SON DAKİKA



Haber > Gündem > Bayram olmanın tam zamanı...

Bayram olmanın tam zamanı...

26 Eylül 2015 Cumartesi - 10:57








Değerli dostlarım bugün sizlere, her satırında çiçekler açan, ruhunuza baharlar taşıyan bir yazı yazmak isterdim. Ah nerede o eski bayramlar yerine, bugünün renklerinden, paylaşımlarından, kucaklaşmalarından, muhabbetlerinden bahsetmek isterdim. Lakin hüzün ne bahar dinliyor, ne düğün ne bayram... İnsanı dertlendiren, yaralayan anlar, ah o sevimsiz çaresiz anlar, o kadar hızlı çoğalıyor ki... Bir tarafta şehitlerimiz, bir tarafta Hac vazifesini yerine getirirken kaybettiklerimiz, bir tarafta her köşe başında dilenen, aç susuz çaresizce gözlerinize bakan Suriyeli sığınmacılar ve onların bayramdan habersiz çocukları… Ve içimi dağlayan şehitlerimizin Bayramsız çocukları.

***

Bayram için yüzlerce tarif yazılabilir, içini yüzlerce beklentiyle doldurabilirsiniz. Hepsi de özlediğimiz, özendiğimiz şeyler; barıştıran, kaynaştıran, doyuran, eş dost akrabadan haberdar eden, paylaştıran en çok da çocuklaştıran... Dikkat ederseniz özlediğimiz diye başladığım cümlemin sonu, “çocuklaştıran” diye bitiyor. Sizler de eminim bütün bayram sohbetlerinizi “çocukluğumda” diye başlayan cümleler kuruyorsunuzdur. Bu yüzden en güzel bayram tarifimiz çocukluğumuzda saklıdır. En güzel bayram halleri, bayram cümleleri çocuklardan alınır...

Kısacası “çocuklarımıza” bayramlarda ne yaşatılıyorsak, “çocukluğumuzda” ne yaşamışsak, bayram odur işte. Bir çocuğa sorun bakalım, bayram-ı anlatsın size bugün... Çoğunda hiç cevap yoktur. Çoğu da büyüklerinden duyduklarıyla kısa bir iki cümle kurabilirler ancak. Biraz zorlarsanız, “Bayram diye bir şey vardı da biz mi yaşamadık” diyecektir sonunda... ***** Bizleri üzen, yüzlerce beklentiyle kucakladığımız bayramların, artık anılarda, takvim yapraklarında kalmış olması. Bayram gibi bayramların, fakirin sofrasına, dertlinin avuçlarına, kimsesizliğin dört duvarına, çocuk yüreklere, yaşlının umuduna -huzur evlerine girememesi... Tam da bugünlerde, yüreğinde her daim sevgi ve muhabbet barındıranlara, kavgayı barıştıranlara, özlemi güzelleştirenlere, dostluğu pekiştirenlere ve de huzura ev sahipliği yapacak bayramlara ne çok ihtiyacımız var...

****


Değerli okurlarım siz bunca güzel dilekler ve beklentiler içindeyken bir bakıyorsunuz bayramın bir köşesinde kırıveriyor sizi. Kırılınca dökülüyor, dökülünce isteğiniz dışında, her parçanız bir tarafa dağılıveriyor... Niyetiniz, sevginiz, samimiyetiniz, sadakatiniz, sabrınız, hoş görünüz, vefanız, fedakârlığınız her biri bir yere... Kopup gidiyorlar tek tek... Sizde kalan tek duygu hüzün, başlıyor içten içe kanamaya... Kan gözleri, kan yüreği bulandırır. Yazık ki ne yazık , ne umut kalıyor yüreğinizde, ne güven, ne de aydınlık. Güzelliği yaşatmak için yaratılan yürek kırılmışsa bir kere... Bu hallerin iyileşmesi zaman alıyor, çok zaman hem de... Hâlbuki bayram, bu kırılmışlığa derman olmak için ne güzel bir fırsattır... Gelin dertlilerin, kimsesizlerin, kırdıklarınızın, en çok da çocuklarımızın bayramı olun, tam da zamanı... Bayramları bayram gibi kutlayacak hevesimiz olmasa da, bir vesile ile birbirinizi varlığımızdan haberdar edelim. Arayalım, soralım, omuz olalım, dağ olalım, yar olalım, evlat olalım, kardeş olalım, yoldaş olalım, ülküdaş olalım insanlığımızı değerli kılalım... Duamızdır; “Allah’ım, sevgimizi, sevdamızı ziyan etme Aşkınla zuhrettiğin gönlümüzü viran etme Senin narınla yandığımız aşkı kül etme Hayırsızdan döndür, hayırlıysa zül etme Allah’ım beni, onu biz eyle, bizi sensiz etme...” (T.Akpınar)

Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap