Davutoğlu, Diyarbakır’da “Kürt Meselesi Çalıştayı” düzenledi. Çalıştay sonunda 10 maddelik “model metni açıklandı. Aynı konuda,  HDP veya PKK bir model metin hazırlasa, ortaya benzeri bir metin çıkardı! DOĞRU Parti olarak bu metnin tamamı üzerinde çarşamba veya perşembe günü geniş bir açıklama yapacağız. Davutoğlu’nun bu konudaki görüşleri Türk kamuoyu tarafından biliniyor.

Gerek onun, Babacan’ın ve Erdoğan’ın “Çözüm Süreci” dedikleri, bize göre ise bir “İhanet Süreci” olan dönemdeki açıklamaları, basın toplantılarında söyledikleri, son çalıştay açıklamalarıyla birebir aynıdır! Yani Davutoğlu, aynı Davutoğlu! Nasıl Suriyeli sığınmacıları başımıza bela ettiyse, şimdi de, PKK hedeflerinin gerçekleşmesi için uğraşıyor. Sanki, kendisine Türk devletinin “kadrolu düşmanı” görevi verilmiş gibi… Bugün Davutoğlu’nun “Anadilde Eğitim ve Öğretim” talebini anlatacağız. Merak edilen ve Türk milletine mutlaka açıklanması gereken nokta şudur:

Kılıçdaroğlu ve Akşener, Türk devletinin ve Türk milletinin birliğini paramparça edecek bu talepte, ortakları ve siyasi stratejistleri olan Davutoğlu gibi düşünüp, düşünmedikleridir? Göreceğiz! Davutoğlu, Türk milletinden, Anayasamızın değiştirilemez maddelerinden olan, 3’üncü maddesindeki, “Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir” ve 42’nci maddesindeki,

“Türkçeden başka hiçbir dil, eğitim ve öğretim kurumlarında, Türk vatandaşlarına ana dilleri olarak okutulamaz ve öğretilemez” emirlerini değiştireceğini söylüyor! Davutoğlu; “Resmi dilimiz Türkçe olmakla birlikte, Kürtçenin KAMUSAL HİZMET ALANLARINDA kullanılması, Kürt vatandaşlarımızın aidiyet bilincini güçlendirilmesi bağlamında ayrıştırıcı değil, birleştirici bir etki yapacaktır” demektedir, iddiası budur! Türk milletinin “Kımıl Zararlısı Davutoğlu” Anayasamızın ilgili maddelerini bilmez mi? Tabii ki bilir. Peki nasıl ve hangi güçle değiştirebilir?

Başını Kılıçdaroğlu ve Akşener’in çektiği 6’lı ittifakın adayı Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı olması ve partilerinin de TBMM’de çoğunluğu sağlaması mümkün olursa değiştirebilir!  Bu talep yıllardır ABD-İsrail-İngiltere ve AB ülkeleri tarafından ısıtılıp, ısıtılıp  Türk milletine yedirmeye çalışılır. Erdoğan da bunlar gibi düşünür! Emperyalist devletler, Erdoğan’ın AKP’sinin yapamadığını, “Light AKP” olarak soframıza sürülen ABD- İsrail- FETÖ destekli piyonlara yaptırma telaşındalar! Bunların gerçek amaçları, Kürtçe dilinin kullanılması değildir. Amaç Türk devletinin kendi içinden parçalanmasıdır! Çünkü bir ülkeyi parçalamak, yıkmak isterseniz, önce onun dilini, dil birliğini bozacaksınız.

AKP’nin 10 milyon Arap kökenli sığınmacıyı, şartsız olarak ülkemize kabul etmesi zaten en büyük ihanettir. 15-20 sene sonra Türk devletinin karşısına bu kez “Arapça Eğitim-Öğretim” olarak çıkacaklar. Tavşan gibi çoğalan sığınmacılar sayesinde, yakında Türkiye’de ikinci konuşulan dil Arapça olacak, Kürtçe, emperyalistlerin umurunda bile olmayacaktır! Arapçanın yanında bir de Kürtçenin eğitim dili olduğunu düşünürseniz, bu ülkenin çocukları 15-20 yıl içinde, birbirleriyle konuşamaz, anlaşamaz hale geleceklerdir. Bu durum bir ülke için felaket demektir.

Çözüm, ülkemizdeki demokrasinin standartlarını, gelişmiş ülkelerin seviyesinin üzerine çekmektir. Bunu başarabilirsek, bu gibi problemler kendiliğinden ortadan kalkacaktır.

Aziz Türk Milleti; her Türk vatandaşı için, anadili, etnik kökeni, mezhebi, inancı, kültürü, gelenekleri onun ONURUDUR. Devlet bunların korunmasında, yaşatılmasında, vatandaşlarına destek olmak zorundadır. Bunlar Türk milletinin zenginliğidir. Fakat, ülkesinin ve vatandaşların geleceğini perişan edecek uygulamalara hiçbir devlet izin vermez. Dilbirliği bir devlet için olmazsa olmazdır.

DOĞRU Parti; Türk devletinin, Türk milletinin düşmanlarını açıklamayı ve ona kurulacak tuzakları bozmayı görev edinmiş bir Kuvayı Milliye Hareketidir. Ne mutlu Türküm diyene ve sözünden dönmeyene!

Sağlık ve başarı dileklerimle…