Yaşamın doğal akışındaki süreçlerden biri olan yaşlılık, Dünya Sağlık Örgütü(DSÖ) tarafından yaş gruplarına göre ayrılarak tanımlanmıştır. 

DSÖ’nün yaptığı ayrıma göre 45-59 yaş arası orta yaş, 60-74 yaş arası yaşlılık, 75-89 yaş arası ileri yaşlılık, 90 yaş ve üzeri ise ihtiyarlık kategorisine alınmıştır. Bu tanımlamaya göre yaşlılık 60 yaştan sonra başlamaktadır.

Yaşlanma, fiziksel ve zihinsel değişikliklere yol açtığından ve özellikle kendine yetememe durumu söz konusuysa, sahip olunan kişisel ve toplumsal roller ve statülerde de değişikliklere neden olabilir. 

Yaşlılık sürecinde ana hedef yaşam kalitesinin korunmasıdır. Fiziksel, zihinsel, duygusal ve sosyal açıdan iyilik hali söz konusuysa, yaşam kalitesinin korunması kolaylaşır. 

Yaşlanma ile genel sağlık durumunda meydana gelen bozukluklar, şeker hastalığı, böbrek yetmezliği, kanserler gibi ek hastalıklar ve bağışıklık sistemini zayıflatan doğal işleyiş, kişileri enfeksiyonlara daha hassas hale getirir. Bu hassasiyet de, yaşlılık döneminde enfeksiyonlardan korunmak için daha tedbirli davranmayı gerektirir. 

Sağlıklı ve dengeli beslenmek, ideal kiloda olmak, fiziksel kapasitenin el verdiği ölçüde egzersiz ve hareket, düzenli uyku, altta yatan hastalıklar var ise bunların kontrol altında olması, kişisel bakım, hijyen ve özellikle de el hijyenine dikkat edilmesi, solunum yolu ile bulaşacak hastalıklar açısından kalabalık ortamlarda dikkatli ve tedbirli davranılması, önerilen aşıların yapılması yaşlı bireyleri belirli enfeksiyonlara karşı koruyacaktır. 

DSÖ, 1982 yılında 18-24 Mart tarihlerini “Yaşlılara Saygı Haftası” olarak ilan etmiştir. 

Yaşlılığa ulaşabilme ayrıcalılığına erişmiş, bir ömrün belki de en iyi anlaşılabildiği zamana ulaşmış, dünyadaki varlığın süresini belirten rakamsal ifade ile yaşlı olunsa da ruhları genç olan, ilginin eksik edilmemesi ve kalplerinde yalnızlık duygusuna yer verilmemesi gereken tüm yaşlılarımıza sevgiler, saygılar ve güzel günler dileğiyle… 

Sağlıcakla kalın.