye, Avrupacılar türedi: “Pantolon giyer, pelerin taşır, fes vurunursak mesele çözülür” dediler. Ne Kadızadeler İslam’ı anlamıştı, ne de Avrupacılar Batı’yı.

Biz bir cihan devleti kalıntısı üstünde, cihan hakimlerinin evlatları olarak oturuyoruz. Sokaktan mektebe, kahveden fabrikaya koşmalıyız. Sanayimizi kurmalı, büyük Millet’in imkanlarını, büyük geleceği kurmak için seferber etmeliyiz.

Millet, binlerce sene içinde kanın, imanın, duyguların birleşmesiyle yoğrulmuş ve müşterek kıymet hükümleri halinde billurlarmış, müşterek davranışlar halinde görünmekte olan haz ve elemi beraber tadan, birbirinden haberi yokken de birbiri gibi olan bir varlıktır.

Milliyetçi Hareket’in amacı: Türk Milleti’ni millet yapan unsurları asıl benliğine kavuşturmak, ona sonradan eklenmiş, ondan olmayan, onun öz benliğine aykırı olan yamalardan kurtarmaktır. Türk’ün cemiyet kumaşındaki yırtıkları kendi ipliği ile örmektir. Duyguda, düşüncede ve harekette milli olmaktır"


...

Böyle diyor Türkmen Ağası rahmetli Dündar Taşer. Milleti ve milletin meselesini özetle bu şekilde anlatıyor.

Mesele eğer insan ve memleket meselesiyse, doğal olarak konunun ele alınış biçiminde mutlak bir samimiyet ve inanç olmalı ve kalpleri ayrıştıranın ne olduğu konusunda da ciddi ciddi kafa yorulmalıdır.

Tarihin birlik, beraberlik konusunda tecrübelerine ve elde edilen sonuçlarına yeniden bakılmalıdır. Boş ideolojilerin, sınırsız vaatlerin ve kandırmaların, insani değerlerdeki yarattığı kalıcı yıkım, huzursuzluk ve güvensizlik iyi görülmelidir.

İnsanlar, vaat edilenler konusunda kuşkulu, tereddütlü, sistemin adını telaffuz ederken, hiç te kulağa hoş gelmeyen cümleler kuruyor. Bu cümleler, ne inanca uygun, ne de insan olmanın gereğine. Kurulmaya çalışılan sahte düzene, sahtekarlıkla eşlik ediliyor.


Bizler; yani iyi niyetli, inançlı insanlar olarak gözlerimizdeki nur, gönlümüzdeki fer ile bu karanlığın üzerine inatla ve ısrarla gitmeye devam edeceğiz. Toplumumuza ümit kazandıracak, yeni hayal kırıklıkları yaratmayacak, kalıcı birlik ve muhabbet ortamları oluşturacak, aklî ve hissî boşlukları olmayan kişilere ihtiyacımız var. Üst üste yanılmaların, tutarsız siyasi hamlelerin insanları götürdüğü yer maalesef insansızlık ve insafsızlık oluyor. Kağıt üzerinde yazılıp çizilenler, dillendirilen politikalar, muhteşem projeler, insanlara umut ve güven vermiyorsa, bu noktadan sonra gerçek problemin bu muhteşem ideallerin savunucuları insanların olduğu bilincine varmamız gerekmektedir.

Özlenen şey, insan onuruna yakışan ideal bir gelecek profilidir. Kalbin, vicdanın, ahlakın, masumiyetin susturulduğu hiçbir oluşum ve düşünce, samimi değildir, insani değildir, İslami değildir, ideal hiç değildir.

Sözlerimi bitirirken, bir kez daha Millî Mücadele esnasında yaşananları, insan ruhunu ve düşüncelerini yeniden okumanızı öneririm. Şahsen ben okudum ve zihnimi berrak kıldım. İşte bu berraklık ile her yerde, her zeminde söylüyorum: Yılmak yok, yıkılmak yok! Bilakis, mücadele var, azim var, azalmayan coşkunluk var! Yeni hedeflere yüksek heyecan ile at koşturanlara selam olsun! Hatta yüz selam olsun, bin selam olsun, milyon selam olsun!

Esenlikler dilerim...

Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap