Prof.Dr. Coşkun Özdemir (yaş 93), Prof.Dr. Erdal Atabek (yaş 92),  Prof. Dr. Veysel Ulusoy (yaş 58) (Erken doğma sırasına göre yazdım) Konularında, dünya çapında ödüller almış, ülkemizi kendi dallarında hepimizi onurlandıracak şekilde temsil etmiş, milletçe gurur duyduğumuz üç bilim insanımız. Bu üç değerli insanın ülkemizin iyiliğinden, insanlarımızın huzur ve refahından, özgürlüklerimizin korunmasından, dünyanın en zor coğrafyasında bağımsız olarak yaşamamızdan, Türk Devletinin sonsuza kadar var olmasından başka ne istekleri olabilir ki?

Türk milletinin bu kişilere verebileceği maddi-manevi hiçbir şey yoktur.  Veremezsiniz, çünkü onlar sizden, sizlerin iyiliğinizden başka bir şey istemez. Bizler DOĞRU Parti olarak yıllardır sizlere doğruları söylüyoruz. Bizi hala, araştırmadan “Muhalefete Muhalefet etmekle” suçlayanlar var. Anladık, bizim sesimiz size ulaşmıyor. Hiç olmazsa bu üç bilge insanı dinleyin. Ha, biz bunlardan da akıllıyız, daha donanımlıyız diyorsanız, bizim sizin için yapacağımız bir şey kalmamış demektir!

Gidin başınızı, hangi kaya sertse ona vurun… Prof. Dr. Coşkun Özdemir; (Türkiye Kas Hastalıkları Derneği Başkanı) “Şu an iktidar erkini TEK ADAM eliyle kullanmanın, yargıyı baskı altında tutmanın, CUMHURİYETE ve LAİKLİĞE karşı bir siyaset izlemenin sonuçlarını yaşıyoruz. Cumhuriyete bağlı yurttaşlar olarak büyük endişe duyuyoruz!” (Yazarın sitesinden alınmıştır) Prof. Dr. Veysel Ulusoy; (Enflasyon Araştırma Grubu ENAG Kurucusu)

“Sri Lanka’da olanları çok iyi izlemek lazım. Gelinen nokta aslında YOLSUZLUKLARIN da en üst seviyeye ulaştığı ülkede yaşanması kaçınılmaz olan bir sonucun fotoğrafıydı. TEK KİŞİ, diğer bir ifadeyle aynı aile bireylerinin yıllarca yönettiği ülkenin zaten gelmesi gereken kaçınılmaz son durağıydı!” (17 Temmuz 2022 tarihli yazısından) Prof. Dr. Erdal Atabek; “Tıp Doktoru-Yazar)

“Atatürk’ün yolundan sapınca, kendinizi ortaçağda bulursunuz. Toplumunuz tarikatların, cemaatlerin güdümüne girer. Laik eğitime veda edersiniz. Medreseler birbiri ardına açılır. Atatürk adını anarken duraksıyorsunuz. Laiklik sözcüğünü artık kullanmak istemiyorsunuz. Siz CHP’siniz ama medreselerin açılması kararına katılıyorsunuz. Elbette anlaşılıyor, seçime giderken din temelli tartışmalardan uzak kalmak istiyorsunuz. Ama unutmayın ki tartışmaktan kaçındığınız bu yapılar siz iktidara geldiğiniz zaman, size kendi isteklerini dayatacaktır. Siz eğer onların isteklerini kabul ederseniz o zaman ne olacaktır? Sizin bugünkü iktidardan farkınız kalacak mıdır? Atatürk’ün mirasını ret mi edeceksiniz?

Bugün yanlış yaparsanız, kendi yarınınıza ipotek koymuş olursunuz. Atatürk, “Ehveni şer, şerlerin en kötüsüdür” demişti. Uygar olmak istiyor musunuz? Uygarlığın ortağı olmak istiyor musunuz? Gerçeğin yanında olacaksınız. Hukukta, eğitimde, ekonomide, iç ve dış politikada her zaman gerçekten yana olacaksınız. Bunun yolunu 1920’lerde, 1923’lerde Mustafa Kemal Atatürk gösterdi.  O yol çağdaş uygarlığın yoludur. Ülkenizi ortaçağdan kurtarmanın yolu budur. Kötünün azına razı olmak, kötünün çoğuna teslim olmaktır. Karar sizin değildir, tarihin kararıdır…” (18 Temmuz 2022 tarihli yazısından)

Aziz Türk milleti; bu üç bilge insan gibi, yakın tarihimizi iyi bilen aydınlarımız da böyle düşünüyor. Yönünüzü Türk milletine döneceksiniz. Karanlıkta kaldıysanız DOĞRU Partiyi takip edin biz sizleri aydınlığa kavuştururuz. “Fırtınalı karanlık gecede, bir büyük harp gemisi yol alıyor! Gözcü, Kaptan’a; “Efendim, tam bizim rotamızda bir ışık var, rotasını değiştirmezse çarpışabiliriz.” Kaptan; Işıkla haberleşin, 15 derece sağa kırsın” diye emir vermiş. Gözcü; “Kaptanım, o da bize “siz 15 derece sağa kırın” diyor!

Kaptan çıldırmak üzere! “Bizim büyük bir harp gemisi olduğunu bildirin şu hadsize” diye emir verir. Biraz sonra Gözcü; “Efendim, ben de kayalıkların üstündeki deniz feneriyim, inadı bırakın yoksa çarpacaksınız, diyor!” Kaptan; “15 derece Sancak…”  İnat tarlasında, ayrık otu biter...

Sağlık ve başarı dileklerimle…