Burak Yılmaz konuştu. İyi de konuştu bize göre. Bakın hepimizin takılıp kaldığı 2010-2011 sezonu için Yılmaz neler neler söyledi:

“Trabzonspor camiası olarak 2010-2011 sezonuna çok takılıp kaldık. Trabzonspor’un hedefi her zaman şampiyonluktur. Bizim bu yarışta geriye düşmüş olmamız şampiyonluğu bıraktığımız veya kovalamayacağımız anlamına gelmiyor. Önümüzde uzun bir periyot var. Sonuçta biz tüm maçları kazanmak için sahaya çıkıyoruz. Türkiye Kupası şampiyonluğu hedefimiz var. Ben bu kampın da bizlere iyi geldiğini düşünüyorum. İnşallah Osmanlı maçıyla çıkışa geçerek bir ivme yakalayacağız.”

Haksız mı Burak söylemlerinde? Asla değil. Kısacası doğru söze ne söylenebilir ki?

***

ETEKTEKİ TAŞLAR DÖKÜLSÜN

MHKY üyesi Ali Can Lakot'un yok yere günahını alıyorlar. Yok efendim kardeşine, oğluna ve yeğenine imtiyaz sağlıyormuş. Hakları olmamalarına rağmen onları klasman çıkarıyormuş. Kardeşini hakem atama kurulunun başına getirmiş.

Falan filan...

Hadiyin oradan be!

Varsa elinizde belge, bilgi, işte MHKY orada duruyor, gidin verin kardeşim.

Bakın Ali Can Lakot yerel bir gazeteye verdiği röportajda daha önceki yıllarda 2 ila 3 hakemin klasman yükseldiğini, şimdi ise bunun 22 kişi olduğunu söylüyor.

Daha ne yapsın Lakot? Rakamları karşılaştırdığımız zaman başarının zirvesinde değil mi Trabzon hakemliği?

Bir de Ali Can Lakot şuna vurgu yapıyor: Bazı kişilerin kendi menfaatleri için yazı yazdıklarını, bunlara hiç kimsenin inanmadığını söylüyor.

Bu da ilginç bir durum değil mi?

Varsa böyle birileri bunu deşifre etmek Lakot'un görevi değil mi? Eğer kendisi bunu yapamıyorsa medya mensuplarına versin onlar yazsın işin gerçeklerini.

Bakalım kimler kendilerine çıkar menfaat sağlamış, kimler aile eşrafıyla Trabzon hakemliğini yönetmeye çalışıyor.

O ki iyi giden bir araba var, tekerine kim çomak sokmak istiyorsa çıkar söyler Ali Can Bey. Aba altından sopa göstererek, haktan hukuktan, adaletten bahseden birisine bu söylemler hiç mi hiç yakışmıyor. Herkes eteklerindeki taşları döksün. Taşların altında kalanın da canı çıksın emi!