Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde geçen sene meydana gelen tren kazasına ilişkin "taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma" suçundan haklarında kamu davası açılan TCDD görevlisi 4 sanığın yargılandığı duruşmada, mahkeme heyetinin, duruşma salonuna alınma sırasında yaşanan arbededen avukatların kendilerini suçlaması nedeniyle davadan çekilmesi üzerine dosya Çorlu 2. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi.

AİLELER TOPLANIP ADLİYEYE YÜRÜDÜ

Bir alışveriş merkezinde toplanan, aralarında yakınlarını kazada kaybeden ve onlara destek vermek üzere gelen siyasilerin de bulunduğu grup, "Adalet istiyoruz" yazılı pankart ve yaşamını yitirenlerin fotoğraflarının olduğu dövizlerle Çorlu Adliyesi'ne yürüdü.

Yürüyüş esnasında gruptakilerden bazıları polisle tartıştı.

Siyasiler, avukatlar ve gruptakiler daha sonra adliyeye giriş yaptı. Duruşmanın gerçekleştiği salonun kapasitesi nedeniyle bazı avukat ve kazada yaşamını yitirenlerin yakınları salona giremedi. Bu nedenle polisle bu kişiler arasında kısa süreli tartışma ve arbede yaşandı.



MAHKEME HEYETİ ÇEKİLDİ

Avukatlar polisin kendilerini ve müvekkillerini darbettiğini iddia ederek mahkeme heyeti ve polisler hakkında suç duyurusunda bulunulmasını talep etti.

Duruşma savcısı da iddiaların araştırılması yönünde mütalaa verdi.

Bunun üzerine mahkeme heyeti dosyadan çekilme kararı alarak, kararın değerlendirilmesi için dosyayı Çorlu 2. Ağır Ceza Mahkemesine gönderdi.



25 KİŞİ HAYATINI KAYBETMİŞTİ

Uzunköprü-İstanbul seferini yapan yolcu treninin 8 Temmuz 2018'de Çorlu yakınlarında vagonlarından bazılarının devrilmesi sonucu 25 kişi yaşamını yitirmiş, 340 kişi yaralanmıştı.

Çorlu 1. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede "Kazanın meydana gelmesinde asli kusurlu" bulunan TCDD 1'inci Bölge Müdürlüğü Halkalı 14'üncü Demir Yolu Bakım Müdürlüğü Demir Yolu Bakım Müdürü Turgut Kurt, Çerkezköy 143 Yol Bakım Şefliği Yol Bakım ve Onarım Şefi Özkan Polat, Köprüler Şefi Çetin Yıldırım ve Hat Bakım Onarım Memuru Celaleddin Çabuk'un "taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma" suçundan 2 ile 15 yıl arasında cezalandırılmaları istenmişti.