Gelişmiş demokrasilerde, seçimler öncesinde televizyonlarda, radyolarda, meydanlarda tartışma programları yapılır.  “Tartışmak” akıllı, ahlaklı, çağdaş, eğitimli, topluma saygısı olan insanların yapabileceği güzel bir eylemdir.  Bir zamanlar “Eski Türkiye” diyerek kötülenen dönemde bizde de yapılırdı!

Siyasi parti genel başkanları televizyonlarda bir araya gelir, programlarını, yapacaklarını anlatır ve rakiplerinin hatalı buldukları politikalarını eleştirirlerdi. Oturumun sonunda, el sıkışılır ve tüm topluma bir barış havası, bir demokrasi şöleni yaşatırlardı… Demokrasiyi, kendisini kafasındaki hedefine götürecek bir araç olarak gördüğünü söyleyen Hacı Erdoğan, iktidara geldikten sonra böyle toplantılar tarih oldu!

Nasıl olmasın ki? Sadece kavga etmeyi bilen fakat onu da devlet gücüyle yapan, toplumun yarısından fazlasına “terörist-Şerefsiz-Ölü Sevici-Çakal-Sürtük” gibi hakaret sıfatlarını söylemekten çekinmeyen, Tarikat Şeyhine “Önderimiz” diyen sığ bilgili biri, hiç rakiplerinin karşısına çıkabilir mi? Çıkamaz, kaçar! Bir an için, Hacı Erdoğan ile Serdaroğlu’nu aynı programda hayal ediniz! Hacıya birkaç soru sorsam, ne yanıt verirdi acaba? Örneğin;

-Hacı Bey, Türkiye dışındaki mal-para varlığını inkar etmedin! Bu haram serveti nasıl kazandın? Haram yemek nasıl bir duygu?

-Sayın Erdoğan; Genel Başkan Yardımcınızın AKP Genel Merkezinde çalışan elemanı, Jaguar arabada kokain çekerken yakalandı! Aylık maaşı 3 bin tl olan bu AKP’li çocuk, nasıl milyonluk arabaya binip, kokain kullanabiliyor?

-Sedat Peker, sizin en yakınınızdaki adamlarınız için belgeli-şahitli-ispatlı çok ağır suçlamalarda bulundu. Fakat kimse konuşmadı! Örneğin, Binali’nin oğlu hakkındakiler için ne diyeceksiniz? Niçin susarlar? İçlerinde “Doğru değil, mahkemeye vereceğim” diyen bir tane “delikanlı” arkadaşınız bile çıkmadı. Neden?

-Saatçi Zafer-Boyunsuz Muammer-Eskort Egemen için TOKİ’Cİ Bakanınız “HIRSIZ” dedi. Bakanları hırsız olan Başbakana ne denir ya Hacı?

-“Hırsızlık, babadan oğula geçer” dediniz. İçişleri Bakanı Soylu, Habertürk TV’de

17/25 Aralık tapelerinin doğru-gerçek olduğunu söyledi! İçişleri Bakanınıza sorar mısınız, Bilal Oğlana ne geçmiş oldu? Gördüğünüz gibi bu sorular çerez! Daha dosyalı-belgeli- resimli yolsuzluk, soygun dosyaları var. Yapılan ihanetler var. Savaşmadan toprak kaybetmek var, PKK şehitlikleri var. Var oğlu var! Bu yüzden Hacı Bey, günde üç defa yürek yese, yine de karşımıza çıkamaz. İnşallah çok yakında Bağımsız Türk Yargısının karşısına çıkmış halde göreceğiz… Beni istirhamım Sayın Kılıçdaroğlu ve Sayın Akşener’den!

Gelin Hacı Bey’in yapamadığını bizler yapalım ve Türk milletine bir demokrasi şöleni yaşatalım! CHP Genel Başkanı-İYİ Parti Genel Başkanı ve DOĞRU Parti Genel Başkanı, herhangi bir Canandaş TV’de bir açık oturumda buluşalım.  Biriniz cumhurbaşkanı, diğeriniz başbakan olmayı istiyorsunuz. Yolunuz açık olsun da, sizi derinliğine tanımak hakkımız değil mi? Ne kadar millisiniz? Ne derece cesursunuz? PKK-Tarikatlara nasıl bakıyorsunuz? Ulus Devlet, Üniter yapı, Anayasanın ilk 6 maddesine nasıl bakıyorsunuz? Kemal Bey’le bir dönem bakan-genel müdür ilişkimiz olmuştu. Meral Hanımı ise siyaset sokan biziz! Yaşça da ikinizden de daha erken doğmuşum, herhalde beni kırmazsınız! Size söz veriyorum, ikinizi de üzmeyeceğim. Gündemimiz tek madde, “Nasıl Bir Cumhurbaşkanı Adayı” olsun?

Bildiğiniz gibi bendeniz Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen gibi Türk milletinin değerini Cumhurbaşkanı olarak görmek istediğimi söyledim. Sizler de düşüncelerinizi Türk milleti ile paylaşırsınız. Böylelikle, AKP sayesinde yerlerde sürünen demokrasi çıtamızı, yükseklere taşımış oluruz… Lütfen bu demokrasi şölenini topluma çok görmeyin! Moderatör seçimini ve kanalı lütfen sizler belirleyin! Hacı Bey’i de izleyici olarak davet edebilirsiniz.

Not: Bugün 6’lı masa toplantınız var. Tam da günü, karar alın uygulayalım.

Sağlık ve başarı dileklerimle…