Dünya Kadınlar Günü’nde sarayda kadınlara resepsiyon verilirken, bir kadın Erdoğan’la tokalaştıktan sonra iki elini yüzüne sürer. İbn-i Abbas şöyle der: "Resulullah Aleyhissalatu Vesselam (Hz. Muhammed) buyurdular ki: "Allah'a dua edince avuçlarının içini açarak dua et, ellerinin sırtlarıyla dua etme. Duayı bitirince avuçlarını yüzüne sür."

SALAVAT

Adının önünde Prof. Dr. sıfatı bulunan AKP Siirt Milletvekili Yasin Aktay şöyle seslenir: "Erdoğan, bu memleketin başına gelmiş en güzel olaylardan, onu gördüğümüz zaman 'Salli Alâ Muhammed' deriz..’’

Ahzab Suresi 33/56. ayetler: "Allah ve O'nun melekleri Peygamber'e hep salât ederler. Ey müminler, siz de Ona salât (ve dua) ediniz ve samimiyetle selam veriniz."

Aktay, Hz. Muhammed’i övmek için söylenen bu sözü Erdoğan için de kullanarak, ona bir nevi peygamberlik sıfatı mı veriyor?

YENİ PEYGAMBER Mİ GELDİ?

‘’Erdoğan’ı gördükçe aşık olduğunu’’ söyleyen işadamı ve yeni medya sahiplerinde Ethem Sancak şunları anlatır: ‘’Müslümanların Peygamberi Hz. Muhammed'e arkadaşları, onu sevenler, (Anam babam sana feda olsun Ey Allah'ın resulü) diye hitap ederlerdi. Ben de diyorum ki annem, babam, çocuklarım sana kurban olsun’.’

AKP Aydın eski İl Başkanı İsmail Hakkı Eser ise daha açık bir anlatım kullanır: "... Sayın Tayyip Erdoğan'a biz o kadar bağlıyız ve aşığız ki, bizim için adeta ikinci peygamberdir." Bu arkadaşlara Ahzab Suresi 33/40. ayetlerde Kur’an şöyle karşılık verir: ‘’Muhammed, sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası değildir. Fakat o, Allah'ın Resulü ve peygamberlerin (nebilerin) sonuncusudur.’’ Son peygamber Hz. Muhammed değil mi yoksa?

ALLAH’LA EŞ TUTMA AKP

Düzce Milletvekili Fevai Arslan, Erdoğan için şöyle der: “Allah’ın bütün vasıflarını üzerinde toplayan bir lider.’’ Yani (haşa) bir nevi Allah mı? Camilerde dağıtılan bir kitapta şöyle denir: ‘’Tayyib’i üzmek Allah'ı üzmektir.’’

Kur’an’a göre Allah’a, Tanrı’ya şirk koşmak; kendini ya da birisini O’ndan üstün ya da O’nunla eşdeğer göstermek, en büyük günah değil mi? Nisa suresi 48. ayet: "Doğrusu Allah, kendisine şirk koşulmasını bağışlamaz. Ondan başkasını ise dilediğine bağışlar.’’

KIYAMET HABERCİSİ

Bir kişiyi peygamber ya da (haşa) Allah yerine koyacak, hatta ‘’g.t.nün kılıyım’’ deyip, bundan ilahi bir sonuç çıkartacak kadar ölçüsüzleştiren bütün bu sözler, aşırı bir sevginin dışa vurumu mu, sapkınlık mı, biat mı, yağcılığın mide bulandırıcı tezahürü mü? Yoksa bu insanlar başka bir dine mi mensup? Ya bu kesimin ve bu sıfatlar yakıştırılan kişinin suskunluğu? Kişileri putlaştırmak, tanrısallaştırmak, ona ilahi nitelikler yüklemek; bunu alkışlamak ve itiraz etmemek, sağlıklı bir düşünme tarzı mı? Bu sapkınlığın giderek yaygınlaşması; bir felaketin, bir kıyametin habercisi değil de ne?