Esnafla derin bir sohbetteyiz. Önceliğimiz Trabzonspor, Ersun hoca, futbolcular, Akyazı tesisleri, isim polemikleri, ardından referandum sürecine  kadar uzayan muhabbet... Evet mi, Hayır mı tartışmaları devam ederken konu vergilere kadar uzandı. KDV, peşin vergi, gelir vergisi, stopaj, damga vergisi, özel iletişim vergisi... Konu oldukça derindi. Bakın size dün okuduğum bir kitaptan küçük bir örnek vererek yatırımcının yaşadığı senaryoyu anlatmak istiyorum.

10.000TL taksitle 100.000 liraya bir ürün sattınız. Sattığınız ürüne karşılık 10 parça evrak aldınız. Bu 100.000 liranın 18 bin lirası KDV olarak ayın 26’sında ödenir. Unutmamak lazım KDV sizin değil devletin parası. KDV’den sonra kalan paranın yani 84 bin 746 TL nin 17 bin TL’sini de (satışınız üç aylık döneme denk geldiyse) vergi olarak ödersiniz. Sizin bu ödemelere karşı almış olduğunuz evraklar, ödenirse ilk iki ayda 20 bin lira tahsil etmiş oldunuz. Ama vergi olarak toplamda 35 bin TL’sini siz zaten ödemişsinizdir. Yani tahsil ettiğin paranın üzerine birilerinden (17 bin TL) para bulup ödeme yapmak zorunda kaldın. Şayet borçlu evraklarını düzenli öderse 34 ay civarında vergi borçlarını kapatacağı anlamına gelir. Bu da kazanmadığın paranın vergisini vermek anlamına geliyor. Peki borçlu parasını ödemedi...

Sen faturanı kesmişsin, o kısmı devletimizi ilgilendirmez. Tahsil edemezsen icraya verirsin. Tabi bu arada avukat masrafları ve icra dairesine yatan masrafları da ödersin ne güzel! Oldu ki alacağını tahsil edemedin ve belgeyle birlikte vergi dairesine gittin ‘incelemeye alalım, giderden düşüp düşmediğin ide size bildireceğim derler’ ve geri döner beklersiniz.” Pür dikkat dinliyoruz, kafamız oldukça karışmış durumda... Devlete vergilerinizi ödediniz, borçludan da parasını tahsil ettiniz, 65 bin 600 lira şirketinize para kaldı. Oldu ki parayı şirket adına değil de şahsınız adına harcamaya karar verdiniz...

Örneğin çocuğunuzu özel okula vermeyi düşündünüz, kişisel alışveriş yapmak istediniz ya da eşinize bir şeyler almak istediniz... Velhasıl vergisini ödediğiniz parayı kasadan almaya kalktığınız da,  buna da ‘dur’ derler. Şirketlerin kazandığı vergileri ödenmiş parayı kasadan aldığınız zaman bir sonraki yıl  ödemek üzere %15 tutarında stopaj vergisi tahakkuk ettirir.

Kısaca şirketinizden 100 bin liraya sattığınız bir varlıktan devlete bütün vergileri verdikten sonra cebinize harcamak için kalan para 57 bin 746 TL’dir. Bu parayla da gidip ev almaya kalkarsanız önce devlete tekrar KDV ödersiniz bir de yanında tapu harçları...

Allah gecinden versin, öldünüz, eşiniz veya çocuklarınız bütün vergileri ödeyip evi üstlerine alırken bir de yanında veraset vergisi öderler. Muhasebecinizin işlemeyi unuttuğu her resmi evraktan, yanınızda çalışan işçinin yapacağı trafik kazasından, çalıştığınız herhangi bir firmanın, nereden bileceğiniz KDV vergisini ödememesinden şahsınız bütün mal varlığıyla sorumludur. Siz siz olun vergi gerçeklerini iyi araştırın. Hesabınızı ona göre yapın.