Ekonomist Selçuk Geçer Sözcü TV’de ekrana gelen “Aklın Yolu” canlı yayın programında 14 Mayıs seçimlerinin kaderini belirleyecek en önemli belirleyiciyi açıkladı.

SELÇUK GEÇER AÇIKLADI: SEÇİMLERİN KADERİNİ BELİRLEYECEK

Selçuk Geçer, 14 Mayıs seçimlerinin tek belirleyicisinin ‘ekonomi’ olacağını söyledi. Ekonomist Geçer, “Seçimi tek belirleyici ekonomi olacak. Bir ülke kalkınıyorsa, kalkınma yönlü olarak ekonomidir. Siyaseti belirleyen ekonomidir. Dünyanın her yerinde bu böyledir.” dedi. 

“SON 10 YILDIR EKONOMİ DİN GİBİ LANSE EDİLDİ”

“Türkiye ile ilgili özellikle son 10 yıldır ekonomi insanlara din gibi lanse edildi.” diyen Selçuk Geçer’in konuşması şöyle;

“Bakın çok önemli bir şey söylüyorum; ekonomi din gibi lanse edildi. Sadece rakamlardan ibaret grafiklerden ibaret halkın anlayamayacağı mutlaka birileri tarafından anlatılması gereken bir şey gibi lanse edildi. Ne zaman bizler çıktık ekonomiyi halkı indirgedik, halkın anlayacağı şekilde anlattık ve ne zaman işte bu dostlarımız çıktılar sokakta ekonomiyi konuşmaya başladılar o zaman ekonomik halk tarafından anlaşılır, fark edilir konuşulur hale geldi. Şimdi bu çok kritik bir mesele…

Peki ne olacak? Ne olacak sorusunun cevabını bilmiyorum. Şöyle söyleyeyim. TOGG mu kazanacak, soğan mı kazanacak bunu bilmiyoruz ama şöyle bir gerçeği biliyoruz. Kimse TOGG’dan İHA’dan rahatsız değil tabii ki. Bir şeylerin zaten yapılması gerekiyor. Halkın fark etmesi gereken şey şuydu ve fark ettiler. TOGG, İHA, köprüler, tüneller Erdoğan tarafından ya da siyasal iktidarlar tarafından yapılmıyor. Bir kere bunun altını çizelim. Kimin tarafından yapılıyor halk tarafından yapılıyor. Halkın cebinden çıkan paralarla yapılıyor. Kemal Kılıçdaroğlu gelip iktidar olduğunda, Cumhurbaşkanı olduğunda O da yapmayacak. Onlar sadece aracılar, parayı ödeyen biziz, vergileri veren biziz, patron biziz.  Dolayısıyla halk bunu artık biliyor ve bildiği için de şunu söylemeye başladı.

Zaten yapmak zorundasın ama bir dakika. Norveç gibi dünyanın en mutlu insanlarını da yaratmak zorundasın burada. Yani kişi başına düşen milli gelir deyip geçemezsin. Kişi başına düşen milli gelirin 20.000 dolar olması benim için hiçbir şey ifade etmiyor benim cebime 20 bin dolar giriyor mu ben ona bakarım. Çünkü kişi başına düşen milli gelir, bütün geliri alıyorsunuz nüfusa veriyorsunuz, eşit olarak bölünmüyor ki eşit olarak bölünüyorsa zaten bunun adı adil gelir dağılımı oluyor. Adil gelir dağılımı olan ülke Norveç, İsveç, Almanya, Fransa, İtalya oluyor.

Adil gelir dağılımı olmayan ülkeler işte Suudi Arabistan,Birleşik Arap Emirlikleri, Türkiye, Irak ve Suriye oluyor. Para var ama halka inmiyor. Ekonomi eğer ki siyasetle doğru bir şekilde bir yerlere getirilmezse iç savaşlara dönüyor. İş Suriye'de, Irak'ta gördüğümüz gibi oluyor. 

7 yaşında da olsa 10 yaşında da olsa ben bireyim diyor. 15 yaşındayım cep telefonu alamıyorum diyor. O cep telefonu çünkü onun için çok başka şeyleri ifade ediyor. Amcalar, teyzeler çıkar cep telefonu diyor. Ben de gençlere diyorum çıkar cep telefonu…

Niye x telefonun en üst markasını o gençler kullanmayacak. Neden laptopların en iyisini o gençler kullanmayacak. Çıkartın cep telefonunuzu. Eğer ki bu yönetim bu temsilciler size 3 dönem eskisinin en düşük modeli cep telefonunu kullandırıyorsa bunu sorgulayın. 

İnsanların özel okullara yönlendirilmesi, parası olmayanın farya pozisyonuna düşmesi. Parya niye diyorum biliyor musunuz? Türkiye'de artık sınıflar arasındaki geçiş yok oldu. İşçinin çocuğu işçi memurun çocuğu memur. Zenginin çocuğu zengin pozisyonda. O 15 yaşındaki çocuğun itirazı bu, kızgınlığı bu, kendi yaştaşı lüks arabalarla gezerken, hizmetçilerle takılırken o çocuk sokakta. 

Ekonomi diyoruz ya her şeye ekonomi… Bugün Norveç Norveç ise Norveç’i niye örnek olarak gösteriyorum biliyor musunuz? Bizim 1928-38 aralığında keşfettiğimiz planlı karma ekonomiyi Norveç 1960'lı yıllardaki keşfediyor. Bizden alıyor ve Norveç bugün dünyanın en mutlu insanları ne olduğu, gelir dağılımının en iyi olduğu ve gençlerin her şeye ulaşabildiği bir ülke. Size bir örnek vereyim; Norveç'te bırakın yazar olmayı falan ben kitap yazıyorum dediğiniz an devlet size destek veriyor biliyor musunuz? Ben kitap yazıyorum ben yazarım diyorsunuz devlet size destek veriyor. Bitmedi 2 yıl boyunca yazıyorsunuz o kitabı yayınlıyor.  Onunla da bitmiyor bütün kütüphanelere sizin kitabınızı koyuyor 

Norçev kim, Hollanda kim. Bir örnek daha; Konya Ovası kadar Hollanda. Hollanda’nın tarım ihracatı 168 milyar dolar bizimkisi 16 milyar dolar. Barut bitti kardeşim neden bahsediyorsun sen bana. Tabii ki domates 60 lira olur ya da 30 lira olur. Tabii ki bu ülkede hiçbir şey üretemezsin.”