Russel Gough; "Karakteriniz Kaderinizdir" adlı kitabında şöyle diyor: "Doğru ve iyi olanı bilmek ile doğru ve iyi olanı yapmak arasındaki en önemli bağlantı, doğru ve iyi olanı yapacak karaktere sahip olmaktır."

*

Evet... Eğer karakter gelişmemiş ise tahsil işe yaramıyor. Unutmayalım; banka hortumlayanlar, devleti soyanlar, rüşvet alanlar, vatanı çıkarı uğruna satanlar, teşvik verenler, birilerini hakir görüp aşağılamakla yükseleceklerini zannedenler, büyüdükçe mütevazi olmayı beceremeyenler, kendilerinin vazgeçilemez olduğunu sananlar, verildikçe daha çok isteyenler, aklı ve vicdanı yerine fıtratını kullananlar hep tahsilli (!) adamlardır...

*

Demek ki Roosevelt boşuna; "Bir insanı ahlâken eğitmeden sadece zihnen eğitmek topluma bir belâ kazandırmaktır" dememiş.

TRABZON'DA HALA TARİH YIKILIYOR İSE...

Tabakhane'de Trabzon'un tarihi kimliğini koruma adına (!) 2 saatte yerle bir edilen asırlık bina için ilgili ve yetkililer, "Tarihi bina olarak tescilli değildi. Onun için yıkıldı" deyivermişler! Tam tamına, "Özrü kabahatinden büyük" dedirtecek türünden bir savunma! Yahu; "Tarihin en eski kentlerinden" diye tarif edilen Trabzon'un bu özelliğini ortaya koyan binaları korumak ve kollamak kimin görevidir? Vatandaşın mı? Belediyenin mi? Yoksa; Trabzon Röleve ve Anıtlar Müdürlüğü'nün mü? Ya da; Kültür Varlıklarını Korumu Bölge Kurulu Müdürlüğünün mü? Anlaşıldı! Hiçbirinin... Bu ülkede, ille de bu şehirde, tarihin sahibi yok. Eee, biz boşu boşuna "Trabzon muhafazakarlığını yitirdi. Niteliğini kaybetti. Trabzon'un sahibi yok" diye geveleyip durmuyoruz demek ki!

ÇOCUKLAR EZİLSİN Mİ?

Bu ne iştir? Bu nasıl bir şehir yönetmektir? Bu nasıl bir can ve mal emniyetini sağlamaktır?

*

Suriyeli diye tarif edilen, ama yerli oldukları bile söylenen trafik kavşaklarını işgal etmiş dilenciler ordusundan büyükler şu sıralar çekildi. Kavşaklarda, hızla hareket eden araçların arasında dilenmek sadece 3-8 yaşar asındaki çocuklara kaldı. Kimse bir şey yaptığı yok demeyeceğim. Ara sıra bir şeyler yapılıyor. Ama işe yaramıyor. Galiba adam akıllı bir şeyler, gerekeni yapmak için çocukların ezilmesi (Allah göstermesin) bekleniyor. Başka ne denir ki?

OYUNUZU KULLANIRKEN...

Yarın, demokrasinin her şeyi değilse bile çok şeyi olan sandık bir kere daha zamansız ve birilerinin keyfi istediği için önünüze gelecek! Vereceğiniz her oyun ederinin bu dünyada, hesabının da ahrette karşınıza geleceğini sakın ola unutmayın. Sadece ülke çıkarı ve Allah Rızası düşüncesiyle oy verin. Sakın ola ki, "ehveni şer" diye oy vermeyin. "Benden başkasıyla olmaz" diyenlere sakın ola aldırmayın. 40 yıl önce başkalarının yaptığını hatırlatmaktan beis görmez iken, dün kendinin sebep olduklarını unutanları siz unutmayın. Demokrasinin biat ve itaat edenlerin değil, ilgili ve bilgili olanların, okuyan, sorgulayan ve düşünenlerin hakkı olduğunu anlayarak, "pire için yorgan yakmadan", bugününüz kadar geleceğiniz için oy verin.