SON DAKİKA



Haber > Dünya > Az bilinen gerçek! Libya’nın ilk başbakanı bir Türk'tü

Az bilinen gerçek! Libya’nın ilk başbakanı bir Türk'tü

20 Aralık 2019 Cuma - 13:52




Libya Bakanlar Kurulu, Türkiye ile Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) arasında imzalanan Güvenlik ve Askeri İşbirliği Mutabakat Muhtırası'nın aktif hale getirilmesini oy birliğiyle kabul etti. Peki Libya'nın ilk başbakanının bir Türk olduğunu biliyor muydunuz?





Türkiye ile Libya'daki UMH arasında 27 Kasım'da "Güvenlik ve Askeri İşbirliği Mutabakat Muhtırası" ile iki ülkenin uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarının muhafazasını hedefleyen "Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası" imzalandı.

Erdoğan: Libya’ya her türlü desteği vermeye hazırız

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, konu ile ilgili yaptığı açıklamada, ''Bu mutabakat muhtırasıyla Türkiye esasında uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarını kullandı. Libya Türkiye’yi davet ederse,elbette Türkiye’nin mutabakat gereği Libya’ya gitme hakkı doğmuş oluyor. Türkiye dışına asker gönderilmesi koşullar bakımından atılması gereken adımlarımız var. Libya’ya her türlü desteği vermeye hazırız.'' dedi. 

Libya'dan Türk askeri kararı!

Libya Başbakanı Fayiz es-Serrac'ın ofisinden dün yapılan yazılı açıklamaya göre, Bakanlar Kurulu, ülke içindeki ve uluslararası gelişmeleri görüşmek üzere olağanüstü toplantı düzenledi.

Serrac başkanlığında düzenlenen toplantıda, Türkiye ile imzalanan Güvenlik ve Askeri İşbirliği Mutabakat Muhtırası'nın etkinleştirilmesi oy birliğiyle kabul edildi.

Libya Başbakanı Serrac'dan 5 ülkeye güvenlik anlaşmalarını uygulama çağrısı

Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) Başbakanı Fayiz es-Serrac, 5 ülkeye güvenlik anlaşmalarını uygulamaya koyma çağrısında bulundu.


Serrac'ın medya ofisinin resmi internet sayfasından yapılan açıklamada, Türkiye, ABD, İngiltere, İtalya ve Cezayir'den, darbeci General Halife Hafter'e bağlı milis güçlerin Trablus'a saldırılarını engellemek için UMH'ye destek olmaları istendi.

Açıklamada ayrıca, saldırılarını artıran DEAŞ ve El Kaide gibi terör örgütleriyle mücadelenin yanı sıra yasa dışı göç, organize suçlar ve insan kaçakçılığına karşı da söz konusu ülkelere iş birliğini yoğunlaştırma çağrısı yapıldı.

Libya’nın ilk başbakanı bir Türk'tü

Peki, Libya'nın ilk başbakanının bir Türk olduğunu biliyor muydunuz? 

Libya’nın ilk başbakanı olan Sadullah Koloğlu’nun oğlu Orhan Koloğlu, daha önce katıldığı bir program da şu ilginç ifadeleri kullanmıştı.:

“Babama Libya’nın ilk başbakanı denilebilir. Bağımsızlık kazandıktan sonra kendi kadroları yoktu. Türkiye’de valilik görevi yapan babam, Türk hükümetinin izniyle orada o görevi üstedi. Bir süre başbakanlık yaptı.


Bizim soyadımızdan bellidir; aslında soyadımız Kuloğlu’dur. Osmanlı’nın Yeniçeri veya levent olarak Kuzey Afrika’ya gönderilen Türk asılı gençlerin, oradaki kadınlarla evlenmesinden doğan karışık çocuklardır. Büyükbam da hem Derne’nin aşiret reisi hem de belediye başkanıydı. Padişah Abdülhamit, babamı İstanbul’a aldırıyor. Aşiret mektebinde okuyor, mülkiyeyi okuyor. O zaman Arap-Türk ayrımı yok. Babam Türkiye’de kaymakamlıklar, valilikler yaptı. İkinci Dünya Savaşı sonrasında 1947-48’de Libya’da yeni bir devlet kurulmasını girişildiğinde babam Ankara hükümetinin izniyle oraya gitti.

Babam teklifi reddetmiyor, hizmet etmek istiyor. Yerli halk da iktidarı almak istiyor. Babam bambaşka bir anlayışla yaklaşıyor. Kral, babamı özellikle istedi. Babam, İstiklal Savaşı’na katılmış, bağımsızlığı tam savunmuş halka hizmet eden bir insan. İngilizlerin getirdiği kadrolar baş eğen, onlara uyan insanlardı. Babam İngiliz kumandanlarıyla boğaz boğaza kavgalara girişti. İstiklal Savaşı’nı yaşamış, bağımsızlığı yaşamış bir insan olduğundan onun için onları idareyi elde tutmak isteyen İngilizlerin karşısına sürdüler.

Eski dönemlerde soyadı bulunmadığı zaman insanlar doğdukları yerle anılırdı. Bütün köylerde babamı ‘Arap kaymakamı’ diye bilirlerdi.

1948'de babam Libya'da görevlerde bulundu. 1949'da Başbakan oldu. 50 yılında orada bulundum. Biz bir sene Libya'da kaldık. Ondan sonra tahsilimiz için Türkiye'ye döndük. Babam daha sonra devam etti. 1951'de Libya üç bölge birleştirilip tek bir devlet yapıldı.




Babam hiçbir zaman Türk vatandaşlığından çıkmadı. Yeni hükümetin başı olması için vatandaş olması lazımdı, 1952'de de vefat etti.

1950'de ve 1970'li yıllarda Ecevit'in uluslararası ilişkilerini yönetiyordum. O dönemde Kaddafi'ye mesaj götürür getirirdim. Ülkeyi çok yakından tanıyorum. 1950'de gelince 30 yıldan fazla sömürge olmuş zavallı bir ülke var. İkinci Dünya Savaşı galipleri yönetmiyorlar. Orada petrolü konrolde tutmak için bir idare kurdular. Onun başına da İdris Sinusi'yi getirdiler. Ülkeyi petrolü bulmuş olan ülkeler idare ediyordu. Kaddafi 1969'da ihtilalle iktidarı ele geçirdi. İdris o sırada Türkiye'yi ziyaretteydi; Bursa'daydı. Olay olunca Yunanistan'a geçti ama oradan bir yere gidemedi.

Kaddafi geldi, devrim yaptı. Bütün Arap dünyasında bunalım yaşanan bir dönemdi. Kaddafi de yeni bir ihtilal yapma iddiasıyla ortaya çıktı. Nasır'dan çok etkilenmiştir. Aslında Arap dünyası içinde parçalanma vardır. Kaddafi halka yönelik yönetim iddiasını getirdi. Ama yönetim her zaman kendi elinde kaldı. Libya'ya bakınca Mısır ve Tunus'a benzemez. Bugünkü Türkiye'nin 1.5 misli genişliğinde bir ülke.

Kendi yandaşı olan aşiret güçleriyle tam bir polisiye rejim kurdu. Kendi başına halkın üretimde katılmadığı bir ortamda bütün çalışanlar dışarıdan geldi. Orada para kazanır oldular. Gelen petrol zenginliğinden her aileye aylık bağlanmıştı. Hiç çalışmadan aylık alıyordunuz. Uzun yıllar bu devam etti. Kaddafi'nin rejimine karşı daima bir muhalefet vardı ama hiç güçlü hale gelememişti.

(Kaddafi'nin oğlunun 'Libya'yı Türklere bırakmayacağız' açıklaması) Osmanlı Devleti önce Cezayir, Mısır, Tunus'u kaybeder bir Libya kalır. Libyalılar Osmanlı Devleti'ne tam bağlı kalmışlardır. İtalyanlar 1911'de saldırınca Osmanlı Devleti müdafaaya girişir, bu olurken Balkan Savaşı çıkar. Savaşın bir ayı dolmadan Çatalca'ya kadar düşman gelir. Bu yapının içinde yapılacak hiçbir şey yok. Bütün yönetim İtalyanlara geçer. Bu ortamda yapılan barış anlaşması üzerine İtalyanlar Avrupalılarla anlaşmışlar, el koyuyorlar. İttihat ve Terakki 1918 sonuna kadar savaşa devam etmiştir. Kaddafi'nin tarih tezinde, birileri ona sattılar demiş.”


Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap