MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Kırımın Rusya tarafından zorla işgal edilmesinin Kırım Türklüğüne yönelik yeni bir husumet dalgasına zemin ve kayna
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Kırım Özerk Cumhuriyetinde yaşananları yaptığı yazılı açıklamada değerlendirdi. 2013 yılının Kasım ayında Ukraynada baş gösteren toplumsal ve siyasal olayların çok tehlikeli bir mecraya ulaştığı belirten Bahçeli, AB taraftarlarıyla Moskova yanlıları arasındaki derin görüş ve yaklaşım farklılıkları Kievi çatışma alanına hapsetmiş, geleceğini riske atmıştır. Ukraynanın doğu-batı ekseninde gün geçtikçe kökleşen fikri ve duygusal yarılmalar; kimlik, kültür ve ülke bütünlüğü bağlamında kanlı ve acı verici parçalanma ihtimalini gün yüzüne çıkarmıştır. Bu ülke üzerindeki nüfuz mücadeleleri, jeo-politik kaygılarla icra edilen küresel hedef ve hesaplar adım adım çöküşe hizmet etmektedir. Özellikle enerji nakli açısından oldukça stratejik bir önemi bulunan Ukraynanın kaostan kurtulamaması, düzen ve dengeyi iç dinamikleriyle kuramaması Kafkaslarla birlikte Balkanların da siyasi istikrarını da belirsizliğe itecektir. Böylesi bir olumsuzluk Türkiyeyi yakından etkilemekle kalmayacak, milli güvenliğimizi Karadeniz boyutuyla da sıkıntıya sokacaktır. Muhalefet bloğunun Ukrayna Cumhurbaşkanı Viktor Yanukoviçi devirmesi olayların durulmasını sağlayamamış, bilakis bunalım döngüsünü daha bir şiddetlendirmiştir" dedi.
Rusyanın Akdeniz ve Karadenizdeki askeri varlığı açısından çok büyük önem atfettiği Ukraynanın savaş sınırına geldiğine, işgal tehdidiyle yüzyüze kaldığına dikkati çeken Bahçeli,
"Özellikle Ukraynaya bağlı Kırım Özerk Cumhuriyetinde yaşananlar ve Rusyanın askeri hareketliliği Karadeniz kıyısında çok ciddi sorunlara davetiye çıkarmıştır. Rusya Devlet Başkanı Putinin Ukraynaya asker göndermek için Meclisten yetki almasından sonra Kırım Özerk Cumhuriyeti filen işgale uğramıştır. Kırım parlamentosuna Rus bayrağı çekilmesi, stratejik noktaların Rus askeri güçleri tarafından kontrol altına alınması soydaşlarımızın beka ve varlığını da aşırı şekilde tartışmaya açmıştır. Rusyanın izlediği gerilim politikası ve müdahaleyi göze alan sertlik yanlısı tutumu tansiyonu hızla yükseltmektedir.Açıkça görülmektedir ki, Putin yönetimi savaş çığırtkanlığı ve kışkırtıcılığı yapmaktadır. Ukraynadaki olağanüstü manzaradan yararlanmak ve sözde Rus vatandaşlarının hayatlarını emniyete almak amacıyla Kırımı ilhak etme teşebbüsleri uluslararası hukuka, insan haklarına ve bölgesel istikrara pişkince yapılan bir saldırıdır" ifadelerini kullandı.
"KIRIMIN YENİ BİR OSETYA OLMASINA RAMAK KALMIŞTIR"
Rusyanın bu ve benzeri mütecaviz eylemlerinin 2008 yılında da aynısıyla Gürcistanda yaşandığını ve özerk Osetyayı işgale kadar uzandığını hatırlatan Bahçeli, "Maalesef Kırımın yeni bir Osetya olmasına ramak kalmıştır. Bu kapsamda Kırım Türklüğü zalim ve acımasız bir provokasyonun, emperyalist bir vicdansızlığın hedefine koyulmuştur. Yüzyıllardır milli hafızalarda özel ve ayrıcalıklı bir yeri bulunan Kırım yarımadasının, Rusyanın tek yanlı, insafsız, kural ve ahlak tanımaz saldırganlığına konu olması dramatik ve üzüntü verici bir gelişmedir. Türk milletinin bu kaba gücü ve silaha dayalı ilhak ve istila niyetini benimsemesi mümkün değildir. Kırım; Küçük Kaynarca Antlaşmasından bu tarafa geçen 240 yıldır mahzun ve mazlumdur. 18 Mayıs 1944 yılındaki Stalin zulmü geçtiğimiz yüzyılın en vahşi olaylarına, hak kayıplarına ve katliamlarına en açık delildir. Kırım Türklüğü varlık ve birlik yolunda birçok badireyi atlatmış, eziyetlere dayanmış, işkencelere katlanmış; sonuç itibariyle kimliğini, inançlarını ve tarihi mevcudiyetini korumuştur" dedi.
Bahçeli, Kırımın Rusya tarafından zorla işgal edilmesinin Kırım Türklüğüne yönelik yeni bir husumet dalgasına zemin ve kaynak olacağını belirterek, "Kırım Özerk Cumhuriyetinin statüsüyle oynanması, etnik tahriklerle iç barışının yok edilmesi Ukraynanın toprak bütünlüğünü sakatlayacağı gibi soydaşlarımıza ağır bir fatura yükleyecektir. Türkiye Cumhuriyetinin bunu kabul etmesi imkansızdır. Başbakan Erdoğan rüşvet ve yolsuzluk kuyusundan aklınca çıkabilmek amacıyla meydanlarda iftira siyasetiyle oyalanıp vicdanını montajlarken ülkemiz etrafındaki kuşatma gittikçe cüret ve ivme kazanmaktadır. Ortadoğunun karmakarışık ve kanlı girdabı süratle genişlerken, Ukraynada çıkabilecek bir savaşın siyasi ve ekonomik maliyeti Başbakan ve hükümetinin gündeminde fazla yer bulmamaktadır. Ukraynadaki hadiselerle ilgili çok gecikmeli değerlendirmelerde ve girişimlerde bulunan AKPli Dışişleri Bakanı yine öngörüsüzlüğün, yine hazırlıksız yakalanmanın mahcubiyetini yaşamaktan kurtulamamıştır" ifadelerini kullandı.
Kırımda 25 Mayıs 2014 tarihinde yapılması planlanan referandumun öne çekilmesi ve bu çerçevede Akmescitin Ukraynadan ayrılması için el ovuşturan lobinin faaliyetlerinin yaygınlaştırmasının Karadenizin karşı kıyısını karanlığa sevk edeceğini savunan Bahçeli, "Başbakan ve hükümeti bu olağanüstü durumu sulandırmadan, savsaklamadan, saptırmadan dikkatle izlemeli, Kırımlı soydaşlarımızın hak ve hukukunu samimiyetle savunmalıdır. Ve ilave olarak Kırım Tatar Meclisinin Kırım Yarımadasıyla ilgili endişe ve beklentilerinin eksiksiz şekilde arkasında durmalıdır. Bu aynı zamanda Kırım Türklüğünün geleceği, aynı zamanda Türk milletinin tarihi ve kültürel kazanımları adına ihmal edilemeyecek bir görevdir" dedi.
"KIRIM TÜRKLÜĞÜNÜN BİRLİĞİ KADERİMİZDİR"
Kırım Türklüğünün Ukraynanın toprak bütünlüğünün bozulmasına karşı olduğunu belirten Bahçeli, açıklamasını şöyle sürdürdü: "Rus işgali hiçbir şekilde kabul etmeyecektir. Milliyetçi Hareket Partisi komşu ülke Ukraynanın bölünmesine, parçalanmasına, Moskovanın esaretine alınmasına ve mazlum Kırım Türklüğünün baskı ve zorbalıklarla çile çekmesine sonuna kadar itiraz edecektir. İkinci bir Stalin caniliğinin yaşanmaması, soydaşlarımızın hak ve hukukunun çiğnenmemesi için hükümet diplomasinin tüm mekanizmalarını çalıştırmalı, uluslararası camia nezdinde aktif bir rol üstlenmelidir.
Akmescitin huzuru Ankaraya, Ankaranın güvenliği Akmescite doğrudan doğruya bağlıdır. Kırımın Türklüğü, Kırımın dirliği, Kırım Türklüğünün birliği kaderimizdir, kavlimizdir ve kadim bir yeminimizin gereğidir. Bundan taviz verilmesi söz konusu değildir.Kırım Türklüğü yalnız görülmemelidir. Hissiyatlarının tercümanı olacak, haklarını her alanda savunacak Milliyetçi Hareket Partisi ve dua eden büyük Türk milleti her zaman yanlarında olacaktır."