SON DAKİKA



Haber > Gündem > Barış Yarkadaş büyük soruna dikkat çekti: Çocuklarımız bodur kalacak!

Barış Yarkadaş büyük soruna dikkat çekti: Çocuklarımız bodur kalacak!

23 Mart 2022 Çarşamba - 16:27




Korkusuz Gazetesi yazarı Barış Yarkadaş bugünkü köşesinde, dünyada yaşanan gıda sıkıntısından Türkiye'nin ne oranda etkilendiğini ve beslenme yetersizliğinden doğan sorunları ele aldı.





Gazeteci/yazar Barış Yarkadaş bugünkü köşesinde, ''Gölgede kalan tehlikeli sorunlar…'' başlıklı bir yazı kaleme aldı.

Yarkadaş, dünyanın tahıl deposu olarak kabul edilen Ukrayna ve Rusya'nın savaş halinde olması sebebiyle un tedariğinde yaşanan sorunlara değindi. Türkiye'nin un ihtiyacının büyük bir miktarının bu ülkelerden kaynaklandığını hatırlatan Yarkadaş, sektörün yaşadığı sıkıntıları vurguladı.

Et, süt, yoğurt gibi temel besin maddelerine ulaşmakta zorlanan dar gelirli ailelerin çocuklarının, gelişme çağında ihtiyaçları olan gıda ürünlerini tüketememelerinden dolayı yaşayacağını sağlık sorunlarına da değinen Yarkadaş, çocukarın ileride bodur kalabileceği konusunda yetkilileri uyardı.

Barış Yarkadaş'ın yazısının tamamı şu şekilde:

ABD –  Rusya – Ukrayna savaşı, doğal olarak gündemin birinci konusu.  TV’ler, gazeteler, radyolar ve internet siteleri, savaşı an be an aktarıyor. Herkesin gözü kulağı Ukrayna ve Rusya’da… Yayılmacı ve otokrat Putin ile ülkesini boş bir hayalin peşinden sürükleyen Zelenski yüzünden, onlarca masum insan hayatını kaybediyor, yerinden yurdundan oluyor.  Ukrayna, Rusya’nın saldırıları yüzünden tanınmaz hale geliyor. Bu savaş, ülkemizi de doğrudan etkiliyor. Savaşın yıkıcılığına şahit olan insanlarımız, artık daha mutsuz…


Bu, meselenin bir boyutu…

Meselenin diğer boyutu ise savaş yüzünden hiç konuşamaz hale geldiğimiz acil, yakıcı ve tehlikeli sorunlarımız…

KAPIMIZA DAYANDI

Dünyanın tahıl ambarı sayılabilecek Rusya ve Ukrayna arasındaki çatışmalar biraz daha uzarsa, Türkiye ciddi bir gıda kıtlığı tehdidi ile karşı karşıya kalabilir. Rusya’nın Karadeniz’i ticari gemilere kapatması ve Ukrayna’dan ithal ettiğimiz buğdayın getirilmesine bir süre daha izin vermemesi, un fiyatlarında patlamaya yol açabilir.

Önceki gün konuştuğum bir fırıncı, savaşın etkisinin kendisini göstermeye başladığını belirterek “Ramazan geliyor, ne yapacağımızı şaşırdık. Pideyi 6 TL’ye satacağız ama emin olun ki; bu fiyat bile bize para kazandırmıyor” diyordu.


UN FİYATINDAKİ ARTIŞA BAKIN

40 yıldır fırıncılık yaptığını belirten esnafımız, “Geçen yıl bu sıralar, 50 kiloluk torba unu, 178 TL’ye alıyorduk. Aynı un şu an 420 TL oldu. Ki; unu da istediğimiz zaman bulamıyoruz” diye dert yanıyordu.

Fırıncı, yaşadıkları sıkıntıyı şöyle özetliyordu:

“Bir iki yıl önce, istediğimiz kadar unu alıp depolardık. Şimdi biraz da Ukrayna ve Rusya’dan buğday gelmeyecek korkusu yüzünden un eskisi kadar çıkmıyor piyasaya. Artık sipariş veremiyoruz. Sanayi o gün un satarsa bize de belli miktarda veriliyor.”

