Üzülerek belirtmek isterim ki;

Türk milleti adına karar veren Danıştay, milletin değerlerine göre değil, Atatürk düşmanlarının ve terörist PKK’nın sözcüsü Demirtaş’ın isteğine göre karar vermiştir.

Selahattin Demirtaş, 2011 yılında ne yapmıştı?

Milli Eğitim İl Müdürlüğüne başvurarak kızının ‘Andımız’ faaliyetlerine katılmayacağını beyan ederek, muaf tutulmasını istemişti!

Cuk diye oturdu değil mi?

Ne yaptı Danıştay?

1-Devlet madalyalarından Atatürk kabartmasını çıkardı...

2-Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, okullarda öğrenci andının okunmasını sona erdiren MEB yönetmeliğini iptal eden Danıştay 8. Dairesi'nin kararını bozdu.

Bu karar sonrası okullarda artık ‘Andımız’ okunmayacak.

İlginç olan şu:

Danıştay Dairesi Kurulu AND' ın okunmasını mümkün kılan 8.Daire kararını, 2 yıl aradan, 7 üyesi değiştikten sonra iptal etmiş…

Bu Danıştay kimin Danıştay’ı?

Türk milletinin değil mi?

Bilsinler ki;

1-Atatürk’ü bir kabartma(!) zannedenler yanılıyor; Atatürk, emperyalizme karşı verilen bağımsızlık sembolüdür, sevgisi bu büyük milletin yüreğindeki madalyadır.

2-Andımızın hangi kelimesi millidir?

Andımız ne diyor;

“TÜRK’ÜM DOĞRUYUM, ÇALIŞKANIM”

Peki siz;

Türk değil misiniz?

Söyleyin!

Diyor ki;

“İlkem: küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.”

Peki siz;

Milletinizi sevmiyor musunuz?

Söyleyin!

Diyor ki;

Ülküm: yükselmek, ileri gitmektir.

Peki siz;

Geri mi gitmek istiyorsunuz?

Söyleyin!

Diyor ki;

Ey Büyük Atatürk!

Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim.

Varlığım Türk varlığına armağan olsun.

Ne mutlu Türk’üm diyene!

Peki siz;

Demek istemiyorum diyorsanız çıkın söyleyin de Türk milleti bilsin.

Bu durumda asıl cevap bulması gerek  soru şudur:

ANT metninin içinde yer alan milli hukukun kaynağı değerlerin korunduğu yasa ve anayasa hükümleri mi değişti?

Bu Andımızın neresi kime neden batıyor ki yasaklanıyor?

Kimseye de silah zoruyla okutulmuyor!

Okumayan varsa okuyana saygı duyacak…

Çünkü;

Türk milleti olarak Andımız;

Çocukluğumuzdur...

Gençliğimizdir...

Türk olarak dünyaya gelişimizle başlayan, bu vatana birer faydalı evlat olabilme yolunda milli eğitim almamızın mihenk taşıdır…

Asla siyasi malzeme değildir...

Asla ırkçı değildir...

Sen, ben, o…

Hepimizdir Andımız..

Çünkü Andımız;

Türk milletinin kendisidir...

Türk gençliği ile özdeşleşen bir haykırıştır...

Bu toprakların andıdır...

Millidir…

Yerlidir…

Bizimdir…

Okullardan kaldırılması büyük bir hata olmuşken, bugün o hatadan dönülmesi zaruridir…

Danıştay’ın aldığı son karar da vahim bir hata, pimi çekilmiş bir bomba gibidir...

Danıştay'ın Türk'üm denilmesinden rahatsızlık duyması, hüsran verici bir çarpıklıktır.

Danıştay bu yanlıştan dönmeli, Türk milletinin tarihi hasletleriyle, çiğnetilmeyecek emanetleriyle oynamaya teşebbüsten vazgeçmelidir.

Bakın!

Türkiye'de yasaklanmaya çalışılan 'Öğrenci Andı'nın bir benzeri de 'özgürlükler ülkesi' denilen her türlü kimliğin yaşadığı ABD'de bulunmaktadır!

ABD'de öğrenciler, okudukları "bağlılık" andında "Amerika Birleşik Devletleri'nin bayrağına, o bayrağın simgelediği Cumhuriyet'e, Tanrı'nın yönetiminde bir ulusa, bölünmezliğe, herkes için adalet ve özgürlüğe sadakatini" bildiriyor…

O nedenle;

"Türküm" ile başlayıp "Ne mutlu Türk’üm diyene" sözü ile biten andımızı haykırmak her Türk evladının hakkıdır.

O HAK SAHİBİNE TESLİM EDİLMELİDİR.

SAHİBİ DE TÜRK MİLLETİDİR.