SON DAKİKA
SON DAKİKA


Amirallerin bildirisi bir ültimatom mu?
6.04.2021

Gündem yine değişti. Gece yarısı 103 emekli amiralin yayımladığı bildiri ortalığı karıştırdı. Açıklamalar peş peşe gelmeye başladı. Demokrasi adına gece yarısı ayar vermeyi hedefleyen bu bildiriyi onaylamak mümkün değil. İçeriği, zamanlaması gözdağı verir biçimde olan bildirinin ülkemizi ve demokrasiyi zaafa uğratmasına da izin vermemek gerektiğini belirtmek isterim.

Gelinen süreçte günlerdir amiral Mehmet Sarı’nın tarikat evinde üniformasının üzerine cübbe giymesi tartışılıyor. Bu konuda gerekli soruşturmanın başlatıldığını hepimiz biliyoruz. Sarı’nın göz bebeğimiz Deniz Kuvvetleri mensubu olması millet olarak hepimizi derinden üzmüştür.

Sarı’nın fotoğrafı acılarını hala yüreğimizde yaşadığımız, kalleşlerin yeltendiği 15 Temmuz kalkışmasının yeniden hatırlanmasına neden olmuş, acaba bu hainlerin boşalttığı yerleri başka tarikat ve cemaatler mi dolduruyor sorusunu akıllara getirmişti. Bu endişelerin ortadan kalkması adına Türk Silahlı Kuvvetlerinin Atatürk ilke ve inkılaplarından uzaklaşmadığı doğrultusunda açılan soruşturma ile gerekenin yapılacağına inanıyorum.

Sarı’nın yarattığı üzüntü sürerken TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un, Montrö Antlaşması ile ilgili dile getirip sonra detaylandırdığı sözleri provoke edilip tartışılırken, emekli amirallerin gece yarısı yayımladığı adeta muhtıra gibi olan bildiri ortalığı toz duman etti.

 

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı emekli amirallerin bu bildirisi üzerine soruşturma başlattı. Emekli amirallerin yayımladığı bildiri mi yoksa ültimatom mu? Bu nedenle, açılan soruşturma şeffaf bir biçimde milletle paylaşılarak bildirinin arkasındaki isimlerin hangi amaçla böyle bir yola başvurduklarının net biçimde ortaya çıkarılması kaçınılmaz olmuştur. Yasama, yürütme ve yargının bir ve bütün olarak hareket etmesi gerekir. Türkiye Cumhuriyeti demokrasinin beşiği olan hukuk devletidir, demokrasinin zarar göreceği adımlardan herkesin kaçınması gerekir. Bu yolda saman altından ya da üstünden kim yol alıyorsa onlara karşı emekli amirallerin bildirilerine gösterdiğimiz tepkiyi koymaktan ve soruşturmaların açılmasından kaçınmamak gerek.

Türkiye Cumhuriyeti’nde bu saatten sonra darbe falan filan olmaz bilesiniz. Bu tür eylem ve düşünce içerisinde olmaya çalışanlar bilmeliler ki 15 Temmuz’da olduğu gibi milletin okkalı şamarını yerler. Ülkemizin ve milletimizin dinamiklerini de sağından solundan, altından üstünden tırtıklamamak gerekir. Andımızın yasaklanması, Atatürk’ün Devlet Nişanı’ndan, statlardan, okul kitaplarından tek tek kaldırılması, askeri okullar için irticai suçları kaldırma, askeri kurslarda Atatürk’ün adını ve ilkelerini çıkarma hamlelerinden de vazgeçmek gerekir.

Yeni Anayasa çalışmalarında Atatürk’ün çıkarılacağı, Türkiyelilik gibi bir ifadenin kullanılacağı düşüncelerinin doğmasına neden olduğunu unutmamak gerek. Türkiye’nin ve Türk milletinin dinamikleri ile oynanmaması gerektiğini hep dile getirdim. Millet olarak sahip olduğumuz Türkiye Cumhuriyeti devletini bizlere emanet eden Atatürk ve silah arkadaşlarını, bayrağımızı, devletimizi, vatanımızı, milletimizi ve sahip olduğumuz dinimizi tartıştıracak, cumhuriyetimize gölge düşürecek yola sapmamak gerek.

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap