Son yıllarda dünyanın çeşitli yerlerinde görünen ve sırları
çözülemeyen metal nesnelerin en sonuncusu Türkiye’de Göbeklitepe’de görüldü.
Ancak bir farklılık vardı. Bu metal monolitin üzerinde Göktürkçe ile “Gökyüzüne
bak Ay’ı gör” mesajı yazılmıştı. Bir anda ortaya çıkan ve kim tarafından
dikildiği/konulduğu bilinmeyen esrarengiz nesne koruma altına alınmış ve merak
uyandırmıştı. Ta ki Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Türkiye'nin Milli Uzay Programı'nı
açıklamasına kadar. Esrarengiz monolit, Türkiye Uzay Ajansı'nın bir farkındalık
çalışmasıydı ve Türkiye’nin uzay çalışmalarının bir mihenk taşıydı.
Son zamanlarda Türkiye’de yaşanan milli teknolojik
hamlelerin yanında uzay çalışmalarından da bahsediliyordu. Ama olayın bu
boyutta ve ciddi mesafeler kat edildiğini kimse bilmiyordu. Sayın Cumhurbaşkanı
yaptığı açıklamalarda; 2023’te Ay’a araç göndermekten ve uzaya Türk astronot
göndermekten bahsediyordu. Türkiye’nin uzay programında çok ileri bir seviyeye
geldiğini ve ciddi bir altyapıyla büyük bir hamle olarak bunu açıklaması
dünyada ve ülkemizde hayret ve şaşkınlıkla karşılandı. Ancak yapılan
açıklamalar şaşkınlıkları daha da artırmış epey bir yol kat edildiği artık
aşikar bir şekilde ortaya konmuştu. Artık Türkiye kendi uzay teknolojisi ile
kendi uydularını üretecek, uzaya gönderecek ve en önemlisi ekonomik olarak da
bu programı ilerleterek başka ülkelere de ticari bir imkan olarak sunacak.
Ancak Türkiye’nin geleceğe uzanan tek adımı uzayda değil.
Geçtiğimiz yıllarda en az uzay kadar önemli olan Antarktika araştırmaları da
başarılı ve kapsamlı bir şekilde yürütülüyor. Bu konuda TRT Belgesel tarafından
hazırlanan ve yayınlanan Antarktika belgeselini izlerseniz ne demek istediğimi
anlarsınız.
Her ne kadar muhalefet ve istemezükçüler Türkiye’nin bu uzay
hamlesini küçük görseler de, “Ne işimiz var uzayda” deseler de gelinen nokta
dünyanın Türkiye’ye bakışını ve yerini ciddi anlamda yükseltmiştir. Dün;
“Millet uzaya giderken biz Marmaray’a seviniyoruz” diyenler hala kabul edemese
de artık uzaydayız. “İstikbal göklerdedir” hedefini çoktan aşan ve sınırlarını
uzaya çıkartan bir ülkeyiz artık.
Doğu Akdeniz’deki hakimiyetimiz, enerji alanındaki
atılımlarımız, başta İHA/SİHA/TİHA olmak üzere havada ve tüm savunma
teknolojilerindeki ataklarımız, yerli otomotiv sanayi hamlesi ve uzaya uzanan
çıkışlarımızla tüm dünya tarafından hayret ve şaşkınlıkla izleniyoruz Hangi ara
bu kadar teknolojik bir ülke haline geldik anlamakta ve sindirmekte güçlük
çekilmesi doğaldır. Bir kesim gurur duyarken, bir kesimin şüpheyle yaklaşması
da olağandır. Bir devlet büyüğümüzün de dediği gibi buna da alışacaklar.
Üstelik bu gelişmeleri artık sonuçlarıyla yaşıyoruz.
Doğalgaz ve petrol aramalarında ilk doğalgaz Karadeniz’de bulundu. Devamında
gelecek yeni rezervler ve hatta petrol müjdelerinin eli kulağında. Savunma
teknolojilerimiz terörle mücadelede, Suriye’de, Libya’da, Azerbaycan’da gerçek
savaş ortamlarında kullanılarak başarılarını ispatladılar. Bilmem kaç bin feet
yükseklikte 24 saat, 49 saat havada kalarak ve sınırları zorlayarak. Akdeniz’de
Yunanistan’ın, Fransa’nın savaş gemilerini kör, sağır ederek ve hayalet gibi
karşılarına çıkarak ve arkalarına bakmadan kaçırarak savaş ve savunma
teknolojilerinde yeni bir boyuta geçtiler. Üstelik tüm bunları tamamen Milli
yazılımlar ve milli mühimmatlarla donanarak ve fiilen kullanarak yaptılar.
Fransız savaş gemisinin, “Üstümüzde yüzlerce cisim uçuyor ve ne olduklarını
bilmiyoruz. Tüm elektronik ve silah sistemlerimiz off oldu. Bize yardım
gönderin” çağrısı tüm dünya tarafından şaşkınlıkla izlendi. Türkiye bu anlamda
artık dünya liglerinin en üst sıralarında yer alırken, Fransa’nın İHA
teknolojisi için geliştirdiği aracını 3-4 kez tekrarlanan denemelerinde pistten
dahi kaldıramadığını da söylersek, çaresizliklerini abartmış olmayız.
Kıbrıs Barış Harekatında tamamen dışa bağımlı savunma
teçhizatlarımızı ambargo sebebiyle kısıtlı ya da hiç kullanamamıştık. Çıkarma
yapacak gemimiz dahi yoktu. Kiralık gemilerle Akdeniz’de, Karadeniz’de yıllarca
petrol, doğalgaz aradık. Balıktan başka bir şey yok raporlarıyla kandırıldık.
Çünkü teknoloji bizim değildi. Ne zaman ki teknoloji bizim oldu işte o zaman
petrolü de doğalgazı da bulmaya başladık. Geleceğin teknolojisi elektrikli
otomobil ve araçlar; elektrikli traktör, elektrikli ekskavatör, elektrikli
otobüs, elektrikli tren teknolojileri konusunda hamle hamle üstüne hamleler
yapılıyor. İlk TOGG Otomobili 2022’de yollarda olacak.
Sayın Cumhurbaşkanını ifadesiyle; “2023’te dünyanın en
gelişmiş ve en güçlü 10 ülkesinden biri olacağız”. Artık dünyaya bakan ve
imrenen değil, dünyanın baktığı ve imrendiği bir ülkeyiz…