SON DAKİKA



Haber > Gündem > Anayasa yenilenme sürecinde Türkiye ve tehditler

Anayasa yenilenme sürecinde Türkiye ve tehditler

28 Mart 2016 Pazartesi - 09:26








Son yıllarda yaşananlar sonucunda karşı karşıya kaldığımız ‘İstiklal ve ülke bütünlüğü’ probleminin ciddiyetini Türkiye’yi yönetenler artık çok iyi anlamalıdır! Kimsenin iktidar keyfi milleti yaşatmaya yetmez. Aslında her şey ortadadır, üstelik bilge kişiler tarafından ciddiyetle dile getirilmektedir. Bugün en sonuncudan alıntılar yapacağım. Türk Ocakları Genel Merkezi ve Türkiye Kamu-Sen işbirliğiyle 26 Mart’ta Düzenlenen “Anayasa yenileme Sürecinde Türkiye ve tehditler” isimli panelde; Anayasa yenileme sürecinde anadilde eğitim, hükümet sistemi, vatandaşlık ve Türklük kavramı etraflıca konuşuldu. Oturum başkanlığını Türk Ocakları Genel Sekreteri Prof. Dr. Mehmet Şahingöz’ün yaptığı panele Hukuk Fakültesi Öğretim Üyeleri Prof. Dr. Hasan Tunç, Prof. Dr. Murat Sezginer ve Prof. Dr. Vahit Doğan katıldı.

“BİRDEN FAZLA RESMİ DİL EGEMENLİĞİN PAYLAŞILMASIDIR”

İlk konuşmacı olarak söz alan Prof. Dr. Hasan Tunç, ‘Anayasa yenileme sürecinde anadilde eğitim’ başlığı üzerine konuştu. Anayasaların devleti kuran temel kanunlar olduğunu ifade eden Tunç, temel ilkelerde yapılan en ufak değişikliğin bile devletin yıkılmasına sebep olacağını, çünkü bu esasların devletin var olma esasları olduğunu söyledi. Tunç, dilin bir devlette egemenliğin göstergesi olduğunu ve hiçbir egemen güçte birden fazla resmi dil olamayacağını belirtti. Birden fazla resmi dilin egemenliğin paylaşılması olduğunu, çünkü dilin egemenliğin en temel göstergesi olduğunu vurgulayan Tunç, çeşitli ülkelerdeki tek dil uygulamalarından bahsetti.

“TÜRKİYECİLİK ZİHNİYETİ DAHA ÖNCE DE BAŞARILI OLAMADI”

İkinci konuşmacı Prof. Dr. Murat Sezginer ise ‘Anayasa yenileme sürecinde hükümet sistemi’ hakkında konuştu. Kanun-i Esas-i de dâhil olmak üzere anayasalarımızda Türk adının hiçbir zaman çıkarılmadığını vurgulayan Sezginer, ‘asli kurucu iktidar’ tanımını, devleti başlangıçta kuran idare olarak yaptı. Sezginer, Osmanlı döneminde de aydınların devleti kurtarma reçetelerinin olduğunu ve günümüzde nasıl ‘Türkiyecilik, Türkiye vatandaşlığı’ kavramlarının üzerinde duruluyorsa, o zaman da ‘Osmanlıcılık’ kavramı üzerinde durulduğunu ve bu zihniyetin başarılı olamadığını belirtti. Türkiye Cumhuriyeti kurulurken, Osmanlı Devleti’nden geriye kalan Türk Milleti’yle Anayasa’nın yazıldığını söyleyen Sezginer, “Türk Anayasa’dan çıkarılamaz” dedi.


“BAŞKANLIK SİSTEMİNİN BAŞARISI İÇİN FEDERALİZM ŞARTTIR”

Sezginer, antidemokratik ve demokrasi kavramlarını açıkladıktan sonra Anayasa’nın Yasama, Yürütme ve Yargı hükümlerinin birbirleriyle ilişkilerini incelediğini belirtti. Parlamenter rejim ve başkanlık sistemini karşılaştıran Sezginer, parlamenter rejimde çift başlı yönetimden bahsederken, “Federalizm, başkanlık sisteminin başarılı olması için şarttır” dedi. Zaten problemin merkezi de buradadır. Çünkü parlamentonun sağladığı demokratik tutarlılığı, başkanlık sisteminde eyalet otoriteleri sağlar. Ardından bu eyaletlerin yetkilerini nasıl kullanacakları kendi niyetlerine bağlı olacaktır. Sezginer başkanlık sisteminin Türkiye Cumhuriyeti için yalnızca heyecan olacağını, elimizdeki en iyi sistemin parlamenter rejim olduğunu açıkladı.

“TÜRKİYE’NİN TEK KURUCU UNSURU TÜRK MİLLETİ’DİR”

Prof. Dr. Vahit Doğan da ‘Anayasa yenileme sürecinde vatandaşlık ve Türklük’ kavramları üzerinde durdu. Doğan, “Anayasa yapım sürecinde esas nokta nedir?” sorusunu sordu. Bazı kesimlerin bir rivayete göre Türkiye’de bulunan 36 etnik unsurun bir araya gelmesiyle Kurtuluş Savaşı verdiklerini ve Türkiye Cumhuriyeti’ni kurduklarını iddia ettiklerini belirten Doğan, “İlimle ve bilgiyle hiçbir alakası olmayan bu iddianın, nankörlükle ya da ihanetle ilgisi vardır” dedi. Doğan, Kanun-i Esasi’deki ‘Türk’ tanımını açıkladı ve 1924 Anayasası’ndaki tanımın Osmanlı dönemindeki Kanun-i Esas-i’dekinin aynısı, fakat daha Türkçeleşmiş hali olduğunu söyledi. Vatandaşlıkla millet kavramlarının birbirinden ayrılması gerektiğine değinen Doğan, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluşunda 36 etnik unsurun bir araya gelmesiyle kurucu unsur olmadığını, bu iddianın hiçbir anayasada veya antlaşmada temeli olmadığını, tek kurucu unsurun Türk Milleti olduğunu vurguladı.

Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap