SON DAKİKA



Haber > Ekonomi > Corona virüs küresel pay piyasalarından 18 trilyon dolar sildi

Corona virüs küresel pay piyasalarından 18 trilyon dolar sildi

05 Nisan 2020 Pazar - 14:01




Çin'de başlayan ve hızla dünyaya yayılan koronavirüs (Kovid-19) salgını, küresel bazda pay piyasalarına 2020'nin ilk çeyreğinde 18 trilyon dolardan fazla değer kaybettirdi.





 
Uluslararası Finans Enstitüsü'nün (IIF) haftalık raporunu göre  Kovid-19 salgını küresel pay piyasalarında tarihi fiyatlamalara neden oluyor.
 
Buna göre Kovid-19, 2020'nin ilk çeyreğinde küresel pay piyasalarında  yüzde 20'lik değer kaybına yol açarken, işlem gören şirketlerin piyasa değeri 18  trilyondan fazla değer kaybederek 70 trilyon doların altına geldi.
Özellikle son iki haftada uygulamaya alınan genişlemeci para ve maliye  politikalarıyla son zamanlardaki kayıpların kısmen telafi edilmesine rağmen,  Kovid-19 sebebiyle devam eden belirsizlikler bütün varlık fiyatlarından aşırı  oynaklığın devam etmesine neden oluyor.



 
Salgınının ne kadar süreceğine ilişkin belirsizlikler halihazırda  küresel çapta özel sektör gelirlerinde yüzde 10'luk bir düşüşe yol açacağı tahmin  edilirken, bu tahminler Çin'de yüzde 5, Latin Amerika'da yüzde 25 olmak üzere  değişiklik gösteriyor.
 
Yıl başından bu yana yapılan aşağı yönlü revizyonlarda, şirket  gelirlerinin Japonya'da yüzde 7, ABD'de yüzde 8 civarında azalacağı yönündeyken,  Avro Bölgesi için yüzde 12'lik, Kanada içinse yüzde 13'lük bir gelir kaybı  yaşanabileceği tahmin ediliyor.
 



Analistler, şirket gelirinde yaşanabilecek düşüşe yönelik  revizyonlarında tahminlerini 2008 finansal krizine göre çok daha hızlı şekilde  indiriyor.
 
CAPE oranları neredeyse bütün dünyada tarihi düşük seviyelerde
 
Salgının ne tür bir yol izleyeceğine dair belirsizlikler yüzünden  geleneksel değerleme modelleriyle hisse senetlerini değerlemek, bir hissenin adil  değerinin bulunması, gittikçe zorlaşıyor.



 
 IIF, bu durumu göz önüne alarak yaptığı çalışmada dönemsel olarak  ayarlanmış fiyat/kazanç oranının (CAPE) görece daha sağlıklı fiyatlamaya yardımcı  olacağını bildiriyor.
 
Nobel ekonomi ödüllü Robert J. Shiller'in değerleme hesaplarında  kullanmasıyla yaygınlaşan CAPE, bir hisse senedinin son 10 yıldaki ortalama reel  getirisinin hisse senedi fiyatına bölünmesiyle elde ediliyor, böylece  enflasyondan arındırılan verinin daha güvenilir olması amaçlanıyor. CAPE'nin  düşük olması hisse senedinin iskontolu, yani gerçek değerinin altında işlem  gördüğünü gösteriyor.
 



ABD pay piyasalarında işlem gören şirketlerin  CAPE rasyoları marttaki  düşüşle birlikte 2015-2019 ortalamasının ortalamasının altına inerken, 2008-2009  seviyelerinin ise oldukça üzerinde bulunuyor. IFF, 2008-2009'deki seviyelere  ulaşmanın ABD'de 4 yılı bulduğunu hatırlatıyor.
 
Avro Bölgesi şirketleri ABD'ki eşdeğerlerine göre yüzde 40 iskontolu  görünüyor
 
CAPE oranı, Almanya, Fransa ve gelişmekte olan ülke pay piyasalarında  işlem gören şirketlerde ise tarihi diplerde seyrediyor. Almanya ve Fransa'daki  şirketler 2008 küresel finans krizindeki seviyesine inerken, Avro Bölgesi  şirketleri ABD'deki eşdeğerlerine göre yüzde 40 iskontolu görünüyor.



 
Buna karşılık,İspanya ve İtalya pay piyasalarında gözlemlenen yüksek  CAPE oranları, bu piyasaların hala aşırı değerli olduğunu ve olası fiyat  oynaklığı riskini beraberinde getirdiğini ifade ediyor.
 
Salgın sebebiyle gelişmekte olan ülkelerde yaşanan portföy çıkışları,  bu bölgelerdeki şirketlerin ABD şirketleri ile karşılaştırıldığında tarihteki en  iskontolu dönemi yaşamalarına neden oluyor. Gelişmekte olan ülkelerdeki  şirketler, ABD şirketleri ile kıyaslandığında yüzde 65 daha ucuz görünüyor.
 
Yüksek borçluluk düşük ve orta gelirli ülkeler için risk oluşturuyor
 
 IIF, bir çok düşük ve orta gelir grubuna ait ülkenin Kovid-19'un  etkileriyle mücadele etmek için Uluslararası Para Fonu'na (IMF) başvurmasına  rağmen, bu ülkelerin CDS primlerinin son dönemde oldukça yükseldiğine dikkati  çekiyor.
 
Düşük ve orta gelir grubuna ait bir çok ülkenin dış borcunun yüzde  25'inin devlet garantisi altında olması sebebiyle bu ülkelerin borçlanma  maliyetleri geçen 10 yıla göre önemli derecede yükselmiş görünüyor.
 
Küresel ticari aktivitenin önemli derecede yavaşlamasıyla birlikte  yabancı ülkede yaşayan yerlilerin daha az nakit akışı sağlayacağı tahmin  edilirken, bu durum bu ülkelerin dolar bazlı likidite sıkıntısı  yaşayabileceklerini ortaya koyuyor.
 
Buna göre, bu gruptaki 89 ülke yıl sonunda devlet tahvilleri ve kredi  ödemeleri için 180 milyar dolara ihtiyaç duyarken, bu ülkelerin devlet ve devlet  garantisi altındaki borç kompozisyonunun yüzde 65'i dolardan oluşuyor.
 

 
Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap