Marmara Denizi'nde patlama yaşayan deniz salyası ile ilgili olarak Yeni Akit yazarı Abdurrahman Dilipak, bugünkü yazısında endişesini dile getirdi.

"Bu müsilaj konusunun kara, insan ve hayvanlara yönelik bir salgının bahanesi olmasından endişe ederim" diyen Dilipak, elektromanyetik kirlenmeye dikkati çekti.

Halk arasında deniz salyası olarak bilinen 'müsilaj' olayı ile ilgili hiç kimsenin elektromanyetik kirlenmeden söz etmedi" diyen Dilipak, yazısında ayrıca şunları kaydetti:

"Çok yönlü ele alınması gerek ve asla politik polemiklere alet edilmemesi gerek. Bu Alg patlaması yeni bir salgına sebep olabilir. Ya da Marmara denizindeki bu felaket Ege’ye ya da Karadeniz’e doğru yayılabilir. Eğer bir bulaş mümkünse Marmara’dan geçen gemiler bu mayayı başka limanlara taşıyabilir."

"Bu arada bakmak gerek, bakalım bu olayların daha sık görüldüğü Adriyatik’de durum ne. Bu olayla bağlantılı ya da bağımsız başka bölgelerde benzer olaylar yaşanacak mı?" diye soran Dilipak yazısına şöyle devam etti:

"Eğer küresel ısınma ve ısınmaya dayalı, buzulların erimesi ile kristalleşmiş birtakım organizmaların sıcak denizlerle başka canlı organizmalarla buluşması sonucu ortaya çıkan bir ekolojik felaketse, bu işin o yönü ile de ele alınması gerekecek. Ya da birileri böyle bir görüntü vererek başka bir biyolojik saldırı için bu ve benzeri olayları kullanmış olamazlar mı?"

Deniz salyasının uluslararası kamuoyunun dikkatini çeken bir sorun olarak 2007 yılında Ege Denizi’nde, Yunanistan yakınlarında da tespit edildiğini dile getiren Abdurrahman Dilipak, "Bu durum Türkiye’de, bu şekilde ilk kez görülüyor.. Bu durumun oran olarak tarihteki en büyük oran olduğuna inanılıyor. Araştırmalar deniz salyasının 30 metre derine indiğini, yengeç ve kabuklu hayvanlara zarar verdiğini ortaya çıkardı. Bu olaylar yaşanırken dünyada