SON DAKİKA



Haber > Gündem > ABD, İçe kapanarak menfaatlerini koruyabilir mi?

ABD, İçe kapanarak menfaatlerini koruyabilir mi?

13 Kasım 2016 Pazar - 10:30








ABD’de milyarder İşadamı Cumhuriyetçi Parti adayı Donald Trump’ın, partisinden gelen muhalefete karşın, seçimi alacağı tahminleri yapılan Demokrat Parti Adayı Hillary Clinton’ı geride bırakması, tüm dünyada sürprizle karşılandı. Siyasal ve sosyal davranış bilimleri ile piyasa araştırmaları konusunda dünyanın en uzman ülkesi ABD’de kamuoyu şirketlerin bu denli yanılması, bir fiyasko. ABD’nin temsil ettiği değerler açısından söylenecek pek çok şey var. Ancak, sınırları belli bu yazıda, ana başlıklar halinde şunlar söylenebilir:

BAŞKAN’IN YETKİLERİ VE ABD SİSTEMİ

ABD gibi sistemi oturmuş, ulusal (!) ve kapitalizmin küresel çıkarlarının her şeyin üzerinde olduğu, emperyalist bir süper devlette, başkanın ya da yönetimin değişimi, sistemde kökten değişime yol açmaz. Trump bazı söylemleriyle ne kadar sert, dış politikada ne kadar şaşırtıcı şeyler savunursa savunsun, ABD’yi asıl yöneten güç, istihbarat örgütü CIA, savunma ve İçişleri bakanlıkları, başta mason locaları ve Anglo Sakson tarihsel kökler olmak üzere lobiler, dev holdingler, ABD derin yapılarından oluşan ‘’iktidar seçkinleri’’dir. Başkanın oyun alanı bizdeki fiili başkanınkine göre çok dardır.

ABD İÇ POLİTİKASI

Trump’ı iktidara taşıyan temel söylem, iç politikayla ilgilidir. Giderek sıkışan orta sınıf, Trump’ın iktidara taşınmasında etkili oldu. Trump’ın vergi indirimleri getirme, yeniden ekonomiyi ayağa kaldırma, iç ve dış piyasalarda ABD çıkarlarına uygun olmayan yasaların değiştirileceği ve anlaşmaların iptal edileceğini açıkladı. Üretimdeki düşüşe, işsizliğin artmasına, devlet bütçe açıklarının devasa boyutlara gelmesine karşı, 10 yılı kapsayan, büyümeyi iki katına çıkarmayı hedefleyen bir programı devreye sokacağını söyledi. Bunlar orta sınıfı ve alt katmanları etkiledi.


YABANCI DÜŞMANLIĞI VE IRKÇILIK

Başta Latin kökenliler olmak üzere göçmen sayısının giderek artması, siyahilerde doğum oranının fazla oluşu, beyazlarda korku ve sosyal paranoyalar yarattı. İslamcı terör örgütlerinin eylemleri, ‘islamafobi’yi (İslam korkusu ve karşıtlığı) arttırdı. Trump’ın en çok taraftar bulan, ancak en nefretle karşılanan vaadi, Müslümanların ABD’ye alınmamasıydı. Meksika sınırına duvar yapacağını açıkladı Trump. Bu iki ayaklı göçmen politikasının
önümüzdeki dönem ABD’de bir istikrar mı, yoksa iç çatışma mı yaratacağını göreceğiz. Kuşkusuz bu politikanın İslam dünyasında da çok sert tepkileri olacaktır.

DIRARIDA ÇELİŞKİLİ POLİTİKA

Trump, içeride sert ve ırkçı politikasına karşın, dışarıda bugüne göre daha yumuşak bir duruş önerdi. Sözgelimi Rusya ile işbirliği, Orta Doğu’dan askerlerin çekilmesi, ortak politikaların öne çıkartılması gibi. Geleneksel ABD politikaları ve ABD’nin küresel çıkar ve hedefleri ortadayken buna izin verilir mi göreceğiz. Ancak, IŞİD’i ABD’nin ürünü gören, bugünkü Orta Doğu kaosundan ABD politikalarını eleştiren bir Trump var karşımızda. Öte yandan Çin’e karşı yaptırım, İran’la nükleer anlaşmanın iptali, Filistin topraklarında yeni yerleşimler gibi konularda gerilimi arttırıcı söylemleri var.

TÜRKİYE İLE İLİŞKİLER


Obama ve Erdoğan yönetimi arasında son dönemlerde gerilen ilişkilerin daha sakin bir düzeye gelmesinde AKP için bir fırsat olabilir Trump dönemi. Clinton’a karşı Trump’ın kazanmasına içten içe sevinen bir tutum görülebiliyor. Trump’ın, PYD-PKK başta olmak üzere Kürt grupları elinde tutan politikası Türkiye açısından sıkıntılı. Irak ve Suriye’de uzlaşmaya daha yakın. Peki ama Müslümanları terörist gibi gören bir anlayışla, Erdoğan nasıl birlikte gider, bunu da göreceğiz. Ancak unutmayalım ki, ortada Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) versiyonu ve Batı çıkarları için Doğu’ya karşı ilan edilmemiş bir savaş var. ABD bu savaşı bırakır mı? Erdoğan yeniden BOP eşbaşkanlığına özenirse, bu durum Türkiye için felaketin boyutunu arttırır.

ABD NEREYE

En kritik soru şudur: ABD, içe kapanarak çıkarlarını koruyabilir mi? Buna verilebilecek tek yanıt, HAYIR! Obama iktidara gelirken demokrasi ve özgürlük söylemlerini kullanmıştı. O zaman ’‘kimse ABD’nin emperyalizmden vazgeçeceğini sanmasın’’ demiştik. Şimdi de, ABD’de bir devrim olmadığına göre, Trump’ın içe dönük politikalarıyla ‘’kimse ABD emperyalizminin geriye çekileceğini düşünmesin’’ diyoruz.

Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap