YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar'ın açıklamalarından öne çıkanlar...

Buna gitmemizin sebebi şu. Sınavlar eleme usulü de olabiliyor, başarı sıralaması usulü de olabiliyor. Biz elemeyi bir kenara bırakmış olduk. Türkiye'de üniversitelerimizde kontenjan olduğunu biliyoruz. Biz burada programların puanlarını düşürmüyoruz. Böyle bir uygulama öğrencilerin hiç soru çözmeden bölümlere gireceği anlamına gelmemektedir. Öğrencilerimizin bundan sonra yapabileceği tercihte bulunmaktır. Programlara nasıl kabul edilecek? Puanlarımızın yüksek olması gerekiyor. En yüksek puanı alan öğrenciden aşağıya doğru kontenjan ne kadar ise o kontenjana girebilen öğrencimiz o programa kayıt hakkı elde etmiş olacaktır. Puansız, sınavsız üniversiteye giren öğrenci demek değil. Öğrencilerimizin de aldığımız kararı memnuniyetle karşıladığını paylaşmaktadır.

Bu sistem tercih yapabilen öğrenciler arasında rekabeti getirecek. Daha fazla talebin olması, kontenjanlara daha fazla ilginin olması demektir.

Gerek puanların belki yukarıya doğru seyretmesine de yardımcı olacaktır. Kalitenin düşeceğini, liyakatın azalacağını söylemek doğrusu çok haklı ve makul bir eleştiri olarak görülmemekte. Puan üstünlüğüne dayanan bir düzenleme. En yüksek puanı alabilen öğrenciler ancak programlara yerleşecektir. Puanı tutmayanın kayıt yapma hakkı olmayacaktır. Daha fazla sayıda öğrencinin kontenjanlara erişilebilir olması, tercih havuzunu doldurması anlamına geliyor. Sistem aslında daha dinamik bir sürece girmiş oluyor.

En önemli şey aslında öğrencilerimizin başarı sıralaması ile bu kontenjanlara girmeye çalışmasıdır.