SON DAKİKA



Haber > Gündem > 1 Kasım seçimlerinin geçerliliği şimdiden tartışma

1 Kasım seçimlerinin geçerliliği şimdiden tartışma

27 Eylül 2015 Pazar - 09:04








Seçimlerin mümkün olduğu ölçüde adil ve demokratik olabilmesi için elimizde bazı ölçüler var. Bu ölçülerdir ki; bir ülkeyi-toplumu demokratik yapar ya da yapmaz. Bu ölçülere yaklaşıldığı ölçüde adil, uzaklaşıldığı ölçüde adil olmayan bir seçimle ve sistemle karşı karşıyayız demektir.

BAĞIMSIZ YARGI VE YSK

Demokratik bir hukuk devletinin olmazsa olmazı, bağımsız bir yargıdır. Seçimler için de öyle. Seçimlerle ilgili sorunların çözüm yeri Yüksek Seçim Kurulu (YSK) ve mahkemelerdir. Eğer mahkemeler bağımsız kararlar alamaz, iktidarın ya da güçlerin emrinde hareket ederse, vereceği kararlar da hukuka uygun ve adil olmayacaktır. Kaldı ki seçimleri YSK yapar, il ve ilçe seçim kurulları yargıçların gözetiminde çalışır.

TEMSİLDE ADALET VE SEÇİM LİSTELERİ

Farklı görüş, düşünce ve eğilimler, var oldukları ağırlıkta temsil edilebilmekte midir? Azınlık olmaları, onların haklarının gözetilmeyeceği anlamına gelmez. Seçmen iradesinin sandığa yansıması, kullanılan oyların yüzde kaç oranında meclislerde temsil edildiği ile ilgilidir. Bu açıdan temsilde adaleti en iyi sağlayan sistem, en azından seçmen iradesine baraj ya da kota koymayan seçimdir. Oy kullanma hakkı olan her seçmeni sandık başına götürebilecek bir seçim listesi olmalıdır. Listeler belirli siyasal beklenti ya da eğilimleri değil, seçmeni esas almalıdır. Bir kısım seçmeni dışarıda bırakan, seçme hakkı olmayanları seçmen gibi gösteren uygulamalar adil seçime darbe vurur.


EŞİT KOŞULLARDA PROPAGANDA

Seçim, yarışın eşit koşullarda yapıldığı, farklı siyasi partilerin mümkün olduğu kadar çok seçmene ulaşabildiği ölçüde adildir. Çünkü farklı görüşler seçmene ulaşacak ki; seçmen bunlar arasından kafasına en çok yatanı seçsin. Bu açıdan, başta kamu medyası olmak üzere medyanın az ya da çok parti görüşlerini seçmene yansıtabilmesi gerekir. Maddi olanakların ve partizanlığın yaygın olduğu ortamlarda, adil bir seçim yarışından uzaklaşılıyor demektir.

TARAFSIZLIK, SEÇMEN İRADESİ VE DEMOKRATİK BİLİNÇ

Devlet başkanından bürokrasinin bütün kademelerine kadar; kamunun, kamu olanaklarının seçimlerde bir siyasi partiye avantaj ya da dezavantaj sağlayacak biçimde kullanılması, seçimlerin adil olup olmamasını doğrudan etkiler. Siyasi parti ya da güç odaklarının seçmen iradesine ipotek koyacak, onları bir partiye oy vermeye ya da vermemeye zorlayacak davranış, eylem, maddi-makam çıkarı sağlama anlayışı içinde hareket etmemesi gerekir. Buna terör, devlet baskısı, dini ve milli duyguların kullanılması, ekonomik ve sosyal teşvik, hediye, yardım ya da baskı da girer. Demokrasi, bireylerin eğitimli ve bilinçli olduğunu, yanlışla doğruyu birbirinden ayırabileceklerini varsayar. Yani demokrasi, bilinçli insanların yaşadığı bir rejimdir kuramsal olarak. Dolayısıyla demokratik bilinç ne kadar düşükse adil bir seçim o kadar zordur.

NASIL BİR SEÇİME GİDİYORUZ?


Bu ölçülere göre Türkiye’de seçimlerin adil ve demokratik olduğundan söz edilebilir mi? Yargı önemli ölçüde siyasi iktidara bağımlı durumda. YSK kararları tartışmalı. Yüzde 10 seçim barajının olduğu bir ortamda temsilde adalet olamaz. Düşük oy alan partilerin seçmenlerinin önemli bir kısmı sözde istikrar adına yüksek oy alan partilere yönlendirilmekte. Kaldı ki toplumun ve parti üyelerinin siyasal süreci belirleme olanakları çok zayıf. Seçmen listelerinde ciddi kuşkular ve tartışmalar vardır. Bazı adreslere seçmen kaydırma, silme, mülteci ya da sığınmacıların seçmen yapılması gibi. Çok çarpık ve eşitsiz bir seçim yarışı var. İktidar partisi her türlü olanağa sahip. İhale alan iş kesimlerinin oluşturduğu öne sürülen havuzlar başta olmak üzere ciddi bir parasal destek gizli değil. Bütün kamu olanakları iktidar için kullanılmakta. Devlet’in medya kurumları haber saatlerini iktidar propagandasına ayırmakta. Devletin başındaki Cumhurbaşkanı; anayasaya sadakat yeminini çiğneyerek, bir parti lehine açıkça kampanya yapmakta. Hükümet destekli medya gücü bazen muhalefete yönelik tek bir haber vermemekte. Seçmen iradesine ipotek konmakta.

MEŞRUİYETİ TARTIŞMALI

Doğu ve Güneydoğu’da PKK baskısı ve terörün yanında bir iktidar baskısı da söz konusu. İktidar baskısı ülkenin her yanında var. Terör ve şiddet kullanılarak, ya da toplum terör ve şiddetle korkutulup ‘istikrar’ adına şantaj yapılarak oy istenmekte. Din, mezhep, Kur’an, Allah, bayrak, milli duygular; her şey siyasetin malzemesi yapılmakta. Ne yazık ki; Türkiye seçmeninin demokratik bilinç düzeyi de oldukça düşük! Bu koşullarda adil ve demokratik seçim olanaksız. Seçimlerin meşruiyeti (geçerliliği) şimdiden tartışmalı. Bundan elbette, anayasayı çiğneyerek siyasete ve seçimlere doğrudan müdahale eden Cumhurbaşkanı ile yönettiği siyasi iktidar sorumlu.

Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap