Ülkemizde bireysel sporların/sporcuların yalnızlığı, alt
yapı ve tesis yetersizliği olası birçok başarıya engel olurken, bu sporların
getireceği ekonomik faydaları da sağlayamıyor.
Maalesef Türkiye'de spor denince akla sadece futbol
geliyor ve neredeyse tüm alt yapı yatırımları ağırlıklı olarak futbola
yapılıyor. On milyonlarca liralık maliyetleri bulunan futbol arenaları her
yerde yükselirken, diğer branşların tesisleri ya çok az ya da hiç yok!
İşte bu sebeple ülkemizde özellikle ferdi sporlarda
imkânsızlıklar üst seviyede iken, başarı çoğunlukla kişisel çabalarla, ilgi ve
destek ise ancak başarıdan sonra geliyor. O da bir noktaya kadar. Onlarca spor
dalında yüzlerce, binlerce yetenek imkânsızlık ve ilgisizlik nedeni ile daha
yolun başında vazgeçiyor.
Mesela son yıllarda tesis edilen yüzme havuzlarının çoğu
doğru dürüst işletilemiyor/faal tutulamıyor bile. Örneğin, Giresun’da var olan
olimpik yüzme sporları havuzu tadilata alınarak adeta yeniden inşa edildi. İnşa
sürecinde komşu illerin tesislerine de düzenli gidemeyen sporcuların çoğu
mağdur olmuş hatta sporu bırakanlar bile olmuştur. Yine de Giresun’da yüzme
sporuyla uğraşan sporcular şanslı. Havuz olduğu için yüzme branşında birçok
başarıyı ve organizasyonu gören Giresun, bu sporun sağladığı ekonomik
faydalardan nispeten de olsa fayda sağlamıştır. Havuzun yeniden hizmete
girmesiyle Giresun’da yüzme sporunda başarı grafiğinin artacağını da şimdiden
söylemek mümkün.
Yine bir diğer örnek olan Atıcılık poligonları
(Trap-Skeet), Türkiye’de hiç yok denecek kadar azdır. Olimpik bir spor olan
atıcılık branşında ülkemizde tek olimpik poligon Mersin’dedir. Oysa Avcılık
gibi geniş bir kitle altyapısı olan bu sporda tesisleşme olsa bir kaç yıl
içinde dünya çapında başarı getirecek sporcular yetişebilir. Yetenekli ve
kişisel çabalarıyla mücadele veren bireysel sporcuların hızla yükselmesinin ve
başarıyı yakalamasının sebebi ise ironik olarak, tesislerin az olması ve az
sayıda sporcunun yetişebilmesidir. Bu açıdan baktığımızda olumlu bir durum gibi
gözüken aslında dezavantajlı bu durum, tesisleşmeyle başarıları daha da yükseğe
taşıyacak ve yetenekli sporcuların yetişmesinde fırsat eşitliğini de
beraberinde getirecektir. Türkiye'de ferdi sporların gelişimi ve başarıların
artması için birinci öncelik yaygın bir şekilde tesisleşme ve iyi sporcuların
yetiştirilmesidir diyebiliriz.
Şimdi gelelim işin ekonomik faydalarına! Ülkemizdeki en
önemli ekonomik kaynakların başında Turizm gelmektedir. Ancak Turizm ülkemizde
sadece gezme, konaklama, yeme-içme olarak algılandığı için eksik kalmakta, dar
alanlarda getirisi az bir sektör olarak kalmaktadır. Oysa turizmi
çeşitlendirmek ve alternatif aktivitelerle getirisini artırmak mümkündür.
Dünyanın en güzel manzarasına, gölüne, şelalesine, ırmağına, denizine sahip
olabilirsiniz. Ama orayı ziyarete gelen turiste sadece güzelliği
sunarsanız/gösterirseniz bir günde bıkar ve gider. Ama o göle kano, manzaraya
treaking, kayak, atış poligonu, golf sahası, safari, bisiklet güzergahları,
off-road parkuru, denize yelken, ırmağa rafting v.b. unsurları koyar ve
insanları ilgi alanlarına göre çekerseniz o bir gün, bir haftaya, 10 güne, bir
aya çıkar. Şimdi salt turist mi daha çok ekonomi getirir, yoksa diğer unsurlarla
beslendiğinde mi asıl ekonomik canlanmayı yakalayabilirsiniz cevabını siz
verin.
İşte yaygın bireysel sporlarla ve tesisleriyle
donatılacak illerimiz bu anlayışla spor turizmiyle hem daha fazla ekonomik
getiriye ulaşacak, hem de futbolun tekelinden kurtulmuş, çok daha fazla
başarılara ulaşmış, donanımlı ve sağlıklı nesillerin yetişmesine vesile olmuş
olacaktır.