ÇÖZÜM BELLİ


Fırın sahibinin anlattığı sorunlar, Türkiye’nin Çin modeline geçmesi gerektiğini gösteriyor. Çin, olası felaketlere karşı 2 yıllık gıda depoluyor. Kuşkusuz tek çözüm bu değil… Türkiye’nin bir an önce “üretim politikası”nı hayata geçirmesi ve “kendi kendine yeten ülkeler sınıfına yeniden girmesi” gerekiyor.

Meselenin, en az ekmek kadar önemli olan bir de et boyutu var…

Et yemek lüks haline geldi
AKP iktidarının yanlış politikaları, bir tarım ülkesi olan Türkiye’yi “gıda kıtlığı ve yetersiz beslenme” çemberinin içine hapsetti. Ne ürettiğimiz buğday yetiyor, ne de diğer tarım ürünleri… AKP iktidarı, geride kalan 20 yıl içinde, Türkiye’yi ithal ürünlere muhtaç hale getirdi.

ET TÜKETİMİ AZALIYOR

Bir ülke düşünün ki; vatandaşları dünyada et yiyebilen ülkeler sıralamasında en altlarda olsun… Bu konuda yapılan istatistiki çalışmalar, Türklerin artık et yiyemez hale geldiğini gösteriyor. BM Gıda ve Tarım Örgütü’nün raporu Türkiye’nin Avrupa ülkeleri arasında en az kırmızı et ve deniz ürünleri tüketen ülke olduğunu ortaya koyuyor. Aynı araştırmaya göre, makarna tüketimi yüzde 25 oranında arttığı için buna paralel olarak obez insan sayısı da artıyor.


HALK ET YEMEYE HASRET

Türklerin tükettiği etin oranına ilişkin yapılan en son açıklama ise 2021 yılının sonlarına ait. Kırmızı Et Sanayicileri ve Üreticileri Birliği Derneği (ETBİR) Başkanı Ahmet Yücesan, yıllık kişi başı kırmızı et tüketiminin 2019’da ortalama 12 kilo iken 2020’de 7-8 kiloya gerilediğini söylüyor. Geride kalan aylar içinde düzenlenen güncel bir istatistiğe ise rastlamadım. Bu konuda bir de TÜİK’in yaptığı araştırma var. TÜİK’e göre halkın yüzde 38’i et yiyemiyor.

Nasıl yesinler ki?

Daha önceki gün  Et ve Süt Kurumu mağaza satış fiyatlarında zam yaptı. Kurumun sitesinde yer alan yeni listeye göre sığır kıymanın kilosu yüzde 48,2 zamla 83 liraya yükseldi. Kırmızı et ürünlerinin tamamında yüzde 47-48 civarında bir artış yaşandı. Pastırma ve kavurma ürünlerinde de benzer artışlar var.

Bunun sebebi kuşkusuz ki; izlenen yanlış politikalar…


ZİNCİRLEME YANLIŞLAR

Faizi kafalarına göre indirip doları ve euroyu yükselten iktidar, dışarıdan aldığımız zirai ilaç, gübre, elektrik, mazot ve petrolün fiyatını patlattı. Buna paralel olarak, yem fiyatları da anormal derecede yükseldi. Ekonomide zincirleme yapılan hatalar, her şeyin maliyetini yükseltince, et almak artık bir lükse dönüştü.

Türkiye, bunun bedelini ne yazık ki ağır ödeyecek. Et yiyemeyen ve makarna ile beslenen bir neslin sağlıklı olabilmesi mümkün değil. Etle, sütle, yoğurtla beslenemeyen çocuklarımız ise “bodur” kalacak.  

Türkiye, ne yazık ki; bu sorunları konuşacak sağlıklı bir ortamdan hayli uzak…

Eğer bunları konuşabilecek bir ortam olsaydı, “gıda hakkı”nın da en temel insan haklarından biri olduğu gerçeğini siyasetçilere hatırlatma imkanına kavuşurduk.

Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap