SON DAKİKA
SON DAKİKA


Uzun gecenin armağanı
24.12.2022

En uzun gecede girdin hayatıma. Geceydi, soğuktu, yağmurluydu, kimsecikler yoktu. Oralarda gezinen, herkesin tanıdığı, sevdiğim fakat doğası gereği yavru kedilere zarar veren balıkçı barınaklarının köpeği Max’in varlığını bilince, karanlık ve soğuk geceye minik bir bedeni bırakma olasılığım kalmadı. Çamurlu ayakların, yanık burnun, biraz önce yediğin balığın üzerine sinmiş kokusu bile senden vazgeçebilmeme yetmedi. Bir yandan “Annesi onu arar mı? Bulamaz ise ne yapar?”, bir yandan da “Ya bu minik kediciği annesi almaya gelmez de Max onu bulursa?” arasında gidip gelen düşünce trafiğimin sonundaki yerin, arabamın yan koltuğu oldu. O güne kadar sadece uzaktan sevdiğim, dokunmaktan imtina ettiğim fakat nerede görsem bagajımdaki mamalarla beslediğim canlardan biri, en miniği, en küllü sarısı, en yanık burunlusu, en meraklısı, en cana yakını, bana şimdiye kadar en çok yakınlaşanı şimdi yanımdaydı. Yan koltuğa, kazağımın üzerine yerleştirdiğim miniğin yol boyunca orada oturacağını düşünmek elbette hem acemilik, hem de hataydı. Sileceklerin yetişmediği, bardaktan boşanırcasına yağan yağmurda önümü zor görürken, bir elim direksiyonda, bir elim araba içerisinde şaşkın şaşkın gezinen  minikte, soğukta, karanlıkta, en uzun gecede biz, birlikte çıktık yola. Çıkış o çıkış. Yol arkadaşı oldun, uzun ve karanlık gecelerde saklı güzellikleri, ardından gelecek aydınlık sabahları öğrettin bana. Size nankör diyenlerin kendi gölge yanlarındaki nankörlükleri bastırmak için adınızı kullandıklarını gösterdin. “Onun hayvan olduğunu unutma” diyenlere susmanın, konuşamamanın daha büyük erdem olarak size bahşedildiğini kanıtladın. Sevmediklerine sever gibi yapmadın, sevdiklerinin yanından ayrılmadın. Mutlu olunca teşekkür ettiğini anlatan bir davranış dili geliştirdin. Gerektiğinde sınırlarını çizdin, ne kadar yakın olsak da bunun sınır ihlaline izin vermek demek olmadığını öğrettin. Samimiyetimizden eminken bile birbirimizin düşüncelerini bilemeyeceğimizi, iki ayrı varlık olduğumuzu unutmamamız gerektiğini hatırlattın. Senden öğrendiklerim geldiğin gece gibi upuzun, bana kattıkların sana olan hislerim gibi yoğun.

Ne zaman doğduğunu bilemesem de sana kavuştuğum o gece, senin bana ve yaşantıma doğumun.

Ve bu yıl 21 Aralık’ta evinde biten 2.yılın.

Hayat yolculuğumuzun 21 Aralık’ta, en uzun gecede kesişmiş olması gibi uzun bir birliktelik nasip olsun inşallah bize. Seni çok seviyorum benim can kızım, Badem’im. Yazdıklarımı okuyamıyorsun, anlamıyorsun belki ama sana olan sevgimi hissettiğini iyi biliyorum. Sana, hayatıma kattığın tüm güzellikler için teşekkür ediyorum. En büyük teşekkür, şükür ise Allah’a. Çünkü hiç bir şeyin tesadüf olmadığına inanıyorum. Sağlıklı ve uzun bir ömür nasip olsun inşallah sana. İyi ki doğdun, iyi ki varsın. Sen bana en uzun gecenin armağanısın.

Tüm bu cümleler bir kediye mi diyenler, sevgimde neden arayanlar ya da bir nedene bağlayanlar, abartılı bulanlara  da söyleyecek bir çift lafım var elbet. Sevginin nedensizi, karşılık beklemeden oluşturduğu güzel ve abartılı hisleri makbul, hele can taşıyan masum bir varlık için ise. Bir gün herkese nasip olması dileğiyle…

Sevgiler.

Sağlıcakla kalın.

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap