Yaşam döngüsünün herhangi bir dönemini diğer bir canlının
üzerinde ya da içerisinde, diğer canlıya bir fayda sağlamadan hatta zarar
vererek geçiren canlılara parazit diyoruz. Yani parazitler, varlıklarını
korumak ve çoğalarak nesillerinin devamını sağlamak amacıyla, başka canlılardan
yararlanan ve bu yararlanma esnasında da zarar verme özelliğine sahip
organizmalar.
Parazitlerin üzerinde ya da içerisinde yaşadığı canlılara da
konak diyoruz. İnsanlar ve hayvanlar pek çok parazit için konak olma özelliği
taşıyor. Parazitlerin öncelikle istedikleri özelliklere sahip bir konak
bulmaları, buldukları bu konakta barınmaları, beslenmeleri, büyümeleri,
gelişmeleri, çoğalmaları ve başka konaklar bulmak üzere ayrılmaları gerekiyor
ki döngüleri devam edebilsin.
Kişinin kendisi, başka insanlar ve hayvanlar parazit kaynağı
olabileceği gibi, toprak, hava, besinler ve su da kaynak olabiliyor. Temas ile
ciltten, ağız yoluyla sindirim sisteminden, hava yoluyla solunum sisteminden,
cinsel ilişki ya da temas ile genital sistemden ve plasenta ile anneden bebeğe
bulaşabiliyor.
Bit, pire, akarlar ve kene gibi vücudun dış yüzeyinde yani
ciltte bulunan parazitler kadar bağırsaklara yerleşen solucanlar, kurtlar gibi
vücuttaki bir organda ya da sıtma paraziti gibi kanda yani vücudun içinde de
olabilen türleri bulunmakta.
Her parazit yer aldığı ve etkilediği sisteme göre
şikayetlere neden oluyor ve bu şikayetler sıklıkla parazite özgü değil.
Tedavileri de yine etkene göre değişiyor. Önce hastalığa neden olan parazitin
saptanması ve saptanan etkene göre de tedavinin düzenlenmesi diğer pek çok
enfeksiyon hastalığında olduğu gibi paraziter hastalıklarda da izlediğimiz yol.
Temiz su ve gıda tüketmenin, el yıkama konusunda hassas
davranmanın, paraziter hastalıkların sık görüldüğü bölgelere seyahatte tedbirli
olmanın ve önerileri yerine getirmenin, korunmasız cinsel ilişkiden kaçınmanın
ve kişisel hijyene dikkat etmenin bulaşma riskini azaltacağı unutulmamalı.
Sağlıcakla kalın.