Beş ay arayla yeniden sandık başındayız. Ülkemizin geleceği için tekrar karar vereceğiz/verdik. Sonuç ne olursa olsun sandıktan çıkana razı olmak ve kabullenmek gerek. Tahammülsüzlük göstermeden, kimseyi küçümsemeden ve kimseyi ayrıştırıp ötekileştirmeden... Demokrasinin gereği; en büyük karşı çıkma ya da kabullenme noktası olan sandık başında herkes özgür iradesi ve tercihiyle oyunu kullanıp en önemli vatandaşlık görevini yerine getirdi. Kazanan da, kaybeden de olacak kuşkusuz. Ama unutulmaması gereken en önemli husus; kazananların da kaybedenlerin de birlikte yaşamaya devam edecek olması. İşte bunu kabul edebilirsek, asıl o zaman kazanırız/kazanmış oluruz...

Ülkenin huzura ve istikrara her zamankinden fazla ihtiyacı olduğu bir dönemden geçiyoruz. Dünyanın en stratejik ve en önemli coğrafyasında yaşıyoruz. Dört bir tarafımız; savaşlarla, kanla, kargaşayla ve türlü sıkıntılarla çevrilmiş durumda. Aynı durumlara düşmemek için birlikteliğe her zamankinden fazla ihtiyacımız var. Bu kadar karmaşanın ortasında bir huzur limanı olan Türkiye gibi, dünya cenneti bir ülkede yaşamak gibi, çok büyük bir ayrıcalığımız var. Bunun değerini bilmeliyiz. Huzurumuzu bozmak için en küçük fırsatları bile değerlendirmek isteyenlere fırsat vermemeliyiz. Biz; geçmişi tarihin en derinlerine kadar uzanan asil Türk Milleti’yiz.

İşte unutmamamız gereken en önemli ayrıntı budur ve sadece bunu hissedebilirsek gerisi sadece teferruattır. Şimdi seçim bitti ve geride kaldı. Sonucun ne olduğu o kadar da önemli değil. Önemli olan bunda sonra ne yapılacağıdır. Bu cennet vatanı; nasıl daha yaşanır ve kalkınmış, nasıl daha müreffeh ve gelişmiş bir ülke yapabiliriz? Herkesin buna odaklanması gerekir. Siyasi hesaplar, tartışmalar ve seçim sonrası yapılacak tüm kritikler sadece zaman kaybı olacaktır. Onun için mümkün olan en kısa sürede bu hesaplaşmaları bir tarafa bırakıp, geleceğe odaklanmalıyız. Bu ülkeyi; terör belasından en kısa zamanda nasıl kurtarırız? Onu tartışmalıyız. Sanayide, ulaşımda, tarımda, turizmde, eğitimde, sağlıkta, üretimde nasıl daha ileri gidebiliriz? Onu hesaplamalıyız. Bundan sonra yapacağımız tek kritik; ‘Türkiye’yi dünyanın en güçlü ekonomisine sahip, en huzurlu ülkesi nasıl yaparız?’ olmalıdır... 7 Haziran seçimleri sonrası yaşananlar bu ülkeye sadece zaman kaybettirdi. 1 Kasım sonrası öyle olmasın. Çünkü başka Türkiye yok!... Seçim sonuçları ülkemize ve milletimize hayırlı olsun...